22 Mayıs 2021 Cumartesi

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ…

 




2014 savaşından sonra Hamas Gazze’de beklenilenden daha çabuk yaralarını sardı. 2014’de dümdüz edilen Gazze yeniden imar edildi. Hatta bu sefer neredeyse yeraltında kuruldu. Gazelliler’in “metro” dedikleri tünellerin uzunluğu 100 km’yi buluyor. İçlerinde havalandırma, tuvalet, dinlenme odaları, depolar her şey var. Bu tüneller esasında yer altından İsrail tarafına geçip insan kaçırma dahil terör eylemlerini gerçekleştirmek amacıyla yapılmaya başlandı. Fakat İsrail buna yer altına çelik+beton karışımı engelleyici duvar ile cevap verdi. Geçemediler.  Onlar da bu sefer Gazze’nin içerisinde yer altında neredeyse bir şehir yaptılar.

Esas olarak Batı Şeria’da iktidar olmak isteyen Hamas hazır olduğunu hissedince savaşın fitilini ateşledi. Hamas’ın hedefi Batı Şeria’da da iktidar olmak ve milyarlarca doları kontrol etmek. Bunun için ilk önce Filistin halkının gözünde kahraman olmak için Kudüs’ün savunucusu rolüne girmesi gerekiyordu.

Zamanlamayı ayarladılar. Bu sene Ramazan, Nakba (İsrailin kuruluşu dolayısıyla Arapların büyük yas günü) Yom Yeruşalayim (İsrailin her yıl kutladığı Kudus’ün fetih günü) kadir gecesi ve Ramazan Bayramı, hepsi bir araya geldi. Zamanlama çok uygundu. Şimdi Hamas’a bir de bahane gerekliydi. O da oldu. Şeyh Cerrah olayları fitili ateşledi.

Nedir bu Şeyh Cerrah meselesi? Sene 1875. İki Yahudi kuruluşu Doğu Kudüs’te Araplar’dan parasını verip toprak satın alıyor, o günün Osmanlı idaresi de tapuyu veriyor. Yahudiler burada evler yapıyorlar ve oturuyorlar. Sene 1948. İsrail kuruluyor ve bir hafta sonara Arap İsrail savaşı başlıyor. Ürdün Doğu Kudüs’ü işgal ediyor. Yahudileri Şeyh Cerrah’taki evlerinden atıyorlar ve bu evleri Araplara veriyorlar. Yani “buyurun burada oturun” diyorlar, tapu mapu yok. Sene 1967. 6 günlük Arap İsrail savaşı. Doğu Kudüs’ü bu sefer İsrail işgal ediyor. Yahudiler Araplara diyorlar ki bu “evler bizim, gidin.” Evlerde oturan Araplar diyorlar ki “gitmeyiz, bu evleri bize Ürdün verdi, bizimdir.” Sonuç mahkeme. Dava yıllarca sürüyor. Her mahkeme Yahudileri haklı buluyor. Sonra bir üst mahkeme, sonra temyiz. Bugüne kadar gelindi. Son yüksek mahkeme diyor ki, “oturacaksanız oturun ama kira vermeniz gerekli.” “Hayır” diyor Araplar “kira mira vermeyiz” O zaman tahliye… Tahliye kararı çıkınca karar belirsiz bir tarihe kadar ertelenmesine rağmen Araplar “evleri tahliye etmeyiz” diye olaylara başladılar. Bu arada şunu söylersek daha iyi anlaşılır belki, Kudüs’te bir Arap evini Yahudi’ye satarsa cezası ölümdür. Yani evler o derece kıymetli…

Hamas bahaneyi bulmuştu. Zamanlama da tamamdı. Harekete geçtiler. Şehy Cerrah tahliyesini protesto etmek için Mescidi Aksa’da oturma eylemi başlattılar. Ramazan’ın son cuması içeriye taşları yığdılar. Güya oturma eylemi, başladılar aşağıdaki ağlama duvarında bulunan Yahudilere taş atmaya. Polis Mescidi Aksa’ya girmek zorunda kaldı. Araplar havai fişekler ve taşlarla karşı koydular. Bu arada havai fişeklerden bir ağaç tutuştu. Yaygara başladı:

-Mescidi Aksa’ya girdiler, yakıyorlar, polis bomba gaz plastik mermi atıyor…

Hamas Gazze’den ültimatom vermeye başlıyor.

