3 Kasım 2018 Cumartesi

İSRAEL – TÜRKİYE – ALİYA 2018












2017 yılında yaklaşık 400 Türkiyeli Yahudi İsrael’e göç etti ve İsrael’de yaşamaya başladı. Bu yıl, (2018)  Türkiye’den İsrael’e göç edenlerin sayısı anlaşılıyor ki 200 civarında gerçekleşecek. Neredeyse yarı yarıya azaldı.

Acaba neden? Neden geliyorlardı, bu yıl aliya yapanların (göç edenlerin) sayısı neden azaldı? Kimler geliyor, kimler neden gel(e)miyor?

Öğrenciler geliyor, çünkü Türkiye’deki üniversitelerin verdiği eğitim hiçbir işe yaramıyor. Dünyanın en iyi üniversiteleri sıralamasında İsrael’in sekiz üniversitesinin altısı ilk beş yüz üniversite arasında. Bunlardan iki tanesi ise ilk yüz arasına girmeyi başardı. Bu üniversitelerden mezun olan çocuklar İsrael’de kolaylıkla iş bulabiliyorlar. İyi maaş alabiliyorlar. Kendileri gibi üniversite mezunu birisiyle evlendiklerinde karı koca ev geçindirebiliyorlar, hatta bütçelerine göre küçük ya da büyük, uzak ya da yakın bir ev alabilmeleri mümkün. İsrael’de çalışan kesimin % 8 i, start-up şirketlerinde çalışıyor ve onların ürettikleri, İsrael ihracatının % 48’ini oluşturuyor.  İşte bu % 8 tahmin edersiniz ki çok çok iyi kazanıyor. Bu da iyi eğitim ile oluyor.  

Yeni evliler geliyor. Hayatlarını Türkiye gibi geriye giden değil, her gün daha ileriye giden İsrael’de kurmak istiyorlar. Demokrasi (hatta fazlasıyla) , özgürlük, düşük suç oranı, hür basın, adalet ve diğer sebepler yüzünden hayatlarını modern İsrael’de kurmak istiyorlar.

Eğitim çağında çocukları olanlar geliyor. Jewish Mom’lar (Yahudi anneler) kocalarına çocukları için iyi, hatta en iyi eğitimi sağlamaları için bastırıyorlar. Türkiye’de iyi eğitim birkaç özel kolejde var. Bunların servisiyle, yemeğiyle yıllık ücretleri en az 50 ya da 60 bin lira. Belki de daha fazla… İyi de, Türk ekonomisi zaten dip yapmış.  (Bence daha dip yapmadı, Türkiye daha kötü ekonomik krizlere gebe) Birkaç zenginin dışında kim ödeyebilir bu paraları?  İki çocuk okutan bir aileyi düşünün. Çaresiz kalan aileler bedava eğitim için İsrael’e geliyorlar.

İsrael’de liseye kadar eğitim bedava. Üç yaşa kadar kreşler paralı, üç yaştan sonrası parasız. Servis filan yok. Her kes mahalledeki okula gider. Gençler liseden sonra askere giderler. Yükseköğretim askerlikten sonra başlar. Üniversiteler paralıdır. Yıllığı 10, bilemedin 15 bin şekel civarındadır. Pek çok üniversite öğrencisi hem çalışır hem okur. Mezun olduklarında askerliklerini yapmış, iş tecrübesine sahip, elinde diploması olan taş gibi çocuklar olurlar. Hayata hazırdırlar…

Eğitim artık eskisinden çok çok daha önemli. Hatta hayati derecede önemli. 2017 yılında doğan çocukların % 68’inin yapacakları meslekler bugün daha icat edilmedi. 2050 yılında dünya ekonomisinin % 50’sini meydana getirecek sanayilerin daha ismini bile bilmiyoruz. Sağlam üniversitelerden sıkı eğitim almamış çocukların, anne babalarının hayatlarını taklit ederek hayatlarında başarıya ulaşmaları mümkün değil.

