Pandemi
İsrail’i fena vurdu. 1800’den fazla vatandaşımız bu lanet virüs yüzünden toprağa
verdik. 1967’deki 6 gün savaşında İsrail’in yaklaşık 800 askerini kaybettiğini
göz önüne alırsak içinde bulunduğumuz durumun ciddiyeti daha iyi anlaşılır. Bu
o savaştan daha da kötü, daha da ciddi
bir durum.
Peki
ülkemiz bu zor dönemde iyi idare ediliyor mu? Devlet, milleti korumak için
elinden geleni yapıyor mu? Bugün bu soruya İsrail’de hiç kimse olumlu cevap
vermez, veremez.
Kilit adam Başbakan
Bibi. Korananın İsrail’i dünyanın en güvensiz ülkesi haline getirilmesine sebep
olan Başbakan Bibi’mi? Eğer bu soruya evet cevabı veriyorsanız o zaman
koalisyondan evvel bu ülkeyi dünyanın en güvenli ülkesi haline getirenin de Başbakan
Netanyahu olduğunu kabul etmeniz gerekli. Ya da tersi. Bu günlerde ülkeyi batıran
Bibi değil diyorsanız, pandeminin ilk günlerinde İsrail’i dünyanın en güvenli
ülkesi haline getireninde Netanyahu olmadığını kabul etmeniz gerekli. Her şey
yolunda giderken “bunu yapanlar başka, Bibi değil”, durumlar
kötüleşince “Bibi memleketi batırdı” demek çifte standart oluyor.
Bu bence yanlış.
Yaklaşık
iki sene önce savcılar, kendisine istinat edilen suçlar dolayısıyla Başbakanın
mahkemeye çıkması yönünde karar verdiler. O günden beri Netanyahu mahkemeye
çıkmamak için kanunların boşluklarını kullanıyor, başbakan kalabilmek,
hükümette olabilmek için 80 parende atıyor. Çok yanlış. Mahkemeye çıkması
kesinleşince istifa etmeli ve aklanmalıydı. Yargılanmamak için bu kadar
direnmesi akla “suçlu olduğu için mahkemeden kaçıyor” olasılığını
getirmekte. Bu ülkeye zarar veriyor ve bence yanlış.
Neticede 17
yıldır İsrail’i idare eden ve bu memleket için sayısız hizmetlerde bulunan Bibi’yi
sanki hiçbir başarısı yokmuşçasına karalamak doğru değil. Yaptıklarını yok
saymak, görmemezlikten gelmek bence en hafif deyimiyle kadir bilmemek olur.
Netanyahu henüz yargılanmadı. Hakkında suç isnadı bulunan bir kimse, savunması
için gerekli bütün güvencelere sahip olarak açık bir yargılama sonucunda
hukuken suçluluğu kanıtlanıncaya kadar suçsuz sayılır. (Suçsuzluk ilkesi*)
Bu ülkede kendini medeni kabul eden hiç kimsenin ön yargılarla hareket edip,
yargılanmamış birisini suçlu ilan etmesi, onun hakkında rüşvet aldığı, ya da
kanunsuz işler yaptığı düşüncesine kapılması yanlıştır. İşimize gelince kanunun
üstünlüğüne, işimize gelmeyince kanunsuzluğu seçemeyiz. Bu bence yanlış.
Bence Netanyahu’nun
lider kalabilmek ve yerini korumak adına yaptığı çok büyük bir yanlış da
ülkenin geleceğini düşünmeyip, başarılı olan ve sivrilen siyasetçileri yok
etmesi oldu. Keşke pandeminin ilk dönmelerinde salgını idare eden başarılı
insanlar bugünde iş başında olsaydı. Fakat Netanyahu başarılı olan ve göz önüne
çıkarak isminden bahsettiren bütün idarecilere kemendi attığı gibi yok etti. Bu
çok yanlış oldu.
