Sevgili kardeşlerim,
yeğenlerim ve
dostlarım,
Yahudi dünyası Purim bayramını
kutluyor. Purim, aynı Hanuka “ışıklar bayramı” gibi, ya da Pesah “hamursuz
bayramı” gibi milli bir sevincin yıldönümüdür. Karakteristiği dini olmaktan
çok millidir. Yazılı ve gerçek bir
tarihe dayalıdır.
Purim’in hikâyesi kısaca şöyle: Antik
Pers imparatorluğunda Kral Aheşvaroş (I.Serhas MÖ 486- MÖ 465) kendisine yeni
bir kraliçe aramaktadır. Gelen adayların arasında Ester’i beğenir. Ester
öksüzdür ve akrabası Mordehay tarafından büyütülmüştür. Vezir Haman, kendisine
secde etmeyen Ester’e ve akrabası Mordehay’a gıcık olmaktadır. Sonunda bir
kanun çıkartarak bütün Yahudilerin öldürülmesini ve mallarının yağma edilmesini
emreder. Ester, her türlü kuralı çiğneyip kralın karşısına çıkar. Bu davranışının
cezası ölümdür. Ölümü göze alıp krala bütün entrikaları anlatır. Kral
arkasından iş çeviren Haman’a çok kızar. Ne var ki, kanunlara göre kötü vezir
Haman’ın verdiği emir iptal edilmesi mümkün değildir. Bunun üzerine Kral
Aheşvaroş, Yahudilerin kendilerini savunabileceklerini söyler. Haman
taraftarları, bozguna uğrar. Vezir Haman asılır. Yahudiler tam bir katliam ve
soykırımdan kurtulur.
İşte Purim’de Yahudiler bu mucize kurtuluşun
yıldönümünü kutlar. Karikatürize edilmiş kıyafetler giyilir. Kıyafet geleneği
15nci yüzyıldan sonra İtalyan Yahudileri tarafından muhtemelen Roma
karnavallarından etkilenerek gelenekselleştirilmiştir. Özellikle çocuklar, gençler çok güzel
kıyafetlere bürünürler. Maskeler takarlar. Yüzlerini komik komik boyarlar. Hatta
yetişkinler de bu geleneğe ayak uydururlar. Ortalık tam bir cümbüş alanına
döner. Bu kıyafet giymenin arkasındaki mana ise, Tanrı’nın her zaman her yerde
var olduğu fakat doğal olaylarda bile kendini alenen göstermemesi ve
saklanmasıdır. Onu göremezsin, ama oradadır. Yani hiçbir şey esasında göründüğü
gibi değildir.
Purim Tel Aviv Kikar HaMedina’da
kutlanır. Ramat HaŞaron’da kutlanır. Holon’da, Bat Yam’da, Haifa’da, Ashdod ve
Ashkelon’da kutlanır. Purim İsrael’de kutlanır. Elbette diasporada da bu
bayramı unutulmaz. Sinagoglar süslenir.
Ester’in kitabı okunur. Eh o kadar, ne yapalım. Ama coşku İsrael’dedir.
Müthiştir. Yollar kıyafet giymiş çocuk, genç, yetişkin insanlarla doludur. Tam bir
karnaval. Hatta kimileri köpeklerini bile giydirirler. Coşku ve neşe tavan
yapar.
Cuma günü Tel Aviv’in Kikar HaMedina meydanında
parti olduğunu işittik. Gitmeye karar verdik. İyi de, öğrendik ki meydana
açılan bütün yollar kapatılmış. Nasıl gideceğiz? Yakında bir yere park ettik.
Sonra yürümeye başladık. Millet akın akın meydana akıyor. Ne kıyafetler, ne
makyajlar, ne boyalar, bayılırsınız. Kimi kıyafetler pek güzel. Özenle
hazırlanmışlar. Hatta harcamışlar. Fakat kimse kibirli değil. Resim çekilebilir
miyiz diye soruyorsun. İçtenlikle kabul ediyorlar. Meydanın ortasına yüksek bir
yere müzik sistemlerini kurmuşlar. Kıpır kıpır müzik her yerden duyuluyor.
İnsanlar yerlerinde oynuyorlar. Çevreye stantlar yerleştirmişler. Yiyecek,
içecek bir sürü şeyler satıyorlar. Dedim ya tam bir karnaval.
Ben bu Purim’de ben en çok neden
etkilendim biliyor musunuz? Özgürlükten etkilendim. Kendine güvenden
etkilendim. Kol Ha Kavod İsrael… O genç kızlar kısacık şortları ile nasıl
halkın arasına karışıyorlar? Korkmak çekinmek söz konusu bile değil. Bırak
endişe etmeyi, etraflarındaki insanlara güveniyorlar. O genç delikanlılar,
nasıl kadın kıyafetleri giyerek kendileri ile dalga geçiyorlar? Kimse
korkmuyor. Kimse ne derler diye düşünmüyor. Kendileri için yaşıyorlar.
Özgürlüklerinin tadını çıkartıyorlar. Bir ara ben ve yanımdakiler (yanlış
anlaşılmasın yaş ortalamamız 65 filan) kendi kendilerine coşku ile dans eden
13, bilemedin 15 yaşında 5-6 tane genç kızı hayranlıkla seyrediyorduk. VDO’ya
almak istedik. Kızlar fark ettiler. Hemen yanımıza geldiler. Başladılar bizimle
dans etmeye. Etrafımızda hopluyorlar, zıplıyorlar. Neşeleri bize de bulaştı.
Biz de başladık onlara uymaya. Ne güzeldi.
Ben 100 sene evveline gittim. Siyonist kongrede
konuşan Thedor Herzl gözlerimin önüne geldi. Yani onu hayal ettim. Hani şimdilerde
televizyondaki Payitaht dizisinde neredeyse karikatür bir karakter biçtikleri
Thedor Herzl. Onu yaşatmak istedim hayalimde. Ya da onu düşündüm. Sanki o
zamanlarda yaşamışım gibi hayalimde kürsüde konuşan Hertzel vardı.
-Yahudiler’e karşı ön yargılar, Batı
toplumunun içine öylesine işlemiştir ki, bu ön yargıları asimilasyon ya da uyum
yolu ile kırmak mümkün değildir. Antisemitizm hastalığının tek ilacı vardır, o
da Yahudilerin kendi devletlerini kurmasıdır.
THEDOR HERZL 2 MAYIS 1860 - 3 TEMMUZ 1904 |
İşte Hertzel’in hayal ettiği Yahudi
devleti. İSRAEL. En iyi yaşanan, en mutlu insanların yaşadığı, en iyi çocuk yetirilen,
en iyi… en iyi… Bir sürü kategoride dünyanın en iyi ilk 10 devletinden biri
olan İSRAEL.
Sevgili kardeşlerim, yeğenlerim ve
dostlarım, gelecek Purim’de inşallah hep beraber oluruz, birlikte kutlarız.
Hoşça kalın, sevgiyle kalın…
Aaron Baruch (Ankaralı)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.