İşte bu sebeplerden Jewish Mom’lar çocukları için kocalarına bastırıyorlar, fedakârlıklara katlanıyorlar ve ailelerine öncülük ediyorlar. Jewih kadın aliya yapmak isterse onu kimse durduramaz, gitmek istemezse de kimse götüremez…

Bir de çocukları İsrael’de yaşamayı seçmiş anne babalar yaşamak İsrael’e geliyorlar. Ne yapsınlar, emeklilik çağına gelmiş anne babalar çocuklarıyla torunlarıyla bir arada olmak istiyorlar. Varsa işlerini kapatıyorlar, ya da yapabilirlerse devrediyorlar, evlerini mülklerini satıp geliyorlar. Varlıklı olanların bazıları hem orda hem burada yaşıyorlar.

Ekonomik sebepler yüzünden de gelenler de var. Türkiye’de sıfırı tüketmiş, hayata yeniden en baştan başlamak zorunda kalanlardan bazıları, Türkiye yerine İsrael’de yeni bir başlangıç yapmayı tercih ediyorlar.

Bunun dışında sebepler yüzünden gelenler de vardır. Ama aliya yapanların çoğu bu sebeplerden gelmekte.

Gelenlerin yok denecek kadar azı birinci sebep olarak milliyetçi ye da dini sebepler yüzünden geliyor. Belki bu nedenler de etken olmuştur ama muhakkak ki sebeplerden birincisi değildir. Özellikle milliyetçi hisler daha sonradan yavaş yavaş oluşuyor ve gelişiyor.

Gelenler azaldı çünkü, İsrael’e gelebilecek, ya da gelmek isteyen Yahudiler ’in çoğu zamanında geldi.  Şimdi ise aliya planları yapanların bazıları, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik sebepler dolayısıyla tahmini geliş bütçelerini gerçekleştiremiyorlar. Evlerini satamıyor, işlerini devredemiyor, alacağını tahsil edemiyorlar.  Neyle gelecekler, gelecek halleri kalmadı…

İsrael’de yaşayan Turkanos’ların (Türk asıllı İsraelli Yahudiler)  bazıları, Türkiye’deki soydaşlarına her vesileyle “gelin, aliya yapın” diyorlar. Hatta bazen birileri arada bir çıkıp “oradaki lüks hayatı bırakıp ta gelemezsiniz tabii”  diye bir de gönderme yapıyor. Gerçekten Türkiye’de bir zamanlar Yahudilerin çoğunun oldukça güzel müreffeh bir hayatı vardı. Giderek azaldı. Pek çok Yahudi parasını kaybetti, ya da yedi bitirdi. Bu gün artık o “adada yazlık, boğazda balık” hayatını yaşayan çok az Yahudi kaldı… Onlarında çoğu neredeyse emekli olmuş insanlar. Bu saatten sonra lisan bilmeyen, bugünün bilgisayar dünyasına ayak uyduramayan, kendilerine yabancı, alışkanlıkları yaşamı tamamen farklı olan İsrael’e göç etmeleri beklenemez. Adam telefonunu bile doğru dürüst kullanamıyor. Hayatını bu teknoloji ülkesinde nasıl sürdürecek?

Unutmamak gerekir ki, bir de herkesin kendi özeli var. Gelmek ya da kalmak için kendine göre çoğunun bir sürü sebebi var. İsrael halkı çok mutlu bir halk olmasına rağmen (dünyada en mutlu onuncu ülke) kolay bir ülke değil. Bu günkü devirde herkes nerede yaşıyorsa yaşasın durumunu, yaşadığı yeri, her ülkenin olanaklarını bilebilecek kadar bilgili ve bunu değerlendirecek kadar akıllı. Kimse kimseye, sorulmadıkça akıl vermemeli. Sonuçta herkes aldığı kararların sonuçlarını yaşayacak…

Aliya her zaman geçerli ve İsrael için çok kıymetlidir. Yıllar evvel aliya yapmış olanlar, daha önce geldikleri için yeni aliya yapanları kendilerinden küçük görmemeli, üstünlük taslamamalı. Eski aliya yapanların yeni göç edenlere “kıdem koşması” kadar bir saçmalık olamaz.

