Birleşik Krallığın kraliçesi II. Elizabeth, (Elizabeth Alexandra Mary Windsor- 21 Nisan 1926 – 8 Eylül 2022) aralarında Kanada, Avustralya ve Yani Zelanda’nın da bulunduğu İngiliz Milletler Topluluğu 14 ülkenin, tahta çıktığı 1952 yılından 2022 yılındaki ölümüne kadar kraliçesiydi. Aynı zamanda İngiliz Milletler Topluluğu başkanı, İngiltere kilisesi Yüksek Valisi olarak da görev yaptı. 70 yıl 214 gün süren saltanatı ile kraliçe Victoria’yı geride bırakarak Birleşik krallığın en uzun süre tahtta kalan kraliçesi, Fransa Kralı XIV.Louis’ten sonra dünyanın en uzun süre tahtta kalan hükümdarı ve tarihte en uzun süre tacını koruyan kadın unvanını aldı.
Kraliçe
II.Elizabeth’in kişisel serveti uzun yıllar spekülasyon konusu oldu. 1971’de,
özel sekreteri Kraliçenin servetini 2 milyon sterlin (2021'de yaklaşık 30
milyon sterline eşdeğer) olarak tahmin etti. 2002 yılında, annesinden tahmini
70 milyon sterlin değerinde bir mülk miras aldı. Sunday Times, 2020 yılında
Kraliçenin kişisel servetini 350 milyon £ olabileceğini öne sürdü. Bu Kraliçeyi,
Birleşik Krallık’taki en zengin 372’nci kişi yaptı.
Binlerce tarihi sanat eserini ve Kraliyet Mücevherlerini içeren
Kraliyet Koleksiyonu kişisel olarak sahiplenilmiyor, Buckingham Sarayı ve Windsor Kalesi gibi resmi konutları ise emanet olarak
tanımlanıyor.
Gelelim
esas yazmak istediğim cenaze konusuna. Bilindiği gibi Kraliçenin cenazesi
defnedilmek için 10 gün bekletildi. Balmoral’da
vefat eden kraliçenin tabutu Edinburgh'a taşındı ve oradan Londra'ya geriye
nakledildi. Bütün bu organizasyona “tek boynuzlu at” operasyonu adı
verildi. Beş gün boyunca Kraliçe'nin cesedi Buckingham Sarayı'ndaydı. Bundan sonra
bir törenle Westminster Manastırı'na taşındı ve burada halk üç gün boyunca
Kraliçe'nin tabutunu ziyaret edebildi. Onuncu gün, kraliyet cenaze töreni Westminster'da
yapıldı ve cenaze günü öğle saatlerinde onun anısına iki dakikalık saygı duruşunda
bulunuldu. Daha sonra Kraliçe'nin tabutu Windsor Kalesi'ne taşındı ve St.
George Şapeli’ne gömüldü.
Peki bu süre zarfında ceset çürüyüp
kokmadı mı? Genel olarak, ölümden sonra vücut iki ya da en geç üç gün içinde çürür
ve inanılmaz şekilde kokmaya başlar. Bunu önlemek için Kraliçenin cesedi geçici
olarak mumyalandı. “Research Gate” tarafından
yayınlanan bir araştırmaya göre, bu “geçici mumyalama,” cesetleri kısa
bir süre için korumak için kullanılan tekniktir. Bu teknik ölen kişinin
vücuduna belirli kimyasallar enjekte etmeye dayanır. Health Valuetips web sitesine göre Kraliçenin vücudu, atardamarlara ve kan damarlarına
mumyalama sıvısı enjekte edilerek korundu. Bir grup kimyasal, vücudun ana
arterlerine enjekte edildi. Mumyalama sıvılarının ölen kişinin vücuduna
eşit olarak dağılmasını sağlamak için doktorlar, bu maddelerin kan damarlarına
girmesine yardımcı olmak için özel bir mumyalama cihazı çalıştırdılar.
Ondan önceki Prenses Diana ve Prens
Philip gibi, Kraliçe'nin tabutu kurşunla kaplıydı. Aslında, tabut zaten 30
yıl evvel hazırlanmıştı. Kraliyet ailelerini (ölümlerinden sonra) kurşunla
kaplı tabutlara koyma uygulaması yüzlerce yıl önce başladı. Krallar,
kraliçeler, prensler ve prensesler bedenlerini daha iyi korumak için kurşun
tabutlara yerleştirilirler. Kurşun kaplı tabutlar, nemi tabuttan uzak
tutarak vücudun ayrışma sürecini yavaşlatır. Kurşun çürümez ve bu nedenle
sızdırmaz kalır, ayrışmayı önler ve ayrıca herhangi bir koku veya gazın
salınmasını engeller. Mumyalama geleneği ise 1869 yılında başladı.
Bunun nedeni 1087 yılında 59 yaşında ölen İngiltere’nin ilk Norman kralı William'ın
başına gelenlere benzer bir şeyi önlemektir. William savaş sırasında karnından
yaralandı ve bağırsakları parçalandı ve öldü. Savaşta olan oğlu da dahil olmak
üzere ileri gelenler ve yakınları cenazeyi üstlenmediler. Ceset bir taş levha
üzerinde çürümeye bırakıldı. Sonunda, bir şövalye cesedi gömmek üzere 112
kilometre uzaktaki Caen şehrine taşıdı. Bu süre zarfında vücut çürümeye ve içinde gaz
biriktirmeye başladı. Caen’e varıldığında olay yerinde çıkan yangın vücudu
biraz daha ısıttı ve ceset aşırı şekilde şişmeye başladı. Cenaze günü, kralın vücudu lahdin içine
sığmayacak kadar şişmişti. Cenaze levazımatçıları, onu yine de lahte
tıkmaya çalıştılar. Benediktin keşişi ve tarihçi Ordrake Vitalis'e göre, o
anda ceset patladı, şişmiş bağırsaklar inanılmaz kötü bir koku ile her yere
saçıldı ve cenaze töreninde bulunan herkesin üzerine sıçradı. Törendekilerin
hepsi ölmüş bir kralın suyu ile yıkandılar.
Sonraki yüzyıllarda ölen kral ve
kraliçeler, mumyalama ve kurşun tabutta gömülme yöntemi sayesinde daha onurlu
bir sona kavuştular.
Ne kadar korkunç bir son, insan yazarken bile ürperiyor.
Hayırlı yıllar sağlık mutluluk huzur
bereket ve barış diliyorum.
Esen kalın.
Aaron Baruch (Ankaralı)
Kaynakça :
VIKIPEDIA - https://tr.wikipedia.org/wiki/II._Elizabeth
YNET haber sitesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.