9 Mayıs 2019 Perşembe

İSRAEL ENTELEKTÜELLERİN LABARATUARI DEĞİLDİR.













Lafı hiç dolaştırmadan doğrudan konuya gireceğim. Metin Sarfati Hoca geçen hafta benim de içlerinde bulunduğumuz kişiler tarafından eleştirildi. Hatta Şalom gazetesi de İsrael’i eleştiren bu yazıyı yayınlamasından dolayı kınandı.

Metin hoca kendisini eleştirenlere bu haftaki Şalom gazetesindeki köşesinden cevap vermiş. Kendimi tekrar edeyim. İsrael, Dünya’da hiçbir yere benzemez. Bu topraklarda barış yapmak isteyenler ne yazık ki daha fazla kan akmasına sebep oldular. Barış bir gün  gelecekse  silahların gölgesinde olacaktır. Feylesofların düşüncelerinden yola çıkılarak bulunan çözüm yolları ile değil…

1967 deki 6 günlük savaştan sonra Gazze şeridi İsrael’in egemenliğine girmişti. Yaklaşık 8 bin İsrael’i Gazze şeridinin güney batı ucunda 17 yerleşim birinde yaşıyor ve çiftçilik yapıyorlardı. Arap saldırıları bitmiyor, her gün yeni bir hadise yaşanıyordu.

Mayıs 2004 de Gazze şeridinde, Kissufim yolunda kendilerine Filistinli diyen vahşi Araplar sekiz aylık hamile olan Tali Hatuel’i (30) ve dört kızını döve döve öldürdüler. (Hila 11, Hadar 9, Roni 7 ve Merav) Bu hunharca işlenen cinayetlerden sadece birisi.

2005 Ağustos’unda İsrael, Oslo barış anlaşmaları çerçevesinde Gazze’den çekilme kararı aldı. Gazze’yi onlara bırakacak böylece barışı sağlayacaktık güya… Bu kararı alanlar Gazze’den İsrael’e en ufak bir saldırı olmayacağından emindiler. Barış hayali karşılığında neleri terk ettik biliyor musun Metin Hoca?

Gush Katif seralarından ve çiftliklerinden yapılan ihracat yılda 200 milyon dolar civarındaydı. Bu İsrael devletinin tarımsal ihracatının % 15’iydi. İsrael’in ihraç ettiği marulun % 95’i, organik sebzelerin % 70’i, kiraz domateslerin % 60’ı Gush Katift’e üretiliyordu.  Bölgedeki İsrael vatandaşlarının varlığı 23 milyar dolar civarındaydı. Hepsini onlara bıraktık. Kendi ellerimizle verdik.

Barış için.

Hepsini yok ettiler. Ya yağmaladılar, ya işletemediler, kısacası bu gün hiç biri yok. Terk edilen 60 civarında sinagogun bu gün Hamas tarafından terörist yetiştirme eğitimlerinde kullanıldığı tespit edilmiştir.

Batı Şeria kaynaklı terör olaylarının sebebi de Oslo barış anlaşmalarıdır. Oslo anlaşmalarını takip eden 5 yılda terör olaylarında 405 Arap, 256 İsraelli öldürüldü. Oysa Oslo’da evvel son 15 senede sadece toplam 216 kişi ölmüştü. Kendi ellerimizle onlara silah verdik. Bölgenin önemli bir kısmından kendi kararlarımızla ayrıldık.

Barış için.

Ne kazandık, sadece terör, ölüm ve acılar… Acılar… Acılar… İşte kazancımız bu oldu.

Feylesofların o şahane düşünceleri burada geçmiyor ne yazık ki Metin hoca. Keşke geçseydi. Burası Ortadoğu. Sen okuma yazma bilmeyen insanlarla şiir yarışması yapmaya kalkıyorsun.

Son olaylarda 4 İsrael’i yaşamını yitirdi. İki günde kafamıza 600 roket-füze attılar. Bunlar eskisi gibi soba borusu değil. Artık menzilleri de büyüdü. Tel Aviv’i vuracak güçteler. Sanırım bu gün Netanyahu seçimlerden evvelki kadar oya sahip değil. Çünkü savaştan kaçtı. Daha doğrusu mecbur kaldı.

İsrael’in % 85’i ateşkesten memnun değil. Bu bizlerin vahşi, savaş yanlısı saldırgan işgalci olduğumuz için değil, karşımızdakiler sadece bundan anladıkları içindir. Başka dilden anlamadıkları içindir. Kim kocasını, oğlunu, torununu savaşa göndermek ister? Kim?

Tekrar ediyorum, hiç kimse İsrael’de bir müddet yaşamadan, mesela 5 sene, bizim politikalarımızı eleştirmeye kalkmasın. Çünkü hiç dışarıdan gözüktüğü gibi değil. Gelin bizlerle zaman zaman sığınaklarda falefel yiyin, zaman zaman Hayarkon’da beraber ala eş yapalım, sonra ister sağcı olun ister solcu, o zaman tartışırız. Ama Türkiye’den buranın ne olduğu halkında bilgi sahibi olmadan fikir beyan etmeye kalkmayın. Lütfen… İsrael entelektüellerin laboratuvarı değildir. Canımızla uğraşıyoruz.