Bibi’nin
İsrail devletinin işleme çarklarına soktuğu önemli bir çomak var. Devleti
tıkadı. Liberman istifa ettikten sonra üç seçim yapıldı ve ne sağ blok ne de
sol blok biri birilerine üstünlük sağlayamadı ve koalisyon kurulamadı. Devlet
bir seneye yakın bir süre azınlık hükümetiyle idare edildi. Bu çok yanlış oldu.
Peşinden bu günkü hükümet kuruldu. Bu daha da yanlış oldu. Çünkü hükümete giren
her milletvekili “evet” demek için mevki istedi. 120 sandalyeli
mecliste 36 bakan ve 36 bakan yardımcısı var. İnsana “yok artık”
dedirtiyor… Üstelik bu yamalı bohça gibi hükümette herkes biri birine karşı.
Birisinin “evet” dediğine ötekisi “hayır” diyor. Hiçbir
karar alınamıyor. Başbakan kesinlikle hükümetine hâkim değil. Zamanında
hakkındaki suçlamalar yüzünden mahkemeye gideceği kesinleştiğinde istifa
etseydi İsrail’de demokrasinin önünü böyle tıkamayacaktı. Bence bu çok yanlış
oldu.
Bibi halkı
ikiye mi böldü? “Rak Bibi”, ya da “rak lo Bibi”. Amerika’yı
da mı Bibi ikiye böldü? Cumhuriyetçiler ve Demokratlar, ya da İngiltere’yi, işçiler
ve muhafazakârlar. Belki Türkiye’yi de, ha ne dersiniz, laikler ve Erdoğancılar? Bu
ikilem bütün dünyada var. İktidar ve muhalefet. Böyle Bibi’nin İsrail’i ikiye
böldüğünü düşünmek bence yanlış. Elbette ülkenin büyük bir kısmı ikiye bölünmüş
durumda ya Bibi diyor ya da karşısında. Ama neredeyse bütün dünya böyle, bunu
Bibi yaptı demek bence yanlış.
Şunu
belirtmekte fayda var ki, Bibi’ye oy vermek diktatörlüğe oy vermek demek
değildir. İsrail demokrasisi bunu aşar. Demokrasiyi güvende tutmak için pek çok
kurumumuz var ve buna izin vermezler. Nasıl İsrail’deki Turkanozlar’ın hepsi
Bibi’cidir görüşü yanlışsa, Bibiye oy vermek diktatörlüğe oy vermek görüşü de
aynen bence çok yanlıştır.
Bir başka
yanlışı da İsrail halkı yaptı ve kısmen halen yapıyor. Pandeminin birinci
dalgasından sonra ülke açılmaya başladığında sanki virüs tamamen yok olmuş gibi
İsrail’in “hutspan*” halkı kurallara uymadı. Halk ne gerektiği
gibi maske taktı ne de sosyal mesafeye uydu. Hatta korona pozitif olan kişiler
karantinadan kaçtılar, bir de uçağa binip başka ülkelere tatile gittiler, İsrail’i
rezil ettiler. Eğlence yerlerinde polis gelince ona göre önlem alındı, polis
gidince curcunaya aynen devam edildi. (Eğlence yerlerinde bulaşma oranı %70) Sonunda dünyanın en güvensiz ülkelerinden biri
olduk. Başbakanı, hükümeti suçlayan bu halkın hiç mi kabahati yok? Bence İsrail
halkının bu gayrı ciddi ve medeniyetsiz davranışı bu günkü durumumuzun en
önemli sebebi. Halk hükümeti ya da Bibi’yi suçlayacağına, protestolar
yapacağına önce kendine bakmalı. Kendi kabahatini görmeden sadece hükümeti
suçlamak çok yanlış.
