30 Haziran 2018 Cumartesi

GERÇEK BU, GEÇMİŞ OLSUN…










Değerli okurlar,

Gerçekleri değiştirmemiz ne yazık ki olanaksızdır. Kabul etmemiz zor ama Türkiye, 24 Haziran 2018 seçimlerinde ne yazık ki yine Erdoğan’ı seçmiş ve ülkeyi ona teslim etmiştir.

Bunun sebeplerini, sonuçlarını, Türkiye’yi nasıl bir geleceğin beklediğini tartışabiliriz. Ama Türkiye’nin, önümüzdeki belki de on yıldan fazla bir süre için Erdoğan’ın insafına teslim edildiğini tartışamayız. Seçim oldu ve o kazandı. Bu iş bitti. Yeni yönetim şekli ve kazandığı seçim ile artık Erdoğan, Türkiye’nin cumhurbaşkanı veya başkanı, reisi, diktatörü, sultanı, padişahı, kralı ya da ismi ne ise tek adamıdır.

Şimdi artık gerçeklerin farkına varmanın zamanı. Efendim; ordu komutanı Muharrem İnce’yi aramış, tehdit etmiş, ortada silahlar varmış, iç savaş çıkacakmış. Yahu bu inanılacak bir şey mi? Bırakın Allah aşkına… Bu tip komplo teorilerine inanmak saçmalıktır, gerçekleri görmek istememektir. Boş verin bunlara, kabul etmek istemediğimiz gerçeklere kılıf bulmaya çalışmayalım.

Seçimi o kazandı, Türkiye onu seçti. Nasıl olduğu da çok çok önemli değil. Kabul etmek zorundayız, sonuç bu!

Erdoğan’ın “muasır medeniyetler” yolundaki Türkiye’ye verdiği zarar ne yazık ki kolay kolay düzeltilemez. Türkiye, batılılaşma yolunu terk edip giderek Araplaşmaktadır. Artık kabul etmeliyiz ki bu memleket İslamcı bir zihniyetle idare edilmektedir. Müslüman ülkeler arasındaki tek demokrasi kalesi Türkiye idi, şimdi o tek kale de düştü.

Cahil Türk halkı karanlık tarafı seçti. Geçmiş olsun.

Bundan sonra neler olacağını bu pencereden bakarsak daha net görürüz. Türkiye’nin ne eğitimi, ne adaleti, ne basını, ne ekonomisi ve ne de demokrasisi bundan sonra bizim anladığımız anlamda daha iyiye gitmeyecek. Bunu kafamıza soksak iyi olur. Diğer İslam ülkelerine bakın, Türkiye’nin geleceğini görün.

Cahil Türk halkı karanlık tarafı seçti. Geçmiş olsun.

Türk – İsrael ilişkilerine bu gerçekler ile baktığımızda ne yazık ki iyi bir şeyler ümit etmek mümkün değil. Erdoğan’ın Türk İsrael ilişkilerine verdiği zararı tamir etmek olanaksız boyutlarda. Bu iktidar gitse bile bu ilişki on yıllarca düzelmeyeceği gibi yalanlarla dolanlarla kandırılan Türk halkının İsrael’e ve Yahudiler’e olan düşmanlığı nesiller boyu düzeltilemez.

Türkiye’de yaşayan Türk Yahudileri de artık bu gerçekleri kabul etmeliler. Bu kardeşlerim bir okulda panoya asılan insanı kahreden insanlık dışı, ırkçı o yazılara da şaşırmasınlar. Yazılsa da yazılmasa da Türk halkının İsrael ve Yahudiler için düşündükleri bu. Gerçeği kabul etmenin zamanı sizce daha gelmedi mi? Hala bir “değişim”  ümidiniz mi var?

Türkiye dünyanın en Yahudi ve İsrael düşmanı ülkesidir. Ne yazık ki gerçek bu...

Artık Türk Yahudileri bazen sırf Yahudi oldukları için işe alınmayacaklar. Okullarda ve geniş toplumda, yazılı ve görsel basında her fırsatta İsrael ve Yahudiler aşağılanacak. Sokaklara ve reklam panolarına Yahudi ve İsrael düşmanlığı içeren panolar asılacak. Mahkemelerde zaten olmayan adaleti aramaktan hepten korkacaklar. Yahudi olduklarını gizlemek zorunda kalacaklar ve isimlerini hepten Türkleştirecekler. Ticaret hayatında geri bırakılacaklar. Türk halkı Yahudiler ile giderek daha az alış veriş yapacak. Türk İsrael ilişkilerinde çıkan her problem sonucunda hedef gösterilecekler.

Bütün bunlar zaten olmakta. Bütün bunları ve hatta daha fazlasını görmek istemeyen, görmemezlikten gelenler için artık kabul etme zamanı.

Gerçek bu. Geçmiş olsun.

Aaron Baruch   (Ankaralı)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.