Aaron Baruch  (Ankaralı)

10 yorum:

  1. Bu gercekleri biliyorum.
    Ve aklima geldikce deli oluyorum. Aron bey bu aci gercekleri yine siraladin.ne yazik ki bizim sempati ve hoz yasindan baska verecek seyimiz yok. Ancak turkiyede yasayan muluman dostlarimiz insallah yazinizi okur. Onemli bir dusunce farki yaratir.
    Amerikadan sizi sevgi ve saygi ile kucaklarim..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düşünce farkının oluşabileceğine inanmıyorum. Müslüman dostlarımız ne yazık ki VIKIPEDIA'nın bile yasak olduğu Türkiye'de basının inanılmaz yalanlarıyla beyinlerini dolduruyorlar. Yapacak bir şey yok, Yaradan izin verdiğince buradan doğruları yazmaya devam etmekten başka...Esen kal dostum... Sende yorumlarını yazmaktan yorulma...

      Sil
  2. ARON AYNI FİKİRDEYİM DIŞARDAN GAZEL ATMA

    YanıtlaSil
  3. Yorumuna teşekkürler, esen kal kuzen...

    YanıtlaSil
  4. DOGRU DERSİN USTAT.... KİM NE DERSE DESİN BU ARAPLAR KÖTEKTEN ANLAR .. BARIŞ YAPILACAK BİR IRK DEĞİL .. SİNDİRİLİRLERSE SUSACAKLAR..NİTEKİM BUNU KISA TARİHTE GÖRDÜK... PİSLİK YUVALARI.. YALAN HİLE SAHTEKARLIK DİLENCİLİK KAHPELİK ONLARIN FELSEFESİ...ŞABAT ŞALLOM

    YanıtlaSil
  5. Aaron,
    Öncelikle yazının başlığında yer verdiğin Laboratuvar kelimesini yazmayı doğru öğren senin başlıkta yazdığın gibi labaratuar yazılmaz laboratuvar yazılır.Sonra yazında yer alan feylesof kelimesi çok eskimiş, neredeyse Osmanlıcada kalmıştır, artık filozof kelimesi kullanılıyor.Bu konuda Türk Dil Kurumu'nun internette kolayca ulaşılabilen yazım sözlüğünü kullanmanı naçizane tavsiye ederim.
    Bir önceki yazında Metin Sarfati'nin yazısında bazı görüşleri hakkında referans verdiği filozof ve yazarların görüşleri için "ben inceledim bunlar tedavülden kalktı" diyorsun, çok komik bir yaklaşım... Bunlar para mı ki tedavülden kalksın, Metin Sarfati o kişilerin sarfettiği bazı söylemlere yer veriyor, o kişilerden Nietzche hariç diğerleri antisemit değiller, Baruch Spinoza da Yahudi asıllı, bugünkü yahudilikte reformist yahudiliğin fikir babası sayılır.
    Yazılarından edindiğim izlenim senin Albert Camus, Jean Paul Sartre, Baruch Spinoza, Friedrich Nietzche, Andreas Feuerbach gibi yazar ve filozofları anlayacak kapasitede olmadığındır zira o kapasitede olsan o şekilde ahkâm kesmezsin.
    Israel'de yaşamıyorsan burayı eleştirme, gel burada yaşa gibi görüşlerin esasen modası çoktan geçmiş görüşlerdir, tabi Israel'de yaşayan turkanosların büyük kısmı senin bu tip modası geçmiş görüşlerini politik eğilimleri gereği desteklerler.
    Yukarıda yer alan "Arapları tümden geleştirerek kötekten anlar" şeklindeki düzeysiz ve ırkçı yorumlar yapanlardan başka ne beklenir ki zaten....
    Sen de biliyorsun ki Israel nüfusunun %20'si Arap... Bunların büyük kısmı Israel toplumuyla entegre olmuşlar. Tsahal'da görev yapan Araplar dahi var. Böyle insanlık dışı görüşlere yer veriyor, bir de adamın Şabatını kutluyorsun, yazık vallahi...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kahve Ve kahve fincani:
      Bir grup unveriste mezunu talebelik donemlerindeki Profosorlerini ziyaret etmek icin unveristeye gelirler,bir sure sohbetten sonra bir ara konu yasamdaki STRES'e ve isteki SIKISIKliga geldi,Profoso eski talebelerini kahve ikram etmek icin odasindan cikar ve elinde ici kahve dolu buyuk bir SURAHI ve cesitli sekilllerde olan kahve fincanlariyla geri doner,kahve fincanlarinin bir kismi porselen,bir kismi plastik,bir kismi,cam,bir kismi kristal ve gorunumu kiymetliydi,Profosor herkes kahvesini kendisi koysun diye rica etti,herkes kahvesini fincanlara koyduktan sonra,profosor soyle soyledi: En guzel ve kiymetli fincanlari sectiginizin farkindamisiniz?Nasilki kendinize en iyisini sectiyseniz,ayni sekilde de iste ve yasamda oyle isterseniz ve bu da problemlerinizin temel kokudur der ve soyle devam eder: Fincan kahvenin kalitesine bir sey eklemez ve kaliteyi degistirmez,fincan yalnizca bizim ne ictigimizi gizler,siz fincan degil kahve istemistiniz,ama hepinizde bilerek en iyi fincani sectiniz ve diger arkadaslarinizin fincanlarina bakip kimin fincani daha kiymetli ve guzel diye dikkat ettiniz,Yasam da kahve gibidir,is yeri,para ve arkadas cevreniz ise FINCAN dir,Fincani degil de kahvveye deger veriniz,mutlu insanlar en kiymetli esyalari bulundurmazlar,mutlu insanlar herseyden en iyiyi cikaranlardir,fincana degilde iceceginiz kahveye odaklaniniz.ׂׂ -ALINTI-
      KISSADAN HISSE ף CILDINE DEGIL KITABA ODAKLAN...

      Sil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.