-Eğer Şeyh Cerrahta tahliyeyi iptal etmez ve Mescidi Aksa’dan polis çekilmezse Tel Aviv’i vururuz.

Bu arada balon terörü başlıyor. Yanıcı maddeler yüklenen uçan balonlar Gazze’den atılıyor ve İsrail tarafında onlarca yangın çıkartıyor, hasata hazır ekili alanlar yanmaya başlıyor.

Mescidi Aksa’da sivil Filistinlilerin arasına karışan Hamas militanları olayları daha da kaşıyınca gerilimle olaylar zirve yapıyor ve  sonuçta Hamas roketleri göndermeye başlıyor. Hamas-İsrail 2021 Surların Koruyucusu savaşı başlıyor.

Hamas Demir Kubbe savunma sistemini aşmak için roketleri bir arada onar onar ateşledi. Demir Kubbe 2014’ün aynı Demir Kubbesi ancak yazılımı daha da geliştirilmiş. Buna rağmen yakalama gücü ancak %90 civarında. Yani çoğunu yakalıyor ama ıskaladığı da oluyor. 2014 de 50 küsur günlük savaşta toplam 5700 civarında roket atabilen Hamas bu defa 11 günde 4500 civarında roket attı. En kuzeyde menzil Netanya’ya kadar uzadı. Yani daha güçlüydüler bu savaşta. 2014 de roketler yüzünden ölen İsrail’li sivil olmamıştı. Bu sefer zarar ziyan da oldu, ölenlerde…

İsrail ise bu defa taktik değiştirdi. Hamas’ın bütün bürolarını karargahlarını depolarını teker teker vurup indirmeye başladı. Kimi hedefler yüksek binaların içerisindeydi. O binalarda doktorlar, siviller, belki yayın kuruluşları bir sürü hedef olmaması gereken birimler de vardı. İsrail o binayı vurmadan önce sivillere “vuracağız, kaçın” diye tek tek telefonlarına mesaj gönderdi, ardından binanın tepesine bir çata pat misli ses bombası attı ve sonra esas bomba geldi. Yalnız nasıl bir bombaymış ki binanın dibine atıyorlar ve bütün bina sanki planlı dinamitle yıkım gibi boş bir çuval gibi bir anda yere yığılıyor…

Bu arada İsrail teknolojisi ve istihbaratı tünellerin yerlerini ve güzergahlarını tespit etti. İşte tam bu noktada İsrail Hamas’a çok güzel bir oyun oynadı. İsrail’in yetkili ağızları sanki karadan da giriliyormuş gibi demeçler, şifreli sözler sarf etmeye başladılar.  Tanklarda bir hareket filan gözlemlendi.  Hamas kara harekatının başlayacağını zannedip tünellere askerlerini yığdı ve savunma pozisyonu aldı. Ve birdenbire 100’den fazla uçak bir anda tünelleri bombalamaya başladı. Önce bir uçak dalıyor ve bombayı atıyor, bomba yüzeyi delip tüneli açığa çıkartıyor, peşinden ikinci uçak geliyor çok güçlü ikinci bir bombayı aynı delikten içeri bırakıyor. Tünel patlıyor…

Neticede uluslararası baskı geldi ve 21 Mayıs Cuma gecesi 02.00 de ateş kes sağlandı.

Kim ne kazandı ne kaybetti? Bence önce ölenler kaybetti. Zarar gören Arap ya da İsrailli fark etmez, bütün siviller kaybetti. Yaralananlar, evleri yıkılanlar, işini kaybedenler, zarar gören bütün siviller...

Hamas'ın en önemli başarısı İsrail’in Araplarını isyana ikna etti, karşılık veren İsrailli Yahudiler de olaylara katılınca büyük bir karışıklık çıktı. Linç olayları yaşandı.  İsrail bu isyanla çooook uğraşır. Anlaşılan odur ki İsrail’de Yahudiler ile Araplar aynı şişedeki yağ ve su gibi… İstediğin kadar çalkala, bırakınca hemen ayrışır, asla karışmazlar…

İsrail zaferi ise uluslararası camiadan büyük destek gördü. Bu yıllardan beri ilk defa bu kadar yüksek oranda oldu. Çok büyük bir başarı ve ümit kapısı. Hamas’a akan para durursa bu problem büyük oranda çözülür. Yoksa yıkılan yakılanı Hamas yine 5-10 senede bundan evvel yaptığı gibi yeniden yapar ve beşinci Hamas-İsrail savaşı da onlar hazır olunca bir bahane ile tekrar başlar…