Şimdi sözü
hükümetin, daha doğrusu Bibi’nin istifa etmesi için yapılan protestolara
getireceğim. Protestolar yasaklanamaz. Bu demokrasimiz için vazgeçilemeyecek
bir kural. Ancak demokrasimizin birinci kuvveti, yani kanun koyucu demiş ki “iki
metre sosyal mesafe, maske ve evden en fazla bir km. uzaklaşabilirsin.” Protestoysa
protesto. Amenna. Ancak kurallara, kanunlara uyacaksın. Kimseye virüs
bulaştıramazsın. Bugün yapıldığı gibi bu protestolar yapıldıkça salgının önüne
geçilemiyor. Virüs bu protestolarda bulaşıyor. Ne kadar bulaşıyor bilmiyorum,
bilen de yok. Ancak şu kesinki bulaşıyor. Bence bu çok yanlış.
Şimdi bu
satırlarımdan yasamadan sonra demokrasinin ikinci kuvveti olan İsrail’in yürütme
organlarına sesleniyorum. Kanunlara, kurallara uymayanlar ister hiloni, ister haredi, ister Arap olsun, lütfen hepsine istisnasız cezaları kesin ve hatta yargıya intikal ettirin, görevinizi yapın.
Yargıçlar,
hakimler, demokrasinin üçüncü kuvveti, sizler de derhal suçluları yargılayın, buna başbakan da dahil, cezalarını çeksinler ve bu ülke artık hak ettiği sağlıklı mutlu günlerine geri
dönsün. Herkes üstüne düşeni yapsın.
İsrail’in
bu kural kanun tanımaz bir kısım “hutspan”
halkının ve kişisel çıkarları yüzünden gerekli kararları alamayan siyasilerin
bir kısmı yüzünden ben eve
tıkıldım, bu yüzden benim iş yerim kapalı, bu yüzden İsrail vatandaşları
ölüyor. Bu çok yanlış hepiniz kendinize gelin.
Sağlıklı
mutlu günlere inşallah.
Hag sameah.
Aaron
Baruch (Ankaralı)
*Suçsuzluk
ilkesi: (Masumiyet karinesi) Masumiyet karinesinin temel mantığı suçu
kesinleşmemiş bir insanın hükümlü sıfatını giyemeyeceğini belirten bir
kuraldır. Masumiyet karinesi mantığına göre hukukta hüküm giydirmek için önce
kişinin işlediği suçun kanıtlanması gerekmektedir. Hakkında suç isnadı bulunan bir kimse, savunması için gerekli bütün
güvencelere sahip olarak açık bir yargılama sonucunda hukuken suçluluğu
kanıtlanıncaya kadar suçsuz sayılır. Bu bildirimin
mantığını kabul etmiş ve bildiriye taraf olan ülkeler bu bildiride geçerli olan
bu kurala uymak zorundadırlar.
*Hutspan: Küstah, saygısız, kural tanımaz
iisraelde yas vasati 20 -30 yeni nesil...onlara anarsi damgasi vuruldu .onlari politika iran araplar sandiga kosuyor ilgilendirmiyor .onlar bitiremedikleri yuksek tahsil.askerlik hizmetini bitirme.askerden sonra egitim,hatta asgari ucretle calisma ilgilendiriyor..onlar belki secimde sandigada gitmezler .Natanyahu bu yeni neslin sokaga cikacagini tahmin edemedi .onlari eski nesil gibi umursamiz brakamadi . eski nesile hep okudugu iran araplar ulkeye sahip olacaksozleri onlara tesir etmiyor..onlar politika cilara rehin olmuyorlar/ bu tum dunyada boyle fransadada arjantindede iktidarlar anarsiler hainler esrarkeslerde deseler bu yeni nesili polis kaba kuvvet yolu ilede onlari susturamiyorlar .
