29 Kasım 2019 Cuma

GERİ GELECEĞİM…








Tozlu toprak yollarda uzun saatler yol aldılar. Nihayet ot ve dallardan yapılmış ilkel 30 40 kadar bungalovdan oluşan bir köye geldiler. Bu o gün gitmeyi planladıkları 6 köyden birincisiydi. Afrika’nın neredeyse her yerinde olduğu gibi siyah derili kıvırcık saçlı büyük dudaklı insanların yaşadığı bir köydü burası. İnsanlar o kadar mutsuz ve bitkindiler ki arazi araçlarıyla köylerine gelen yabancılara ilgi bile göstermediler. Ekibin köye ulaştığı şubat ayında 37 kişi açlıktan ölmüştü. Köylüler hayatta kalmak için yaprak ya da fareleri yiyorlar, ineklerin kanını içiyorlardı.  Burası Uganda’nın KARAMOJA köyüydü ve gelen ekibin başında bir beyaz kadın vardı, İsrael’li SİVAN YA’ARİ… Gördüklerinden derinden etkilenen Sivan oradan  ayrılırken köylülere “geri geleceğim” dedi.




Problemin baş sorumlusu enerjiydi.

Enerji olmadığı için yer altında mevcut olan su pompalanamıyordu. Su olmayınca tarım da yapılamıyordu. İnsanlar aç kalıyorlardı.

Suyu taşımak için kilometrelerce uzaklara giden çocuklar eğitim alamıyorlardı. Geceleri köy karanlıkta olduğu için eğitim geceleyin de yapılamıyordu. Eğitim olmayınca hiçbir şey olmuyordu.

Bin bir meşakkatle köye getirilen su pis ve sağlıksızdı. Bu suyu içen insanlar, özellikle çocuklar hastalanıyor ve ölüyorlardı. Çocuklar aşılanamıyordu. Çünkü köyde aşıların saklanabileceği bir buzdolabını çalıştıracak enerji yoktu…

Sağlık hizmetleri enerji olmadığı için dibe vurmuştu. Doktor, hastane, ilaç gibi insanlara yardım edebilecek hiçbir şey enerji olmadığı için yoktu. Esasında dibe vuran insanlıktı.

Oysa Afrika’da çok büyük bir enerji kaynağı vardı. GÜNEŞ… Güneş enerjisi nasıl elektriğe dönüşebilir?  İsrael solar teknolojisinin neredeyse kurulduğundan beri kullanıyor. Ülkenin neresine gitseniz evlerin çatılarında güneş panellerini görürsünüz. Çok daha büyüğü de yapıldı. Negev çölünde dev güneş enerjisi santralleri kuruldu. (Ashalim termo-güneş enerjisi santrali)





Sivan Ya’ari New York merkezli kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan Innovation Africa’nın kurucusu ve CEO’sudur. Kuruluşun amacı İsrael’in su ve güneş enerjisi teknolojilerini Afrika köylerine taşımaktır. Bu kuruluşun ve özellikle Sivan’ın inanılmaz öyküsünü okuduğum zaman kendi kendime “bu insansa ben neyim” diye sordum. Kadın sanki Yaradan’ın elçisiydi.



Sivan ilk defa Afrika’nın uçsuz bucaksız savanlarında köylere gittiği zaman gördüğü manzaradan çok etkilenir. İsrael’de yaygın olan güneş enerjisi teknolojisini Afrika’nın köylerine taşımayı düşünür ve kolları sıvayarak  Innovation Africa’yı kurar. Afrika’nın göbeğinde köylere güneş panellerini taşır. Okullar ve hastaneler aydınlanmaya başlar ve sonra bakın o Afrika köylerinde neler oldu:

Önde bir arazi arabası gidiyordu. Arkadan üzerinde oldukça büyük bir su deposu olan bir kamyon geliyordu. Su deposu plastikten yapılmış 4-5 tonluk yuvarlak bir depoydu. En arkada büyük bir kamyon vardı. Bu bir delgi yapabilen bir sondaj kamyonuydu. Ekip, toprak yolda tozu dumana katarak ilerliyordu. Hava sıcak, çok sıcaktı. Afrika’nın ortasında neredeyse çöl denecek kadar kurak çok zor bir yerdeydiler. Sivan Ya’ari sözünü tutmuş, Karamoja köyüne geri dönüyordu.