Ateşkes barış değil. Bir sonraki savaşa kadar ara verildi. Hamas isteklerini kabul ettirebildi mi? Yok canım ne Şeyh Cerrah’ı halledebildiler ne de Kudüs’ü. Ama Batı Şeria’da bugün seçim yapılsa Hamas sanki kazanır gibi geliyor bana. Bunu da Hamas’ın kâr hanesine yazabiliriz. İsrail sanki önemli bir şey kazandı ama bilemiyoruz. Bibi şifreli konuşuyor. “Halkın bilmedikleri bizim de söyleyemediklerimiz var” diyor. İnşallah, bari bir şeylere değsin bu kadar büyük yıkım olan savaş.

İsrailli ateşkesten memnun değil. “bu herifleri keşke bari bu sefer dibine kadar bitirseydik” diyorlar. Ama ne yapalım, bütün dünyayı da karşımıza alamayız ki…

Eğer bir gün İsrailli ve Arap siyasiler el ele tutuşup halkı barışa ikna etmeye çalışmazlarsa bu savaş ve dolayısıyla ölümler bitmez. Ben bunu görebileceğimi hiç zannetmiyorum, belki çocuklarım da değil ama belki belki torunlarım, inşallah…

Yoksa ne savaş ne ilhak ne toprak karşılığı barış işe yaramıyor. Denedi ve sonuç ortada…  

Ne diyeyim,

Ümit fakirin ekmeği,

Ye Memet ye,

Ye Memet ye…

 

Aaron Baruch (Ankaralı)

18 Mayıs 2021 Salı

FATİH ALTAYLI ve PRF.DR.KAYIHAN PALA’YA CEVABIMDIR.

 

Sayın Fatih Altaylı ve Sayın Prf. Dr. Kayıhan Pala;

17 Mayıs 2021 tarihinde yayınlana Teke Tek   programının 38’nci dakikasında başlayan İsrail ve Covid 19 aşısı ile ilgili şu açıklamalar yapılmıştır.  

Prf. Dr. Kayıhan Pala: İsrail, İsrail’dekilere yüksek doz aşı sağladı ama Filistinlilere hiçbir doz  aşı sağlamadı.  Dolayısıyla bu da insanlık dışı bir durumdur. Filistin olgusunu tek başına orada yaşanan çatışmalar, ölümler, çocuklar…

Fatih Altaylı: İsrailliler Filistinlilere aşı yapmadılar mı?

Prf.Dr.Kayıhan Pala: Yapmadı.

Fatih Altaylı: Kendi vatandaşı onlar.

Prf.Dr.Kayıhan Pala: Dolayısıyla bunu da gündeme getirmek gerekir. İsrail birlikte yaşadığı Filistin halkına aşı yapmayı tercih etmedi. Bu da bir insanlık dramıdır aynı zamanda, insanlık suçudur.

Sayın Fatih Altaylı ve Sayın Prf. Dr. Kayıhan Pala;

Önce ne konuştuğumuzu bilmemiz gerekiyor. İsrail’de yaşayan Filistinli yok. İsrail’de yaşayan Araplar İsrail vatandaşıdırlar ve İsrail kimliği, İsrail pasaportu taşırlar. Filistinliler Batı Şeria’da  ve Gazze’de yaşarlar. Filistin kimliği taşırlar.

İsrail’de yaşayan İsrail vatandaşı Araplar bütün sağlık hizmetlerinden, ki buna Covid 19 aşısı da dahil, İsrail’de yaşayan herkes gibi aynı şekilde hiçbir fark gözetilmeden faydalanırlar. Aşı olmak isteyen herkes Arap-Rus-Türk-Etiyopyalı bütün İsrail vatandaşları aşı oldular. Hatta İsrail’de bulunan ve 6 aydır İsrail’de yaşadığını belgeleyen İsrail vatandaşı olmayanlar dahi aşı oldular.

Filistinlilere gelince, İsrail Filistin’e sağlık personelinin aşılanabilmesi için yeteri kadar doz aşıyı hibe etti. Ayrıca İsrail’de çalışan Filistinlileri de aşıladı.