YanıtlaSililerde hepimizin yakinlari cocuklari torunlari aralarinda gorseniz,askerden donunce issiz olsalar 3 yil askeri hizmet sonrasi aile issizse okuyamazsa onlari gosteride gorseniz anarsimi diyeceksiniz . sahsen 2 yil once aynu bu gencler gibi gosteriyi salsa ilaveli buenos aireste gordum sebebini sorunca. universitede egitim ucreti artti ozellestiridiler dediler vonlara orda anarsi demiyorlar ulkemizde sag sol kardes nefreti getirten natanyahu cocuklarimiza torunlara anarsi esrarkesler lakabi koydu.alisti eski nesle iran araplar geliyor yerusalayim veriliyor araplar sandiga kosuyor diye halki kiskirtmaya bu gencler politika ya takmazlar maaleseh kral bibi bu gencleri hesaba almadi fransada marconda almamisti sonra guckerini anladi birlikte kardes gibi bizi sag sol nefretini asilamiyacak bir lider gorelim insallah
YanıtlaSil17 senedir bu ülkeyi idare eden, dünyanın en zeki 10 adamından biri olan Netanyahu senin bu anladıklarını anlamamış mıdır dersin? Dikkatini çekerim, ben protestolar devam etmeli diyorum. DİKKAT, bir daha, PROTETOLAR DEVAM ETMELİ, YASAKLANMAMALI. Ancak kurallara uymalı. Virüsü bulaştıran herkes suçludur, onların cezasını evde kapalı kalan halk, işini kaybeden baba, annesi ölen evlat çekiyor. Böyle protesto olmaz. RESME BAK İS KALVO: VİRÜS VAR FARKINDA MISIN?
YanıtlaSilAaron Baruch,
YanıtlaSilO kadar sene Israel'desin, ibranice'yi veya basit argo kelimeleri bile öğrenememişsin.
Yukarıdaki yazında iki kez üstelik bold-kalın harflerle HUTZPAN kelimesi geçiyor hatta yazında o kelimenin sonuna yıldız koyup *Hutspan: Küstah, saygısız, kural tanımaz" diye okuyucuyu aydınlatma mahiyetinde açıklama yapıyorsun.
O kelime ibranicede günlük dilde senin yazdığın gibi HUTZPAN değil HUTZPAH olarak geçer.
חוצפה şeklinde kürsiv harflerle İbranice'de yazılır.
Senin latin harfleriyle yazılı olduğu şekilde yazılsa sonunda n yani İbranicede nun harfiyle birlikte okunması gerekir.
Hep eleştiriyorsun diyeceksin de bunlar yapılmayacak derecede biraz araştırmayla veya etraf dinlenerek giderilecek bariz hatalar, tıpkı Eliza Niyego Cinayeti ile ilgili 19.08.2017 tarihli yazında merhumenin ismini değiştirip Elzi Niyego yazdığın gibi....
Sen sadece benim ismimi öğren ve doğru yaz, o bana yeter.
SilAaron, cok onemli bir seyi yazmadin. "Su 6-7 aydir olusan herseyin sorumlusu Bibi'dir. Corona'nin da, issizligin de. Bibi'dir Cinden cikan Corona'nin sorumlusu. Butun dunya memleketlerindeki salginlari ve onun sonundaki ekonomik cokuslerin de sorumlusu Bibi'dir cunku herbirinin basinda Bibi veya 'clone'lari vardir. Butun yanlisliklari ve hatalari Bibi veya "clone"lari yapiyor."
YanıtlaSilSacmaliyorum tabi.
Istisnasiz su anda her memleket Corona ile ugrasiyor ve bundan nasil kurtulacagini tartisiyor. Sadece biz devamli Bibi ile ugrasiyoruz. Sanki baska biri gelecek olsa Corona buharlasacak, her sey duzelecek.
YETER artik buna benzer sacmaliklari soylemeye devam etmek.
Isteseniz de istemeseniz de Bibi kanuna en uygun sekilde bu mevkide oturan insandir. Her demokratik memlekette degisen basbakan gibi, gelecek secimlerde Bibi ya tekrar secilecek veya gidecektir.
Değerli Hocam, senin yorumunu burada görmek ne güzel, tamam haftaya artık bir AŞK HİKAYESİ yazacağım. Şöyle salya sümük ağlamalı, tam bir Türk filmi gibi, kafaları biraz dağıtırız inşallah...
SilEsen kal, saygılar...