17 Aralık 2016 Cumartesi

GÖZLERİMİZDE YAŞ, YÜREĞİMİZDE YANGINLAR… YOK MU BU GECENİN SABAHI ?





Sevgili kardeşlerim, yeğenlerim ve dostlarım…





Acılar ülkesi Türkiye, perşembe akşamı Yahudi yazar Beki’nin öldürülmesiyle sarsıldı. Anlaşılan akli dengesi pek yerinde olmayan bir kadın “başkalarına zarar vermesin diye” sırtından kurşunlayarak öldürdü talihsiz Beki’yi . Katili, annesi polise ihbar etti. Yani annesi bile istemiyor bu psikopatı. Ne diyeceğimi bilemiyorum.  Çok yazık oldu. Gencecik kadın. Allah taksiratını affetsin. Kederli ailesine sabırlar versin.

Sabah sabah bu satırları yeni yazmıştım ki ekrana Kayseri’de patlama olduğu haberi düştü. Yine onlarca ölü, bir sürü yaralı.
Yine bize hüzün düştü. Yine terör, yine kan, yine yas.
Gözlerimizde yaş, yüreğimizde yangınlar. Gencecik fidanlar yıkılıyor.
Ufuk karanlık.  Güneşi arar olduk. Yok mu bu gecenin sabahı?
Peşinden hayretler içerisinde Twitter’dan Yahudi karşıtı mesajlar gelmeye başladı.

Kinimiz Daima Diridir
“Başaramayacaksınız soysuz Yahudi uşakları. Bu düzen değişecek. Bu ülke ve bu millet sizden kurtulacak. Sahiplerinizle birlikte defolun –Beşiktaş- “

M. Sefa Savaş
“Kalleş olmasanız, kâfir olmasanız, Yahudi soyundan gelmeseniz silahsız askere saldırmazdınız. Zafer bizim, cehennem sizin olacak.-Kayseri-”

Çok daha kötüleri, iğrençleri var da ben bu örnekleri aldım sadece…
Anlaşılan odur ki artık Türkiye’de Yahudi kelimesi küfür olarak kullanılmakta.
Eğer bir ülkenin başbakanı kızdığı birisine “İsrail dölü” diye hitap ederse, ya da kendisine atılan bir iftiradan bahsederken “affedersiniz, bana Ermeni bile dediler” derse, ikide birde “üst akıl” diye Yahudileri kastederse olacağı budur.
Eğer bir ülke bir yandan, “benim teröristim iyi, seninki kötü diye bir şey olamaz, terörün dini, milliyeti yoktur, terörle hep birlikte mücadele etmeliyiz” derken, diğer yandan teröre ev sahipliği yaparsa sonuç da böyle olur elbette.
Öyle üstü kapalı filan konuşmayacağım. Canım çok sıkkın, kafam çok bozuk. Sağır sultan bile duydu, AKP iktidarı terörü Türkiye’de ağırlıyor.
·         Kürtlerle savaşıyor diye DAAŞ’a yardım eden Türkiye…
·         Müslüman Kardeşlere yardım eden Türkiye…
·         HAMAS’a açık açık koltuk çıkan Türkiye…
Bu terör örgütlerine para da verildi, silah da verildi, eğitim de verildi. Yaralıları Türkiye’de tedavi edildi. Hatta HAMAS lideri Halit Meşal Ak Partinin kongrelerinde konuşma bile yaptı. Yok artık be… Eeee, ne bekliyordunuz, çocukla yatan çişle kalkar…
Öte taraftan Türkiye PKK ile yaptığı savaşı kazanamıyor. 30 senedir kazanamıyor. Yani 30 sene daha kazanamayacak. Bundan her zaman bombaların patlayacağı, katliamların gündelik olağan olaylardan olacağı anlamı çıkıyor. PKK patlatır, DAAŞ patlatır, daha bir sürü terörist gelir patlatır. Bayram fişeği gibi…
Sonuç - görünen 2017 Türkiye profili:
·         Türkiye’de daha çooook bombalar patlayacak. Bu patlamalar bazen DAAŞ tarafından bazen PKK tarafından organize edilecek.
·         Şimdiki cumhurbaşkanı, Recep Tayyip Erdoğan BAŞKAN olacak.
·         Devlet, FETO’cuları ayıklamak için iş bilen ne kadar polis, hâkim, savcı, asker varsa hepsini işten atacak. Devlet hepten çalışmaz hale gelecek.
·         Türkiye’nin çok önemli holdinglerinin patronları FETO’cu olarak tutuklanacak. Şirketlerine kayyum atanacak ve o şirketler batacak. Domino etkisiyle her batan Holding yanında onlarca küçük işletmeyi dibe çekecek.
·         Parasızlıktan konut satılamayacak, şu andaki tek lokomotif sektör olan İnşaat sektörü dibe vuracak. Mevcut taşınmazların değeri düşecek alıcı bulunamayacak.
·         TC Merkez bankasını tamamen Başkan yönetecek.
·         Uluslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşları Türkiye’nin kredi notunu daha da düşürecek.
·         Buna bağlı olarak ekonomi giderek bozulacak. Ekonomik kriz çıkacak.
·         Dolar önümüzdeki sene TL karşında en az % 25 değer kazanacak.
·         Bütün bunların sonucunda Türkiye’den birileri gidecek, birileri de artık Şam’dan mı, Halep’ten mi, bilmem nereden gelecek.
·         Türkiye Arap mültecilerle dolacak.
·         Avrupa Birliği’nin kapıya koyduğu Türkiye giderek daha da yalnızlaşacak.
     Bu söylediklerimin çoğu zaten şu anda gerçekleşiyor. Bunlar kehanet değil.
İnsanlar inşallah paralarını korumak için gösterdikleri özeni canlarını korumak için de gösterirler ve kafalarını kumlardan çıkararak gerçekleri görürler.
Ya da görmemeye, kafalarını daha da derinlere sokmaya devam ederler.
Bakın bir örnek vereyim.
Adama diyorsun ki:
-Arkadaş yolun sonuna geldik dolara dön.
-Dönmem. Ben Törkiş Lira harcıyorum. Param bankada, her ay  getirisini alıyorum ve onunla geçiniyorum.
-İyi de oğlum, hesap etsene. Dolar % 20, % 25 gidiyor. (2015 yılında % 25, 2016 yılında % 21)   Sen % 10 bile alamıyorsun. Yılbaşında 100 doların vardı. Bu 34 dolar ediyordu. Sen % 10 kazandın. 110 lira oldu. Ama şimdi. 31 doların var. Anlasana.
-Olsun.
-Yani sen diyorsun ki, “ben benzinciye gittiğimde 50 liralık benzin alırım. Benzinin fiyatı artmış, inmiş, beni ilgilendirmez.” Öyle mi?
-Evet, aynen öyle, bir de unutma, Başkanımız Reyisimiz milli paraya dönün dedi. Milli seferberlik de var... (!)
-Sen tasarruf bonosunu hatırlar mısın?
-…
-Ya 27 Mayısta toplanan altınları?
-…
-Tamam, bildiğin gibi devam et…

Canım sıkılıyor arkadaş, canım çok sıkılıyor.
Keyfim yok, neşem yok.

Bu hafta da bu kadar sevgili kardeşlerim, yeğenlerim ve dostlarım.
Hepinizi çok seviyorum.
Sevgiyle kal, hoşça kal…

Aaron Baruch  (Ankaralı)





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.