Şimdi benim de size bir sorum var. Bir Roket kaça mal oluyor ve bir roket parasıyla kaç doz aşı alınabilir ve kaç  Filistinli aşı olabilir?

Filistinliler Gazze'den kafamıza, sivil hedeflere, hatta bilhassa sivil hedeflere 9 günde 3700 roket attılar da kaç doz aşı eder onu bilmek istedim.

Saygılarımla,

Aaron Baruch (Ankaralı)

17 Mayıs 2021 Pazartesi

MEHMET ALİ ERBİL – “BİR İSRAİLLİ ÖLDÜRSEM CENNETLİĞİM.”



Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır? İnsan öldürüp cennete gitmek… Allah’ın bütün lanetleri senin üstüne olsun. Öldürmek istediğin bir insan olduğu için, İsrailli olduğu için değil…

Uzun uzun düşündüm, bir insan evladı nasıl böyle bir şey söyleyebilir diye? Hadi Hamas terörist, tamam, terörizmin gereğini yapıyor, vuruyor, kırıyor, yakıyor öldürüyor, çünkü terörist. Peki sen ne boksun? Sen niye birini öldürmek istiyorsun? Cennete gitmek için mi? Kırmızı mumlu davetiye mi aldın yukarıdan? Özel iletişim hattın mı var?

Büyük bir ihtimalle bu zırtapoz parasız kaldı. Bu konuşmayı yapmak için de para aldı. Kimden aldı, ebetteki Türkiye’yi idare eden iktidardan.  Veya iktidara yalakalık yapıyor. Tabii bu bir varsayım ve bana ait. Ucunda muhakkak bir menfaati vardır. Elbette yanılıyor olabilirim ama aklıma başka bir şey gelmiyor.

Eyy Türk milleti gözünü aç, ödediğin vergiler Hamas’a gidiyor. İnsan öldürmek için kullanılan o roketlerden her birisi için 100 tane Covid 19 aşısı alınır ve onlarca insanın hayatı kurtarılabilirdi.  

Ama münevverleriniz buysa cahillerden ne umut edebiliriz ki, Yıldız Tilbe’si de İzzet Çapa’sı da Ayşe Arman’ı da Mehmet Ali Erbil’i de da aynı, yazıklar olsun…  İnsanın insanlığından utanası geliyor.

Gözünüzü açın, bu savaş Hamas’ın Batı Şeria’da iktidarı ele geçirip milyarlarca doları cebine atmak için çıktı. Şeyh Cerrah ta, Mescidi Aksa da Kudüs de hepsi bahane… Gözünüzü açın.

Aaron Baruch (Ankaralı)

Mehmet Ali Erbil’in Videosu :

https://www.youtube.com/watch?v=rnNbp9xDkiM

Kaynak : Kör Nokta -Hakan Başar - Refael Sadi :

https://www.youtube.com/watch?v=j1tFWXFOL5c&t=88s

14 Mayıs 2021 Cuma

AYŞE ARMAN’A CEVABIMDIR…

 




“Dua eden insanlara saldırmak ne demek? Camiye saldırmak, caminin içine gaz bombası atıp kapıları kapatmak ne demek? Terörün dik alası. Vahşetin daniskası. İnsanlığın bittiği an.”

İnstagram hesabına böyle yazmışsın Ayşe Arman. Biliyor musun, sen öldürdün. Şahsında benim gibi pek çok insanın kafasındaki modern, münevver Atatürkçü müthiş Türk kadını imajını öldürdün. Aç gözünü de dünyayı izle… Sadece satın alınmış sansürlü Türk görsel ve yazılı basını izleyerek binlerce kilometre uzaktan İsrail-Filistin meselesi hakkında fikir sahibi olabileceğini mi sanıyorsun? Şaşarım aklına…

Berlin’e bak, Frankfurt’a bak, Roma, Redwood city, Bellevue, Los Angeles, Atlanta, New York, Cleveland, Viyana, Kiev, Pittsburgh, Las Vegas ve diğer şehirlere bak… İsrail bayraklarını gör… Bil bakalım neden bu şehirlerde İsrail bayrakları açılıyor, neden İsrail’e destek veriliyor Ayşe Arman… Neden Avusturya meclis binasına ve dış işleri bakanlığı binasına İsrail bayrağı çekiliyor?

