Korona bütün dünyanın altını üstüne
getirdi. Değerler, yargılar değişti, gözümüzde büyüttüğümüz kocaman kocaman
ülkeler meğerse kâğıttan birer kaplanmış. Avrupa, Amerika, Rusya, dünyanın en
büyük ülkeleri, hepsi korona karşısında sendelediler. Ne halkları pandemi karşısında
disipline uyabildi, ne de sağlık sistemleri böylesi bir felakete karşı
koyabildi… Meğerse içleri boş kocaman fıçılardan ibaretmişler. Hani boş fıçılar
çok ses çıkarırlar ya, bunlar da öyle işte, toz zerresinden küçük bir virüs
hepsini yere serdi. Şu aşağıdaki
sayılara bir göz atın:
USA 97.655 kişi öldü
İspanya 28.628 kişi öldü
İtalya 32.616 kişi öldü
UK 36.393 kişi öldü
Bu ülkelerin sağlık sistemleri hikâyeymiş…
Hele İtalya ve İspanya gibi gelişmiş ülkeler hiç beklenilmedik bir şekilde
cihaz ve malzeme sıkıntısı çektiler ve insanlarını ölüme terk ettiler.
İnanılmaz görüntülere şahit olduk. Bu ülkelerde 21’nci yüzyılda öyle insanlık
dramları yaşandı ki akıllara sığmıyor. Ne kadar acizmişler, ne kadar beceriksizmişler,
ne kadar hazırlıksızmışlar…
Türkiye için burada ayrı bir paragraf
açmak istiyorum. Her ne kadar televizyonlardan cahilliğin en üst mertebesinde
yaşayan insanların görüntülerini izliyorsak da Türkiye’de hiçbir hasta Avrupa’daki
gibi yerlerde yatmadı. Herkese en iyi şekilde bakıldı. Hiç bir hasta suni
solunum cihazı eksikliği çekmedi. Hatta acilen üretime geçildi ve kullanıma
hazır. Hastanelerin doluluk kapasiteleri hep en üst seviyenin altında kaldı. Her
hastanede yoğun bakım ünitelerinde ve normal odalarda boş yer var. Bütün dünyaya
tıbbi araç gereç donanım gönderdiler. Bu arada İsrael’de Türkiye’den tıbbı
donanım malzemesi satın aldı. Gerçi biraz sevkiyatta aksama oldu ama Türkiye’de
tıbbi malzeme ihracatı yasaklanmış olduğu için bürokrasiye takılan sevkiyat
kısa zamanda çözüldü ve malzemeler İsrael’e geldi. Bazı ülkeler de teberru
olarak gönderilen malzemeleri standartlara uymadığı için kabul etmedi.
Sosyal bir patlama, protestolar ya da her
hangi bir konuda sıkıntı çekilmedi Türkiye’de. Acemilikle maske dağıtımını
beceremediler. Ama neticede aksak topal da olsa hallettiler. Şimdilerde satışı
serbest. Tanesi 1 TL. Gıda ve tüketim maddeleri bol ve her yerde var. Evlere
dağıtımda da sorun yaşanmadı.
Türkiye’nin pandemide en önemli problemi
devlete olan güven eksikliği oldu. Halk, yabancı basın söylenenlere hep
kuşkuyla baktı, inanmadı. Devlet inandırıcılığını kaybetmiş durumda.
Türkiye’nin bir başka problemi de
ekonomisi. Son derece zayıf ve kırılgan. Dolar 7.30 TL. zirvesini gördü. Gerçi
toparladılar ve şimdilerde doları 7 TL.nin altına indirebildiler ama Türk ekonomisinde dolar için derler ki “doların
hafızası çok kuvvetlidir, çıktığı yeri unutmaz…”
Gelelim İsrael’e, Pandemi krizi başladığında
İsrael geçici bir hükümetle idare ediliyordu. Fakat hükümetin geçici olması krizi
idare etme konusunda bir sorun olmadı. Belki İsrael bir hafta evvel kapanabilseydi
daha iyi olabilirdi ama seçim buna mani oldu. Seçimden bir hafta sonra kapanmaya
başladık.
Halk büyük bir oranda disipline uydu.
Ancak haredilerin yoğun yaşadığı Bnei Brak ve Yerushalim’in bazı mahallelerinde
korona yasakları dolayısıyla dini eğitim ve dua etme aksayınca hayatları din
olan bu insanlar tepki koydular, disipline uymadılar ve hastalık bu yerlerde hızla ilerledi.
Kontrol güçleşti. Bu arada kendisi de haredi olan İsrael sağlık bakanında “merak
etmeyin, maşiah gelecek ve hastalık bitecek” beyanatı hafızalara kazındı.
