Değerli okurlar,
Gerçekleri değiştirmemiz ne yazık ki
olanaksızdır. Kabul etmemiz zor ama Türkiye, 24 Haziran 2018 seçimlerinde ne
yazık ki yine Erdoğan’ı seçmiş ve ülkeyi ona teslim etmiştir.
Bunun sebeplerini, sonuçlarını, Türkiye’yi
nasıl bir geleceğin beklediğini tartışabiliriz. Ama Türkiye’nin, önümüzdeki
belki de on yıldan fazla bir süre için Erdoğan’ın insafına teslim edildiğini
tartışamayız. Seçim oldu ve o kazandı. Bu iş bitti. Yeni yönetim şekli ve kazandığı
seçim ile artık Erdoğan, Türkiye’nin cumhurbaşkanı veya başkanı, reisi, diktatörü,
sultanı, padişahı, kralı ya da ismi ne ise tek adamıdır.
Şimdi artık gerçeklerin farkına varmanın
zamanı. Efendim; ordu komutanı Muharrem İnce’yi aramış, tehdit etmiş, ortada
silahlar varmış, iç savaş çıkacakmış. Yahu bu inanılacak bir şey mi? Bırakın
Allah aşkına… Bu tip komplo teorilerine inanmak saçmalıktır, gerçekleri görmek
istememektir. Boş verin bunlara, kabul etmek istemediğimiz gerçeklere kılıf
bulmaya çalışmayalım.
Seçimi o kazandı, Türkiye onu seçti. Nasıl
olduğu da çok çok önemli değil. Kabul etmek zorundayız, sonuç bu!
Erdoğan’ın “muasır medeniyetler” yolundaki
Türkiye’ye verdiği zarar ne yazık ki kolay kolay düzeltilemez. Türkiye,
batılılaşma yolunu terk edip giderek Araplaşmaktadır. Artık kabul etmeliyiz ki
bu memleket İslamcı bir zihniyetle idare edilmektedir. Müslüman ülkeler
arasındaki tek demokrasi kalesi Türkiye idi, şimdi o tek kale de düştü.
Cahil Türk halkı karanlık tarafı seçti. Geçmiş
olsun.
Bundan sonra neler olacağını bu
pencereden bakarsak daha net görürüz. Türkiye’nin ne eğitimi, ne adaleti, ne
basını, ne ekonomisi ve ne de demokrasisi bundan sonra bizim anladığımız
anlamda daha iyiye gitmeyecek. Bunu kafamıza soksak iyi olur. Diğer İslam
ülkelerine bakın, Türkiye’nin geleceğini görün.
Cahil Türk halkı karanlık tarafı seçti. Geçmiş
olsun.
Türk – İsrael ilişkilerine bu gerçekler
ile baktığımızda ne yazık ki iyi bir şeyler ümit etmek mümkün değil. Erdoğan’ın
Türk İsrael ilişkilerine verdiği zararı tamir etmek olanaksız boyutlarda. Bu
iktidar gitse bile bu ilişki on yıllarca düzelmeyeceği gibi yalanlarla
dolanlarla kandırılan Türk halkının İsrael’e ve Yahudiler’e olan düşmanlığı
nesiller boyu düzeltilemez.
Türkiye’de yaşayan Türk Yahudileri de
artık bu gerçekleri kabul etmeliler. Bu kardeşlerim bir okulda panoya asılan
insanı kahreden insanlık dışı, ırkçı o yazılara da şaşırmasınlar. Yazılsa da
yazılmasa da Türk halkının İsrael ve Yahudiler için düşündükleri bu. Gerçeği kabul
etmenin zamanı sizce daha gelmedi mi? Hala bir “değişim” ümidiniz mi var?
Türkiye dünyanın en Yahudi ve İsrael
düşmanı ülkesidir. Ne yazık ki gerçek bu...
Artık Türk Yahudileri bazen sırf Yahudi oldukları
için işe alınmayacaklar. Okullarda ve geniş toplumda, yazılı ve görsel basında
her fırsatta İsrael ve Yahudiler aşağılanacak. Sokaklara ve reklam panolarına
Yahudi ve İsrael düşmanlığı içeren panolar asılacak. Mahkemelerde zaten olmayan
adaleti aramaktan hepten korkacaklar. Yahudi olduklarını gizlemek zorunda
kalacaklar ve isimlerini hepten Türkleştirecekler. Ticaret hayatında geri
bırakılacaklar. Türk halkı Yahudiler ile giderek daha az alış veriş yapacak. Türk
İsrael ilişkilerinde çıkan her problem sonucunda hedef gösterilecekler.
Bütün bunlar zaten olmakta. Bütün bunları
ve hatta daha fazlasını görmek istemeyen, görmemezlikten gelenler için artık
kabul etme zamanı.
Gerçek bu. Geçmiş olsun.
Aaron Baruch (Ankaralı)