Çünkü dünya gerçeği görüyor. Sen niye görmüyorsun, Hamas terör örgütüdür. Hamas Gazze halkına zulüm ediyor. Hamas Gazze halkına bağışlanan paraları silaha ve teröre yatırıyor. Eğer bu paralar Gazze halkına ve ülkenin refahına harcansaydı Gazze bugün Akdeniz’in Phuket’i olurdu.

Yukarıda İnstagram hesabından aktardığım yazını yazmadan evvel birazcık baksaydın bu şer yuvası toprakları Camp David pazarlıkları sırasında İsrail'in nasıl Mısır’a  vermek istediğini, fakat Mısır’ın kabul etmediğini bilirdin. Enver Sedat neredeyse masadan kalkıyordu.

2005 Eylül’ünde İsrail belki barış olur ümidiyle Gazze’yi terk etti. Gazze'yi elleriyle Araplar'a verdi. Yahudi yerleşimciler evlerinden İsrail ordusu tarafından zorla sökülerek atıldılar. Milyonlarca dolarlık tesisler, evler, seralar Gazze’ye terk edildi. Hepsini mahvettiler, sonuçta bugüne geldik. Al sana barış, 4 günde kafamıza atılan 2000 roket.

İsrail ordusu dünyanın en namuslu ordusudur. Gazze’de çocuklar siviller ölüyor, doğrudur. Bütün dünya gibi biz İsrailliler de kahroluyoruz. Ancak bu insanları canlı kalkan olarak kullanıyorlar. Camileri okulları hastaneleri rampa ve cephanelik olarak kullanarak bile bile sivil hedeflere 2 metre boyunda roketler atıyorlar. Üstelik insanları kendilerine acındırmak için türlü hilelere baş vuruyorlar. Suriye’de çekilmiş resim ve videoları sanki bu günmüş gibi yayınlıyorlar, çocuklara kanlı makyaj yapıp sanki onları İsrail öldürmüş gibi servis ediyorlar. Bak linkini koyuyorum izle…

https://www.facebook.com/bgatenyo/videos/4203898906342555

Ido Avigal kimdir bilir misin? Hamas’ın onun evini hedef alarak attığı 2 metrelik roketle öldü. Sadece 5 yaşındaydı. Annesi de hastanede hayatı için savaşıyor. Engelli oldukları için sığınağa kaçamayan iki İsrailli yaşlı kadın gibi, onlar  da öldüler…Hamas roketlerini sivil hedeflere bile bile atar. Gözünü aç Ayşe Arman, bilgin olmadan fikrin olamaz…

Üstrelik de kimi destekliyorsun, değse içim yanmaz bari. Bu Filistinliler, bu Araplar ne zaman Türkiye lehinde oy kullandılar, I.Dünya savaşı sırasında yaptıkları mezalim şehit ettikleri Türklerin hatıralarına ne büyük bir kalleşlik. 

Haa bir de camii, dua eden insanlar gaz filan dedin ya, bak sadece son üç günde İsrail’de Araplar, ya da Filistinliler, 8 adet sinagogu yaktılar, cayır cayır, Bir de Mescidi Aksa’nın haline bak. Resmini koyuyorum. Montaj filan değil ha, gerçek oğlu gerçek. Al sana camii. Gözünü aç Ayşe Arman.




Şimdi en baştaki resme bak Ayşe Arman, babasının mezarına sarılan bu çocuk Yahudi, ama önce insan, ona da yazık değil mi?

Şimdi Bodrum’da bayram tatilinin tadını çıkar, artık seni takip etmeyeceğim. Sen Ayşe Arman’ı öldürdün…

İşte bütün dünya, sadece bir kaç resim... Daha çok var ama senin ilgileneceğini sanmıyorum, Gözün hiç bir şeyi görmüyor...


























11 Mayıs 2021 Salı

İSRAİL’DEN HABERLER 11.05.2021

 



JERUSALEM POST 11 Mayıs 18.22

 

Salı günü Aşkelon'da iki İsrailli kadın, şehre roket saldırısı sırasında öldü. IDF, Gazze Şeridi boyunca Hamas ve Filistin İslami Cihad (PIJ) terörist bölgelerini hedef almaya devam etti.

Başbakan Benjamin Netanyahu, IDF'nin Güney Komutanlığı karargahına yaptığı ziyaretin ardından saldırıların yoğunluğunun ve oranının artacağını duyurdu. 