Köye geldiklerinde simsiyah Afrikalı çocuklar yarı çıplak arabaların etrafını sardılar. Büyükler, daha geriden gelenleri izliyordu. Önce depoyu yere indirdiler. Yuvarlayarak bir küçük yapının yanına getirdiler. Epey uğraşıp depoyu o yapının üzerine çıkarttılar.

Bu arada delgi kamyonu yakın bir yere park edip çalışmalara başlamıştı. Hazır olduklarında toprağı delmeye başladılar. Bir artezyen kuyusu açmaya çalışıyorlardı. Çok beklemeleri gerekmedi. Suyu buldular. Yanlarında getirdikleri pompayı taktılar. Sonra güneş panelleri monte edildi. Tesisatlar yapıldı ve çalıştırıldı. Musluktan gürül gürül temiz su akıyordu. Bütün köy özellikle çocuklar çıldırdılar. Dansa başladılar. O muhteşem Afrika danslarına.

Sonra ne oldu biliyor musunuz? Çocuklar daha az hastalandı. Okullar daha çok eğitim vermeye başladı. İsrael’in meşhur damlama teknolojisi ile tarlalar daha az su ile daha çok ürün vermeye başladı. İnsanların artık daha çok yiyeceği vardı. Üstelik fazlasını satmaya ve diğer ihtiyaçlarını gidermeye başladılar. Sivan Ya’ari’nin elinin dokunduğu yerlerde bir mucize gelişti.

Sivan Ya’ari ve İnnovation Africa 7 Afrika ülkesinde 104 köyün temiz suya ve elektriğe kavuşmasını sağlamıştır. 1 milyondan fazla hayatı etkilemiştir.

Sivan İsrael’de doğdu. Fransa’da büyüdü. Page Üniversitesinden Finans bölümünden mezun oldu. Daha sonra Colombia Üniversitesinde Enerji Yönetimi konusunda yüksek lisans yaptı. Daha 20 yaşındayken yenilenebilir enerji konusunda Afrika’da bir fırsat olduğunu tespit etti. 20 yılı aşkın bir süredir Afrika’da çalışmakta. Afrika ile ilgili olarak geniş bilgi, deneyim, anlayış ve sevgiye sahiptir. Forbes İsrael onu, en etkili 50 kadından birisi seçmiştir. Kendisi İsrael’de tanınmış bir iş kadınıdır ve çok sayıda işletmeye sahiptir. Ülke çapında 140 kadını istihdam etmektedir.

Ne kadar anlatsam boş. Herbiri 1 ya da 2 dakika tutan bu VDO’ları izlemelisiniz. İnanılmaz görüntüler var… Bakın Sivan İnsanlığın ve İsrael’in bayrağını nerelere taşımış…


İlginizi çekerse İnternetten Innovation Africa’yı daha çok araştırın. Bakın neler bulacaksınız.
Sonra belki benim sorduğum gibi kendinize sorarsınız; “bu kadın insansa ben neyim, neye yararım?”

Esen kalın.
Aaron Baruch (Ankaralı)



Sivan Ya’ari’nin Tel Aviv üniversitesindeki konuşması:


Ashalim termo-enerji santrali :


7 yorum:

  1. sevgili ve saygı değer dostum içim titriyerek ve hayranlıkla okudum eline sağlık hemşerim ve akrabam

    YanıtlaSil
  2. Aaron, sevgili Kuzen, ne güzel anlatıyorsun. Bunu okurken kendi kendime hep dedim ki, işte Yahudiler bu yüzden or le goyim ünvanını taşırlar. Bir de kadının yerini ne güzel belirliyor. Eli Safkan gibi ben de içim titreyerek okudum. Klavyene sağlık.

    YanıtlaSil
  3. "Biz yapariz, ederiz" demek var, bir de "Yaptim" demek var. Sivan Yaari "Yaptim" diyenlerden. Israel kafasi sadece dusunmez, yapar da. Aaron, bu konuda benim de bir hikayem var, ilgilendirirse anlatirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Lütfen lütfen anlat. Bana işe gel anlatayım dersen ok. Eve gel dersen ona da ok. Yazarım okusun dersen ona da peki. Her şart ve şeraite peki, beklemekteyim.

      Sil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.