Son bir hücum gerçekleştireceklerdi. İsrael
devletinin kuruluş savaşının sonuna gelinmişti ve ateşkes 1948 yılının 17 Temmuz
Cumartesi günü sabah saat 05.00 de başlayacaktı. 1 Mayıs günü takviye gelmediği
için yorgunluktan biten adamlarını geri çekmek zorunda kalan Uzi Narkiss’in
terk ettiği surlar o günden beri Ürdünlü Arapların elindeydi. Eski Şehri (ağlama duvarının –Kotel- ve Mescid-i Aksa’nın bulunduğu Dua tepesi-Har
HaBayit de denilen kutsal alanın
bulunduğu antik şehir) almak için bu son
şanstı. Yeruşalayim bölgesinin komutanı David Shaltiel askerlerine şöyle dedi:
“Yeruşalayim’i kendi kuşağımıza ve
gelecek kuşaklara armağan etmek bizim için en büyük zafer olur” dedi ve
planı açıkladı.
Bu plan
gerçekten bir kumardı fakat vakit yoktu. Eski Şehir’i çevreleyen surları üç
noktadan deleceklerdi. Bunların her birine ayrı bir isim verilmişti.
İrgun’un yüz elli adamı Notre – Dam de France binasından “PARİS” adı verilen
Yeni Kapıya saldıracaktı. Stern gurubunun birlikleri “MOSKOVA” adı verilen Yafa kapısına karşı saldırıya
geçeceklerdi.
Her iyi kumarbaz
gibi David Shaltiel’in de bir kozu vardı Konik şeklindeki yapısı itibarıyla “KONÜS”
adı verilen, bir fizikçinin yaptığı 350 kilo patlayıcı ile dolu olan dev bir
mermi. Bu mermi surlara büyük bir delik açacak, yeni kurulmuş olan beş yüz
kişilik tabur Sion tepelerinden Eski Şehir’e akacak ve Yahudiler iki bin yıl
sonra şehri ele geçirecekti. Saldırı 16 Temmuz gece yarısından biraz evvel başlayacaktı.
Açılacak olan gediğe “MOSKOVA” adı verilmişti.
Askerlerden
biri David’e sordu:
“Ömer
Camii’nin önüne geldiğimizde ne yapacağız?”
“Pabuçlarınızı çıkartıp savaşa devam
edersiniz.”
Saldırı başlamadan biraz evvel acı bir
sorunla karşılaştılar. Yahudiler her şeyi düşünmüşlerdi ama bir tek Yeruşalayim’in
yüreğine varmalarını sağlayacak aracı yapmanın telaşı ile “KONÜS’ü” surlara
kadar nasıl taşıyacaklarını düşünmemişlerdi. Üç yüz elli kiloluk mermi demir
çubuklar üzerine kondu ve insan gücüyle taşınmaya başlandı. Elleri ayakları kan
içinde kalan taşıyıcılar ateş altında koca mermiyi elleri ile taşıyorlardı.
Bu arada
İrgun askerleri Yeni kapıya saldırıya geçti. “PARİS” adı verilen Yeni Kapı Yahudiler’in
eline geçti. Komutan Zvi Sinai “KONÜS’Ü”
bekliyordu. Gedik açılır açılmaz şehrin kalbine doğru saldırıya geçecekti.
Ne yazık ki, planladıkları gibi olmadı. “KONÜS”
tam zamanında tam da istenilen yerde patlatıldı ama surları yıkamadı. Plan
başarısız olmuştu. Hayallerine kavuşmak için Yahudiler 19 yıl daha beklemeleri
gerekecekti.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------
1967 yılın Haziran ayında başlayan 6
günlük savaşın üçüncü günü İsrael Kuvvetleri Eski Şehri aldılar. Şimdi okuyacaklarınız bu inanılmaz anları naklen
anlatan radyo yayınıdır. Bu kayıt Avi Yaffe kayıt stüdyolarında bulunmaktadır.