Bibi "bir savaş döneminin ortasındayız" dedi ve devam etti. "IDF dünden beri Gazze'deki yüzlerce Hamas ve İslami Cihad hedeflerine saldırıyor. Komutanları etkisiz hale getirdik, birçok önemli hedefe ulaştık. Hamas beklemediği şekillerde vurulacak."

Biri 60'larında diğeri 80'li yaşlarda iki İsrailli kadın Aşkelon’daki evlerine roket isabet etmesi sonucunda öldüler.  Birkaç dakika sonra IDF, Gazze'deki roket atışından sorumlu iki üst düzey PIJ komutanını öldürdüğünü bildirdi. 

İsrail Polisine göre, Aşdod ve Aşkelon'daki bir düzineye yakın bina roketle vurulurken 80'den fazla İsrailli yaralandı. Binalardan biri okuldu. Bilindiği gibi İsrail’in güneyinde bugün okullar kapalı ve çalışıma yok.

Öldürülen Filistinli teröristlerden birinin Samah Abed el-Memluk olduğu tespit edildi. IDF ve Shin Bet (İsrail Güvenlik Ajansı), bir dizi başka İslami Cihad ajanıyla birlikte bir saklanma yerinde saldırıya uğradığını söyledi. IDF, Al-Mamlouk'un PIJ'in roket cephaneliğinden sorumlu olduğunu söyledi. 

Başka bir görevde, İslami Cihad'ın Gazze Tugayı komutan yardımcısı Hassan Abu al-Atta da, İsrail ordusunun Gazze'nin Rimal semtinde sekiz katlı bir binada bir daireyi vurması sonucu öldürüldü. O, bir İsrail tarafından 2019’da imha edilen  Baha abu Al-Ata'nın  kardeşiydi.

İslami Cihad, görevlilerinin öldürülmesine verilecek tepkinin sert olacağını söyledi. Salı günü erken saatlerde Hamas ve IDF, Mısır'ın ateşkes için arabuluculuk yapma çabalarına karşı olduklarını ifade ettiler. Pazartesi gecesi ve salı günü Gazze Şeridi'ndeki terörist gruplar, İsrail’e 600'den fazla roket atıp iki İsrailli’nin ölmesine 80 den fazlasının da yaralanmasına sebep oldu.

 

 

Y NET 11.05.2021 18.45

 

Arap'ın cenazesi sırasında ayaklanmalar

Bu gece vurulan 25 yaşındaki gencin cenazesinde Lod'da isyan çıktıPolisler isyancılara göz yaşartıcı gaz kullandıİki sınır polisi hafif yaralandı ve bir araba ateşe verildi

 

Dün akşam Lod’da, kentte meydana gelen isyanlar sırasında vurularak öldürülen 25 yaşındaki Arap gencin cenazesiyle eşzamanlı olarak isyan çıktı. Bu sabah, Lod sakini olan 34 yaşındaki bir Yahudi, eyleme karıştığı şüphesiyle tutuklandı Lod’daki isyancılar şehirdeki mozaik müzesine taş atıp, gece zaten tahrip edilen mekana girmeye çalıştılar. İki sınır polisi, kendilerine atılan taş nedeniyle hafif yaralandı ve bir polis arabası ateşe verildi.

Lod'daki Yahudi sakinler, isyancıların evlerinin pencerelerine taş attıklarını bildirdi. Şehrin Ramat Eşkol mahallesinde polis, göstericilere göz yaşartıcı gaz sıkarak takviye çağırdı.

Lod ve Ramla'daki isyanlar sırasında meydana gelen iki silahlı çatışmada, genç bir Arap dün gece vurularak öldürüldü ve iki genç erkek orta derecede yaralandı ve aralarında bir bağlantı olup olmadığı incelendi. Gece boyunca kentte taş atan ve bir şeyler yakmak isteyen gençlerin ayaklanmaları oldu. Diğer olayların yanı sıra, askeri hazırlık okulunun yapısı ateşe verildi.

Polis Komiseri Yaakov Shabtai tarafından bu akşam polisin üst düzey komutanlarının katılımıyla gerçekleştirilen özel bir güvenlik durumu değerlendirmesinde, devriye gezisine vurgu yaparak ülke genelindeki İsrail Polisinin operasyon birimlerinin acil ve önemli bir takviye edilmesi gerektiğini bildirdi. Polis varlığının  asıl amacın gerektiğinde vatandaşlara müdahale ve hizmet sağlamak olduğu vurgulandı. Ayrıca 100 yardım hattının, İsrail Polisinin acil durum merkezlerinin ve İsrail Polisinin ulusal bilgi merkezi olan 110 yardım hattının güçlendirilmesine karar verildi.