“Ben buraya 60 sene evvel geldim, sen daha dün gelmişsin,  bana….”  Böyle saçma cahil ve aptalca konuşmalar çok yanlış, olmamalı…

Nereden, hangi ülkeden gelirse gelsin, İsrael için her aliya tamamen eşittir ve çok kıymetlidir.

Göç edenler paralı ya da parasız gelsin, önemli değil, her aliya İsrael için eşittir ve çok kıymetlidir.

Kim ne zaman gelirse gelsin, dün gelen de, 60 sene evvel gelende eşittir ve İsrael için çok kıymetlidir.

İsrael   EŞİT   ve hür insanların demokratik olarak yaşadığı bir ülke… Biz birbirimize göz seviyesinden bakmalıyız. (Avi Beto’nun çok sevdiğim lafı) Kimse kimseden üstün değil. Böyle, benden daha evvel aliya yaptığı için, bana ya da yeni gelen göçmenlere üstünlük taslamayı düşünen zavallılar varsa, ancak onlara cahillikleri yüzünden acırım…60 senede hiçbir şey öğrenememişler, boşuna yaşamışlar hayatlarını.

2018 yılında İsrael’e 33.518 kişi aliya yaptı. (Rusya’dan 8.757 - Ukrayna’dan 6.688 - Amerikadan 5.290 - Fransa’dan 2814 - Etopya’dan 905 kişi ve pek çok başka ülkelerden)

2018 yılında Türkiye’den gelen yaklaşık 200 kişi ki bunların yaş ortalaması çok genç, hatta çoğu çocuk, diğer aliya yapanlar kadar çok kıymetli, eşit ve vazgeçilemezdir. Sayının azlığı önemli değil, gelmeleri önemli, cesaretleri önemli.

İsrael sizlerle, bizlerle, hep beraber ilerleyecek.  Bruhim abaim…

Hoş geldiniz…
Mazal tov…
Şansınız açık olsun…

Yenisi eskisi, zengini fakiri, siyahı beyazı, kuzeylisi güneylisi, çocuk yaşlı biz İSRAEL’iz. Hepimiz biriz, eşitiz ve İSAEL’i meydana getiriyoruz.

Gelmelerine sebep olanlara, gelmeleri için yardım edenlere, geldiklerinde onlara yardımcı olanlara yürekten alkış ve teşekkür… Ve en çok teşekkür sizlere yeni oleler, geldiğiniz için…

Yardım deyince, müthiş bir organizasyon ile KULA müzikalini İsrael’e getirmeyi başaran ve bunun sayesinde hatırı sayılır bir gelir elde edip bunu öğrencilere burs olarak dağıtacak olan, hiçbir menfaati olmadığı halde Türkiyeliler Birliği çatısı altında gecelerini gündüzlerine katan çok değerli kardeşlerime, başkanları Ovi Gülerşen ve yürütme kurulu başkanı Av. Yakup Barokas’ın şahsında teker teker teşekkür ederim. Hizmetleriniz büyüktür. Helal osun sizlere…

Esen kalın…

Aaron Baruch  (Ankaralı)





3 yorum:

  1. sevgili dostum hem akrabam hem hemşerin olduğun için imrenerek ve gururlanarak okuyorum

    YanıtlaSil
  2. Merhaba ;
    (Barouch) soy adını BERKÜN olarak değiştirebilirsek beni çok gerilere götürürsün....1965/68 yıllarında Konak sinemasında anılarımı Jojo, Elyo, Ceki, Mayir, Vitali, İzi, vs. ile paylaştığım güzel yıllara götürürsün....Site sineması çıkışında bulunan evinde az mı kağıt oynamıştık?...Birkaçımız artık hayatta değiller, ama biz 4 eskiler hâlâ beraberiz, seni de anarız.
    Çok güzel günler ve uzun bir hayat diliyorum.
    Sevgilerle kal.
    Sami Şenbay
    533-2118044

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.