22 Mayıs 2021 Cumartesi

BİR SAVAŞIN ANATOMİSİ…

 




2014 savaşından sonra Hamas Gazze’de beklenilenden daha çabuk yaralarını sardı. 2014’de dümdüz edilen Gazze yeniden imar edildi. Hatta bu sefer neredeyse yeraltında kuruldu. Gazelliler’in “metro” dedikleri tünellerin uzunluğu 100 km’yi buluyor. İçlerinde havalandırma, tuvalet, dinlenme odaları, depolar her şey var. Bu tüneller esasında yer altından İsrail tarafına geçip insan kaçırma dahil terör eylemlerini gerçekleştirmek amacıyla yapılmaya başlandı. Fakat İsrail buna yer altına çelik+beton karışımı engelleyici duvar ile cevap verdi. Geçemediler.  Onlar da bu sefer Gazze’nin içerisinde yer altında neredeyse bir şehir yaptılar.

Esas olarak Batı Şeria’da iktidar olmak isteyen Hamas hazır olduğunu hissedince savaşın fitilini ateşledi. Hamas’ın hedefi Batı Şeria’da da iktidar olmak ve milyarlarca doları kontrol etmek. Bunun için ilk önce Filistin halkının gözünde kahraman olmak için Kudüs’ün savunucusu rolüne girmesi gerekiyordu.

Zamanlamayı ayarladılar. Bu sene Ramazan, Nakba (İsrailin kuruluşu dolayısıyla Arapların büyük yas günü) Yom Yeruşalayim (İsrailin her yıl kutladığı Kudus’ün fetih günü) kadir gecesi ve Ramazan Bayramı, hepsi bir araya geldi. Zamanlama çok uygundu. Şimdi Hamas’a bir de bahane gerekliydi. O da oldu. Şeyh Cerrah olayları fitili ateşledi.

Nedir bu Şeyh Cerrah meselesi? Sene 1875. İki Yahudi kuruluşu Doğu Kudüs’te Araplar’dan parasını verip toprak satın alıyor, o günün Osmanlı idaresi de tapuyu veriyor. Yahudiler burada evler yapıyorlar ve oturuyorlar. Sene 1948. İsrail kuruluyor ve bir hafta sonara Arap İsrail savaşı başlıyor. Ürdün Doğu Kudüs’ü işgal ediyor. Yahudileri Şeyh Cerrah’taki evlerinden atıyorlar ve bu evleri Araplara veriyorlar. Yani “buyurun burada oturun” diyorlar, tapu mapu yok. Sene 1967. 6 günlük Arap İsrail savaşı. Doğu Kudüs’ü bu sefer İsrail işgal ediyor. Yahudiler Araplara diyorlar ki bu “evler bizim, gidin.” Evlerde oturan Araplar diyorlar ki “gitmeyiz, bu evleri bize Ürdün verdi, bizimdir.” Sonuç mahkeme. Dava yıllarca sürüyor. Her mahkeme Yahudileri haklı buluyor. Sonra bir üst mahkeme, sonra temyiz. Bugüne kadar gelindi. Son yüksek mahkeme diyor ki, “oturacaksanız oturun ama kira vermeniz gerekli.” “Hayır” diyor Araplar “kira mira vermeyiz” O zaman tahliye… Tahliye kararı çıkınca karar belirsiz bir tarihe kadar ertelenmesine rağmen Araplar “evleri tahliye etmeyiz” diye olaylara başladılar. Bu arada şunu söylersek daha iyi anlaşılır belki, Kudüs’te bir Arap evini Yahudi’ye satarsa cezası ölümdür. Yani evler o derece kıymetli…

Hamas bahaneyi bulmuştu. Zamanlama da tamamdı. Harekete geçtiler. Şehy Cerrah tahliyesini protesto etmek için Mescidi Aksa’da oturma eylemi başlattılar. Ramazan’ın son cuması içeriye taşları yığdılar. Güya oturma eylemi, başladılar aşağıdaki ağlama duvarında bulunan Yahudilere taş atmaya. Polis Mescidi Aksa’ya girmek zorunda kaldı. Araplar havai fişekler ve taşlarla karşı koydular. Bu arada havai fişeklerden bir ağaç tutuştu. Yaygara başladı:

-Mescidi Aksa’ya girdiler, yakıyorlar, polis bomba gaz plastik mermi atıyor…

Hamas Gazze’den ültimatom vermeye başlıyor.

-Eğer Şeyh Cerrahta tahliyeyi iptal etmez ve Mescidi Aksa’dan polis çekilmezse Tel Aviv’i vururuz.

Bu arada balon terörü başlıyor. Yanıcı maddeler yüklenen uçan balonlar Gazze’den atılıyor ve İsrail tarafında onlarca yangın çıkartıyor, hasata hazır ekili alanlar yanmaya başlıyor.

Mescidi Aksa’da sivil Filistinlilerin arasına karışan Hamas militanları olayları daha da kaşıyınca gerilimle olaylar zirve yapıyor ve  sonuçta Hamas roketleri göndermeye başlıyor. Hamas-İsrail 2021 Surların Koruyucusu savaşı başlıyor.