Lod'daki gece ayaklanmaları sırasında Ramat Eşkol mahallesindeki askeri hazırlık okulu binası ateşe verildi. Binadan tahliye edilen kampçılar, Tevrat parşömenlerini kurtardı ve zarar görmeden güvenli bir yere bıraktılar. Aynı  zamanda mahalledeki bir polis karakolunun yanında bir ağaç ateşe verildi. Araçlar da ateşe verildi, diğer araçlar da hasar gördü. Ramat Eşkol ve Eski Şehir'de yoğunlaşan çatışmalarda bölge sakinlerine, yoldan geçenlere ve polislere taş atıldı.

Polis, kargaşa ve barikat korkusuyla kuzeyde de tetikte. Hayfa, Acre, Wadi Ara ve Sakhnin'de büyük kuvvetler konuşlandırıldı. Tamra, Deir al-Assad, Baana ve daha fazlası dahil olmak üzere kuzeydeki neredeyse tüm köylerde gösteriler bekleniyor.

Hayfa'da Belediye Başkanı Einat Klish Rotem, polis şefleriyle bir araya geldi. Polisin önümüzdeki günlerde ve bayramlarda- Ramazan Bayramı ve Şavuot - hazırlıklarına genel bir bakış istedi. Polis memurları, şehirdeki hazırlıklarını hızlandırdıklarını belirterek, şehirde çok fazla mülke zarar veren, Hayfa ve yerel işyerlerindeki ilişkilerin dokusuna zarar veren yasadışı ve şiddet içeren gösterilere izin vermeyeceklerini açıkladı. Şehir, son günlerde Alman kolonisindeki protestocuların çoğunun Hayfa'nın sakinleri olmadığını iddia ediyor.

Misgav Bölge Belediyesindeki dersler saat 16: 00'da sona erdi ve konsey sakinlerin evlerine dönmelerini tavsiye etti. Konsey, rüzgarları sakinleştirmek için çalıştıklarını söyleyen Sakhnin belediye başkanı ve yakındaki belediyelerle temas halinde olduklarını açıkladı. Belediyeye göre göre, kılavuzların amacı, sıkışık kavşaklarda servis araçlarının sürtünmelerini ve gecikmelerini önlemektir.


10 Mayıs 2021 Pazartesi

YERUŞALAYİM...

 





SENİ UNUTURSAM EY YERUŞALAYİM,

SAĞ KOLUM HÜNERİNİ UNUTSUN VE KURUSUN.

DİLİM DAMAĞIMA YAPIŞSIN…

 

Yeruşalayim’in Yahudiler ile ilgisi yok diyen UNESCO şarlatanı; beni iyi dinle…

2000 sene dünyanın çeşitli ülkelerinde istenmeyen misafir olduğumuz bunca zaman biz Yahudiler şöyle dua ettik:

“Bu sene burada, seneye Yaruşalayim’de”

Pesahda  (hamursuz bayramı) böyle dua ettik.

Tam 2000 sene…

Günde 3 defa topraklarımıza dönebilmemiz için Tanrı’ya böyle yalvardık.

Tam 2000 sene…

Yeruşalayim’in biz Yahudilerle ile ilgisi yok öyle mi?

Şunu iyice bilin ki; bu topraklarda istilacılara karşı gelerek, sadece ve sadece kendi halinde yaşamak için yanan tapınağımızın ateşine kendimizi atan biziz.

New-York yok iken, Yeruşalayim vardı.

Londra, Paris bataklık iken, Yeruşalayim vardı.

Bet Hamigdash vardı. (Yeruşalayim tapınağı) )

Binlerce sene bu kavim, sadece bir kitabın,  TORA’nın (Yahudilerin kutsal kitabı-Tevrat) gölgesinde kaldı ve yok olmadı.

Biz ne baskılar gördük ne zulümlerden geçtik…

Zorla dinimizi mi değiştirmediler?

Engizisyonlara mı tabi tutulmadık?

Ne işkenceler gördük…

Yılmadık !

 

İnsan yerine bile konulmadık.

Gömülme hakkımız bile yoktu zaman zaman.

