Tarihçiler Yahudi kölelerin 3538 sene
evvel Mısır’dan çıktığını yazıyorlar. Biz Yahudiler, soyumuzun Mısır’daki
kölelikten kurtulup vaat edilen topraklara doğru yola çıkışını her sene Nisan
ayında bir bayram ile kutlar ve anarız. Pesah bayramı. Her yıl Pesah gecesi
Agada sofrası kurulur, Mısır’da
çektiklerimiz, oradan nasıl çıktığımız okunur, çektiklerimizi temsilen bir şeyler yenilir ve içilir. Bir hafta
boyunca mayalanmış hiçbir şey yemeyiz. O bayram gecesi okuduğumuz duadan ziyade
tarihtir. Gerçek yazılı tarih. Ve de elbette şükrederiz.
Biz ne kadar şanslı bir nesiliz ki, asırlarca
sonra İsraeloğulları’nın kutsal topraklarda yeniden kurmaya muvaffak olduğu
İsrael devletini görebildik.
Asırlarca her Pesah gecesi, “bu sene
burada, gelecek sene Yeruşalayim’de” diye tanrımıza geri dönebilmek için yakardık. Ve
bizler, bu yazı yazılırken ve bu yazı okunurken Ortadoğu’da, kendisine vaat
edilen topraklarda bir yıldız gibi parlayan İsrael devletinin bir ferdi olarak
başımız dik, gururlu ve hürüz. Davut’un yıldızını taşıyan kendi bayrağımızın altında,
kendi milli marşımızı, Hatikva’yı (umut) söyleyebiliyoruz.
Biz ne kadar şanslı bir nesiliz.
Kimimiz İsrael’de, kimimiz hala
diasporada yaşıyor olabilir. Lo meşane, fark etmez, önemli değil. Yahudiler, dünyanın
neresinde yaşarlarsa yaşasınlar İsrael onların ülkesidir.
Kişi eğer kendini Yahudi olarak tanımlayabiliyor
ve ben İsraeloğullarının soyundan geliyorum diyebiliyorsa bu dünyada İsrael’de
olduğu kadar hiçbir yerde mutlu olamaz. Kızların ve erkeklerin senelerce
askerlik yaptığı ve kurulduğu günden beri savaşan bu ülkede hayat zordur. Erken
kalkarsın, çok çalışırsın, para yetişmez, zaman yetişmez, işinden vakit artmaz,
çocuklarınla, torunlarınla istediğin kadar vakit geçiremezsin, hele o kum var
ya o kum, her yere girer, temizle temizle bitmez, yazın o sıcak kavurur vs vs…
Ama bu ülkenin insanları mutludur. Kendi evimizde yaşadığımız için seve seve
çekeriz bu zorlukları, bize zor bile gelmez, onun için mutluyuz, mutlu
olduğumuz için de çok başarılıyız. İsrael,
dünyanın en mutlu insanlarının yaşadığı ülkeler sıralamasında her zaman ilk
sıralarda. Bu sene 13ncü olduk galiba. Geçen sene 11nciydik yanılmıyorsam. Hep
böyle. Amerika 19ncu sırada Rusya 60 bilmem kaç.
İsraeloğulları hep mutlu. Niye? Kendi topraklarımızda
hür ve gururlu yaşıyoruz da ondan. Başarılıyız. Neden? Kendi evimizde yaşıyoruz
da ondan.
Sürgünler, katliamlar pogromlar yaşadık.
Soykırımla bizleri yok etmek istediler. Ama hayatta kalmayı başardık. Asırlarca
beklenildikten sonra nihayet bugünleri görebildik.
Bugün enflasyonun ve işsizliğin olmadığı,
kişi başına düşen milli gelirin 43 bin
doları aştığı, aya insansız hava aracı gönderebilen 7 ülkeden birisi olan ve
gerçek demokrasinin yaşandığı İsrael, doğal gazıyla güneş enerjisi ve rekor
startuplarıyla yalnız Ortadoğu’nun değil dünyanın en parlak yıldızlarından
biridir.
Ne
kadar şanslı bir nesiliz. İsrael’i görebildik…
Gururla ve her zaman daha çok umutla...
Am İsrael Hay…
Hag pesah kaşer sameah
Aaron Baruch (Ankaralı)
yazılarını zevkle okuyorum ancak bazı sorulara cevap alamadım çizdiğin penbe tablolara karşın hastanelerin çöküş halinde olduğu yaşlı emeklilerin çok sıkıntı içinde oldukları pazar çöplüklerinden toplama yaptıkları bir milyon çocuğun yoksullukla boğuştuğu gibi .Bu konuda rafael sadinin yazzıları varddı .Bu konularda ne dersin yani madalyonun arka yüzü
YanıtlaSilÖzellikle sağlık alanında sıkıntı var. 20 senedir yeni hastane yapılmadı ama mevcut hastaneler genişletildi ve devamlı modernize ediliyor. Hastanın doktora ulaşmasında zorluklar var. Bazen aylarca sıra beklenebiliyor. Sebepler doktorların az olması İsrael'in çok fazla göç alması gibi şeyler. Ancak bilgi çok ileri düzeyde. Yoksulluk elbette bu ülkede de var. Ancak öyle bir milyon çocuk aç gibi bir durum asla yok. Gelir seviyesi özellikle Haridilerde çok düşük. Bunlar çalışmazlar. Askere gitmezler. Devlet yardımıyla yaşarlar. Her ailede 5 - 10 çocuk var. İsrael'in demografisine çok büyük katkıları olan bu insanlar İsrael istatistiklerini negativ yönde bozarlar. Eğitimde de sıkıntılar var. Her şey toz pembe değil elbette. Göçmen bürosuna girdiğinde seni ilk önce, çölde kurumuş bir çalının resmi karşılar. Altında WE DON'T PROMİSE YOU A ROSSEN GARDEN yazar. Ben İsrael'e bardağın dolu tarafından bakarım. Bunun içinde çok sebebim var. Bu memleket bilim, ilim, teknoloji memleketi. Gençler iyi bir okuldan mezun olurlarsa en düşük 8 ya da 9 bin şekel ile işe başlarlar. daha iyi okuyanlar 15 20 bin alabilirler. iki kişi çalışırsa bir kaç senede evlerini alıp müreffeh bir hayat yaşayabilirler. Okumazsan bir yere varamazsın. Kıskançlıkla feryat eder durursun, sen kendine ne yaptın ki devlet sana yardım etsin? O kominizimin her kes eşit günleri çok gerilerde kaldı. Okuyacaksın çalışacaksın çalmayacaksın bak bakalım o zaman ortalık pembe mi değil mi? Neticede elbette bu ülkede sorunlar var, ama çözülecektir. % 100 inanıyorum. Biz Kızıldeniz'i bile geçtik, bunu mu yapamayacağız? Esen kal, hag sameah...
SilARONIKO hemsehrim ..bakiyorum sende bizim gibi eskilerden olmusun israelimizde ...HELAL OLSUN SANA ...
YanıtlaSilELIYA SAFKAN , HEMSEHRIM ....Yazikki zamaninda israelde kalmadin ablan gibi , biliyorsun , annen yada baban , anne anemin kuzeni olurdu ...
YanıtlaSil