Albay Mordechai (Motta) Gur: (Hoparlörde) Tüm birlik komutanları, şu anda sırtın
(Sion tepeleri) bekliyoruz. Kısacası birazdan tüm kuşakların hayalini kurduğu Eski
Şehre gireceğiz. İlk giren biz olacağız. Eitan’ın tankları solda ilerleyecek ve
Aslanlı kapıdan girecekler. Son buluşma yukarıdaki açık alanda (Tapınak Dağı) olacak.
Askerler: Alkış sesleri
Spiker Yossi Ronen: Şimdi ana caddelerin birinde yürüyoruz.
Kuvvetlerin öncüleri Eski Şehre girmek üzere…
Silah sesleri…
Spiker Yossi Ronen: Hala her yönden üstümüze ateş ediliyor.
Girişe doğru ilerliyoruz.
Silah sesleri ve askerlerin ayak sesleri…
Komutan : Aralarda 5 metre mesafeyi koruyun. Buralarda
dolaşmak hala çok tehlikeli, etrafta keskin nişancılar var…
Silah sesleri…
Spiker Yossi Ronen: Hepimize durması söylendi, solumuzda
Zeytin Dağı, biz şu anda Eski Şehir’de Rus Kilisesinin karşısındayız. Aşağıya
bakıyorum. Dağın yanında koşuyoruz. Taş duvarları görebiliyoruz. Hala bize ateş
ediyorlar. İsrael tankları Aslanlı kapıda ve biz önde gidiyoruz. İçeri giren
ilk birimin yanındayım. Yanımda bir Ürdün otobüsü var, tamamen yanmış. Girmek üzereyiz.
Aslanlı geçidin altında duruyoruz. Geçit çökmek üzere, muhtemelen önceki bombalama
yüzünden. Askerler palmiye ağaçlarını siper alıyorlar. Ben de ağaçlardan
birinin altına çöküyorum. Şehre daha yaklaştık.
Silah sesleri…
Albay Mordechai (Motta) Gur ordu hoparlöründen:
HAR HaBAYİT BE YADENU… Tekrar ediyorum,
HAR HaBAYİT BE YADENU… (TAPINAK DAĞI BİZİM ELİMİZDE! Tekrar
ediyorum, TAPINAK DAĞI BİZİM ELİMİZDE!
David Operasyon Odası : Tüm birimler, ateş etmeyi kesin, tekrar
ediyorum, ateş etmeyi kesin.
Uzi Narkiss : Motta, senin gibi biri yok. Ömer Cami'nin yanındasın…
Spiker Yossi Ronen: Aslanlı kapıdan geçtim, hızla
ilerliyorum. Eski Şehir…
Ordu hoparlöründen: Alanı arayın, ateş kaynağını bulun. Her
binayı koruyun. Özellikle kutsal yerlerde hiçbir yere dokunmayın.
Askerler ağlıyorlar…
Askerler şarkılar söylüyorlar, Yeruşalayim
şel zaav…. (Yeruşalayim altından)
General Uzi Narkiss: Söyle, Batı Duvarı nerede? Oraya nasıl gidilir?
General Uzi Narkiss: Söyle, Batı Duvarı nerede? Oraya nasıl gidilir?
Spiker Yossi Ronen: Şu anda Batı Duvarına doğru ilerliyorum.
Ben dindar bir adam değilim, hiç olamadım, ama şu anda Batı Duvarının taşlarına
dokunuyorum.
Askerler : Şehiyanu ve kiyemanu…
Haham Sholomo : Dualar…
Askerler : Amen!
Bir gün olurda Yeruşalayim’in
sokaklarında yürürseniz iki bin yıl bu şansı yakalayamayan soydaşlarınızı
düşünün, ne kadar şanslı olduğunuzu düşünün, siz orada yürüyebilmeniz için akıtılan
kanları düşünün…
SENİ UNUTURSAM YERUŞALAYİM….
Aaron Baruch (Ankaralı)
Kaynakça
: Kudüs ey Kudüs… Larry
Collins - Dominique Lapierre
Jewish Virtual Library
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.