Gettolarda kapalı kaldık.

İftiralara, pogromlara maruz kaldık.

Yılmadık !

 

Onlarca kere evlerimizi yurtlarımızı bırakıp sürüldük.

Tecavüzlere yağmalara uğradık.

Hem de, “sizi misafir ettik” diye böbürlenen ev sahiplerimiz tarafından…

Sırf Yahudi olduğumuz için aşağılandık.

Felaketlerin en büyüğünü, soy kırımı biz yaşadık.

6 Milyon Yahudi, sırf Yahudi olduğu için yok edildi.

Bir buçuk milyonu çocuktu.

Şimdi buradayız. Bize vaat edilen topraklarda, evimizdeyiz.

Yılmadık, yıkılmadık…

 

“Zamanında bu topraklarda bizim hâkimiyetimiz vardı”   diyen sultanlık sevdalısı fitneciler, çekin elinizi David’in şehrinden, benim şehrimden, başkentimden. Kendi dertlerinizle uğraşın. Başa çıkamadığınız İsrael’i alt etmek için Müslüman Yahudi kargaşası mı çıkartmak istiyorsunuz?

Kuran’da Kudüs kelimesi kaç kere geçer biliyor musunuz?

Sıfır, efes, zero…

Tora’da Yeruşalayim 699 kere anılır. Ve adı YERUŞALAYİM’dir…

 

Siz kendi Pandemi ile, ekonominiz ile 128 milyar dolarınız ile  uğraşın. Burada size ekmek yok…

1948’de Birleşmiş Milletler kararına rağmen Yeruşalayim’i istila eden Araplar kaç tane sinagog yıkıp yaktılar, biliyor musunuz? Size sinagog yıkıntıları üzerinde ellerinde yırttıkları Toralar ile poz veren Arapların resimlerini göndereyim mi?

1948 de kuşatma altında biz Yahudiler, Yeruşalayim’de neler yaşadık bileniniz var mı? Araplar, işgalleri altındaki Yeruşalayim’de bizi, elimizde kalan son taş parçalarına, duvarımıza yanaştırmadılar bile. Onlarca sene. Üstelik orayı çöplüğe çevirdiler. O zamanlar nerelerdeydiniz?

Şimdi Yeruşalayim’de dalgalanan İsrael bayrağının altında MS 70 yılından beri herkes özgürce ibadetini yapabiliyor. 50 yıldan beri İsrail idaresindeki Yeruşalayim’de Mescidi Aksa’da ibadete sadece  iki gün ara verildi.

 

Silahtan nefret ediyoruz.

Savaştan nefret ediyoruz.

Terörden nefret ediyoruz.

Ama kendimizi savunacağız, çocuklarımızı koruyacağız.

Bir daha asla !

Bir daha asla !

Bir daha asla !

 

Biz hiçbir yere gitmiyoruz.

Bu sene de, gelecek sene de, daha sonraki senelerde de buradayız.

 

Asur, Babil, Makedonya şimdi neredeler?

Roma, Bizans, Haçlılar şimdi neredeler?

Emeviler, Eyyubiler, Memlükler şimdi neredeler?

 

Atalarımızın bize emanetini koruyacağız. Çocuklarımız için.

Ve diasporadaki bütün Yahudi çocukları, merak etmeyin, biz buradayız, istediğiniz zaman gelin. Siz gelene kadar nöbet bizde…

 

Yurdunuz, yurdumuz burada, Yeruşalayim’de, İsrail’de…

 

(Sevgili kardeşlerim, yeğenlerim ve dostlarım.

Stanley Goldfoot, sonraki adıyla Eliezer Ben Yisrael 1969 yılında kurduğu gazetenin ilk sayısında, yukarıda alıntılar yaptığım makalesini “Yeruşalayim’den dünyaya mektup” başlığı ile yayınladı. Ne kadar enteresandır ki bugün sanki dün yazılmış gibi güncelliğini koruyor. Her ne kadar bu yazımı  2014 yılında yazmışsam da, bu gün daha iyisini yazamayacağımdan güncelleyerek bir daha ilginize  sunuyorum.)

 

Diaspora Yahudileri, kardeşleriniz burada, biz buradayız, korkmayın, bekleriz, ne zaman isterseniz…

 

Hoşça kalın, sevgiyle kalın…

 

Aaron Baruch  (Ankaralı)