Tozlu toprak yollarda uzun saatler yol
aldılar. Nihayet ot ve dallardan yapılmış ilkel 30 40 kadar bungalovdan oluşan
bir köye geldiler. Bu o gün gitmeyi planladıkları 6 köyden birincisiydi. Afrika’nın
neredeyse her yerinde olduğu gibi siyah derili kıvırcık saçlı büyük dudaklı
insanların yaşadığı bir köydü burası. İnsanlar o kadar mutsuz ve bitkindiler ki
arazi araçlarıyla köylerine gelen yabancılara ilgi bile göstermediler. Ekibin
köye ulaştığı şubat ayında 37 kişi açlıktan ölmüştü. Köylüler hayatta kalmak
için yaprak ya da fareleri yiyorlar, ineklerin kanını içiyorlardı. Burası Uganda’nın KARAMOJA köyüydü ve gelen
ekibin başında bir beyaz kadın vardı, İsrael’li SİVAN YA’ARİ… Gördüklerinden
derinden etkilenen Sivan oradan ayrılırken köylülere “geri geleceğim”
dedi.
Problemin baş sorumlusu enerjiydi.
Enerji olmadığı için yer altında mevcut
olan su pompalanamıyordu. Su olmayınca tarım da yapılamıyordu. İnsanlar aç
kalıyorlardı.
Suyu taşımak için kilometrelerce uzaklara
giden çocuklar eğitim alamıyorlardı. Geceleri köy karanlıkta olduğu için eğitim
geceleyin de yapılamıyordu. Eğitim olmayınca hiçbir şey olmuyordu.
Bin bir meşakkatle köye getirilen su pis
ve sağlıksızdı. Bu suyu içen insanlar, özellikle çocuklar hastalanıyor ve
ölüyorlardı. Çocuklar aşılanamıyordu. Çünkü köyde aşıların saklanabileceği bir
buzdolabını çalıştıracak enerji yoktu…
Sağlık hizmetleri enerji olmadığı için
dibe vurmuştu. Doktor, hastane, ilaç gibi insanlara yardım edebilecek hiçbir şey
enerji olmadığı için yoktu. Esasında dibe vuran insanlıktı.
Oysa Afrika’da çok büyük bir enerji
kaynağı vardı. GÜNEŞ… Güneş enerjisi nasıl elektriğe dönüşebilir? İsrael solar teknolojisinin neredeyse
kurulduğundan beri kullanıyor. Ülkenin neresine gitseniz evlerin çatılarında
güneş panellerini görürsünüz. Çok daha büyüğü de yapıldı. Negev çölünde dev
güneş enerjisi santralleri kuruldu. (Ashalim termo-güneş enerjisi santrali)
Sivan
Ya’ari New York merkezli kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan Innovation
Africa’nın kurucusu ve CEO’sudur. Kuruluşun amacı İsrael’in su ve güneş
enerjisi teknolojilerini Afrika köylerine taşımaktır. Bu kuruluşun ve özellikle
Sivan’ın inanılmaz öyküsünü okuduğum zaman kendi kendime “bu insansa ben
neyim” diye sordum. Kadın sanki Yaradan’ın elçisiydi.
Sivan ilk defa Afrika’nın uçsuz bucaksız
savanlarında köylere gittiği zaman gördüğü manzaradan çok etkilenir. İsrael’de
yaygın olan güneş enerjisi teknolojisini Afrika’nın köylerine taşımayı düşünür ve
kolları sıvayarak Innovation
Africa’yı kurar. Afrika’nın göbeğinde köylere güneş panellerini taşır.
Okullar ve hastaneler aydınlanmaya başlar ve sonra bakın o Afrika köylerinde
neler oldu:
Önde
bir arazi arabası gidiyordu. Arkadan üzerinde oldukça büyük bir su deposu olan bir
kamyon geliyordu. Su deposu plastikten yapılmış 4-5 tonluk yuvarlak bir
depoydu. En arkada büyük bir kamyon vardı. Bu bir delgi yapabilen bir sondaj
kamyonuydu. Ekip, toprak yolda tozu dumana katarak ilerliyordu. Hava sıcak, çok
sıcaktı. Afrika’nın ortasında neredeyse çöl denecek kadar kurak çok zor bir
yerdeydiler. Sivan Ya’ari sözünü tutmuş, Karamoja köyüne geri dönüyordu.
Köye
geldiklerinde simsiyah Afrikalı çocuklar yarı çıplak arabaların etrafını
sardılar. Büyükler, daha geriden gelenleri izliyordu. Önce depoyu yere
indirdiler. Yuvarlayarak bir küçük yapının yanına getirdiler. Epey uğraşıp
depoyu o yapının üzerine çıkarttılar.
Bu
arada delgi kamyonu yakın bir yere park edip çalışmalara başlamıştı. Hazır
olduklarında toprağı delmeye başladılar. Bir artezyen kuyusu açmaya
çalışıyorlardı. Çok beklemeleri gerekmedi. Suyu buldular. Yanlarında
getirdikleri pompayı taktılar. Sonra güneş panelleri monte edildi. Tesisatlar
yapıldı ve çalıştırıldı. Musluktan gürül gürül temiz su akıyordu. Bütün köy
özellikle çocuklar çıldırdılar. Dansa başladılar. O muhteşem Afrika danslarına.
Sonra
ne oldu biliyor musunuz? Çocuklar daha az hastalandı. Okullar daha çok eğitim vermeye
başladı. İsrael’in meşhur damlama teknolojisi ile tarlalar daha az su ile daha
çok ürün vermeye başladı. İnsanların artık daha çok yiyeceği vardı. Üstelik
fazlasını satmaya ve diğer ihtiyaçlarını gidermeye başladılar. Sivan Ya’ari’nin
elinin dokunduğu yerlerde bir mucize gelişti.
Sivan
Ya’ari ve İnnovation Africa 7 Afrika ülkesinde 104 köyün temiz suya ve
elektriğe kavuşmasını sağlamıştır. 1 milyondan fazla hayatı etkilemiştir.
Sivan İsrael’de doğdu. Fransa’da büyüdü.
Page Üniversitesinden Finans bölümünden mezun oldu. Daha sonra Colombia
Üniversitesinde Enerji Yönetimi konusunda yüksek lisans yaptı. Daha 20
yaşındayken yenilenebilir enerji konusunda Afrika’da bir fırsat olduğunu tespit
etti. 20 yılı aşkın bir süredir Afrika’da çalışmakta. Afrika ile ilgili olarak
geniş bilgi, deneyim, anlayış ve sevgiye sahiptir. Forbes İsrael onu, en etkili
50 kadından birisi seçmiştir. Kendisi İsrael’de tanınmış bir iş kadınıdır ve
çok sayıda işletmeye sahiptir. Ülke çapında 140 kadını istihdam etmektedir.
Ne kadar anlatsam boş. Herbiri 1 ya da 2 dakika tutan
bu VDO’ları izlemelisiniz. İnanılmaz görüntüler var… Bakın Sivan İnsanlığın ve İsrael’in
bayrağını nerelere taşımış…
İlginizi çekerse İnternetten Innovation
Africa’yı daha çok araştırın. Bakın neler bulacaksınız.
Sonra belki benim sorduğum gibi kendinize
sorarsınız; “bu kadın insansa ben neyim, neye yararım?”
Esen kalın.
Aaron Baruch (Ankaralı)
Sivan Ya’ari’nin Tel Aviv üniversitesindeki konuşması:
Ashalim termo-enerji santrali :