Hamas Demir Kubbe savunma sistemini aşmak için roketleri bir arada onar onar ateşledi. Demir Kubbe 2014’ün aynı Demir Kubbesi ancak yazılımı daha da geliştirilmiş. Buna rağmen yakalama gücü ancak %90 civarında. Yani çoğunu yakalıyor ama ıskaladığı da oluyor. 2014 de 50 küsur günlük savaşta toplam 5700 civarında roket atabilen Hamas bu defa 11 günde 4500 civarında roket attı. En kuzeyde menzil Netanya’ya kadar uzadı. Yani daha güçlüydüler bu savaşta. 2014 de roketler yüzünden ölen İsrail’li sivil olmamıştı. Bu sefer zarar ziyan da oldu, ölenlerde…

İsrail ise bu defa taktik değiştirdi. Hamas’ın bütün bürolarını karargahlarını depolarını teker teker vurup indirmeye başladı. Kimi hedefler yüksek binaların içerisindeydi. O binalarda doktorlar, siviller, belki yayın kuruluşları bir sürü hedef olmaması gereken birimler de vardı. İsrail o binayı vurmadan önce sivillere “vuracağız, kaçın” diye tek tek telefonlarına mesaj gönderdi, ardından binanın tepesine bir çata pat misli ses bombası attı ve sonra esas bomba geldi. Yalnız nasıl bir bombaymış ki binanın dibine atıyorlar ve bütün bina sanki planlı dinamitle yıkım gibi boş bir çuval gibi bir anda yere yığılıyor…

Bu arada İsrail teknolojisi ve istihbaratı tünellerin yerlerini ve güzergahlarını tespit etti. İşte tam bu noktada İsrail Hamas’a çok güzel bir oyun oynadı. İsrail’in yetkili ağızları sanki karadan da giriliyormuş gibi demeçler, şifreli sözler sarf etmeye başladılar.  Tanklarda bir hareket filan gözlemlendi.  Hamas kara harekatının başlayacağını zannedip tünellere askerlerini yığdı ve savunma pozisyonu aldı. Ve birdenbire 100’den fazla uçak bir anda tünelleri bombalamaya başladı. Önce bir uçak dalıyor ve bombayı atıyor, bomba yüzeyi delip tüneli açığa çıkartıyor, peşinden ikinci uçak geliyor çok güçlü ikinci bir bombayı aynı delikten içeri bırakıyor. Tünel patlıyor…

Neticede uluslararası baskı geldi ve 21 Mayıs Cuma gecesi 02.00 de ateş kes sağlandı.

Kim ne kazandı ne kaybetti? Bence önce ölenler kaybetti. Zarar gören Arap ya da İsrailli fark etmez, bütün siviller kaybetti. Yaralananlar, evleri yıkılanlar, işini kaybedenler, zarar gören bütün siviller...

Hamas'ın en önemli başarısı İsrail’in Araplarını isyana ikna etti, karşılık veren İsrailli Yahudiler de olaylara katılınca büyük bir karışıklık çıktı. Linç olayları yaşandı.  İsrail bu isyanla çooook uğraşır. Anlaşılan odur ki İsrail’de Yahudiler ile Araplar aynı şişedeki yağ ve su gibi… İstediğin kadar çalkala, bırakınca hemen ayrışır, asla karışmazlar…

İsrail zaferi ise uluslararası camiadan büyük destek gördü. Bu yıllardan beri ilk defa bu kadar yüksek oranda oldu. Çok büyük bir başarı ve ümit kapısı. Hamas’a akan para durursa bu problem büyük oranda çözülür. Yoksa yıkılan yakılanı Hamas yine 5-10 senede bundan evvel yaptığı gibi yeniden yapar ve beşinci Hamas-İsrail savaşı da onlar hazır olunca bir bahane ile tekrar başlar…

Ateşkes barış değil. Bir sonraki savaşa kadar ara verildi. Hamas isteklerini kabul ettirebildi mi? Yok canım ne Şeyh Cerrah’ı halledebildiler ne de Kudüs’ü. Ama Batı Şeria’da bugün seçim yapılsa Hamas sanki kazanır gibi geliyor bana. Bunu da Hamas’ın kâr hanesine yazabiliriz. İsrail sanki önemli bir şey kazandı ama bilemiyoruz. Bibi şifreli konuşuyor. “Halkın bilmedikleri bizim de söyleyemediklerimiz var” diyor. İnşallah, bari bir şeylere değsin bu kadar büyük yıkım olan savaş.

İsrailli ateşkesten memnun değil. “bu herifleri keşke bari bu sefer dibine kadar bitirseydik” diyorlar. Ama ne yapalım, bütün dünyayı da karşımıza alamayız ki…

Eğer bir gün İsrailli ve Arap siyasiler el ele tutuşup halkı barışa ikna etmeye çalışmazlarsa bu savaş ve dolayısıyla ölümler bitmez. Ben bunu görebileceğimi hiç zannetmiyorum, belki çocuklarım da değil ama belki belki torunlarım, inşallah…

Yoksa ne savaş ne ilhak ne toprak karşılığı barış işe yaramıyor. Denedi ve sonuç ortada…  

Ne diyeyim,

Ümit fakirin ekmeği,

Ye Memet ye,

Ye Memet ye…

 

Aaron Baruch (Ankaralı)

3 yorum:

  1. Mescdi Aksa olaylarının başlatılmasından sonra, Hamas'ın ilk kez Kudüs civarına roket atması İsrail'i şaşırttı ve Homot Magen adlı Gazze operasyonu başladı.
    Moşe Mitrani

    YanıtlaSil
  2. Aaron bey son yazınıza yorum yazmamın sebebi Ankaralı olduğunuzu belirtmenizdir .Ben bir Ankara araştırmacısı yım ne yazık ki artık pek kalmayın sizin gibi yahudi hemşehrilerimizin Ankara'ya ilgili anı ve görüşlerinizi merak ediyorum hatta Bilkent üniversitesinde Ankara'da ki yahudi anılarıyla ilgili bir toplantı niyetindeyim siyaset izin verince ne olur çok uzakta olsanız da bu şehirde sizleri özleyen hemşerilerimiz olduğunu unutmayın

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.