İsrael’de markete kasaba telefon açıp siparişi birkaç saat
sonra eve getirtmek imkânı yok. İnternetten sipariş verilebiliyor elbette ama
en az bir-iki gün beklemek gerekiyor ve ayrıca genelde 30 şekel (60 TL) gibi
bir ücreti var. Ama bu zor süreçte İsrail savunma Kuvvetleri (IDF) 9 milyonluk
bu küçük ülkede 2,5 milyon adet koliyi ihtiyaç sahiplerine ulaştırdılar. O
18-19 yaşında aslan parçası çocuklar sabahlara kadar koşturdular, yerlerde
kaldırımlarda biri birilerinin üzerine başlarını koyarak uyudular. Gönüllü
kuruluşlar kendi aralarında organize olup masrafları da ceplerinden
karşılayarak yardım kolileri hazırladılar, çiçeklere kadar, Shabbat mesajlarına
kadar doldurdukları kolileri ihtiyaç sahiplerine götürdüler.
Makroekonomide güçlü İsrael ekonomisi krizi problemsiz atlattı.
Dolar krizden evvel 3.45 şekeldi bu günde 3.52 şekel… Her şey yerinde, bana
mısın demedi. Ben İsrael’e geldiğim 2011 yılında dolar 3.70 şekeldi.
Ancaaak mikroekonomide durum bu kadar iyi değil. 75 bin iş
yerinin kapıları bir daha açılmayacak şekilde kapandı. 1 milyon 200 bin işçi
işten çıkartıldı. Bunların maaşını devlet veriyor. (% 70) İşçilerini geriye
alan iş yerlerine devlet yardım edecekmiş. Şimdilik bu işçilerden ancak 60 bini
geriye dönebildi. Çekler ödenmiyor, çekleri imzalayanlar dört beş ay temdit
istiyor. Kiraları ödemekte halk çok zorlanıyor. Emeklilerin durumu hala çok
zorda. Devlet onlara da yardım ediyor ama bu ateşe kar mı dayanır? 500 şekel
yardımdan ne olur? Neye yeter?
Büyük fotoğrafa bakmak lazım. Neticede İsrael sadece 279 can
kaybetti. Benzer nüfusta ülkelere bakılınca pek çoğundan daha iyi, hatta en
iyisi. Bu hastalığın insandan insana geçtiğini dolayısıyla dış ülkelerle
temasın çok yüksek olduğu bu ülkede can kayıbının bu kadar az olması takdire şayan. Alaska'da hiç can kayıbı yok, çünkü bu mevsimde oraya ne gelen var ne giden. Şimdi orada can kayıbı yok diye en başarılı üşlke mi oluyor? Bunu da göz önünde bulundurmak lazım.
Ülkede hiçbir hastanın bakımı eksik yapılmadı, hiçbir doktor
ya da hasta malzeme, ilaç, alet, edevat, yatak veya yoğun bakım ünitesi
sıkıntısı çekmedi. Belki hastanelerimiz beş yıldızlı oteller gibi değil, ama başta
doktorlarımız ve tüm sağlık çalışanlarımız bilgi ve çalışkanlıklarıyla dünyanın
en iyileri. Bu sayılara ve oranlara da yansımış durumda. Mümkün olan en az kaybı
verdik. Keşke hiç vermeseydik.
İsrael krizi atlatma sürecini de çok kısa zamanda halletti. Neredeyse
tamamen açıldık. 27 Mayısta kurallara bağlı olarak lokanta ve kafeler açılıyor.
AVM’ler açıldı. Plajlar açıldı. Okullar,
yuvalar kısmen açıldı. Üniversiteler bir-iki hafta sonra açılacak. Spor müsabakaları, konserler, tiyatrolar
sinemalar kaldı.
Bu arada gerzek Araplar, özelikle Müslüman ülkelerin
gönderdikleri yardımları hava yoluyla önce İsrael'e geldiği için kabul etmeyerek geriye gönderdiler. İsrael ile Müslüman
ülkelerin ilişkilerinin gelişmesinde köprü olmak istemiyorlarmış. Gerçekten
aptallık sınırlarını zorluyorlar…
Forbes dergisi İsrael’i pandemi krizinde en güvenilir ülke
seçti. Dünyanın her yerindeki İsrael’liler daha güvende olabilmek için
ülkelerine geriye döndüler. Aliya % 20 arttı. Bu hafta Etopya’dan bir kafile
geldi ve Aliya yaptı. Haftaya Ukraynalılar geliyor.
Gerek en az kaybı verme konusunda, gerek krizi atlatıp ülkeyi
açmadaki çabukluğu dolayısıyla, gerek ekonomi olarak sağlam duruşuyla İsrael
güven tazeledi, hatta kendisine olan güveni arttırdı. İsrael krizi başarıyla atlatmayı
başardı. Dost da düşman da gördü ki 9 milyonluk bu küçük ülke dünyanın her
bakımdan en güvenilir ülkesidir. Dünyanın her yerinde yaşayan Yahudiler, nerede
yaşadığınız önemli değil, gurur duyun ülkenizle…
Aaron Baruch (Ankaralı)
Koronavirüs rahatsızlığı nedeniyle 10 Nisan 2020 tarihinde İstanbul Göztepe'deki Medicalpark hastanesinde vefat eden Şişli hazan Rıfat Romi'nin ve ailesinin o hastaneye yatışı yapılmadan önce yaşadıkları trajediyi bilseydin herkese en iyi şekilde bakıldığını yazmazdın, neyse....
YanıtlaSilO zaman yaz da öğrenelim...
Silçok güzel eline sağlık
YanıtlaSil