14 Ocak 2017 Cumartesi

İSRAEL KADINLARI





Sevgili kardeşlerim,
yeğenlerim ve
dostlarım.
İsrael kadınları dedin mi bir dakika duracaksın. Ciddi söylüyorum. Duruşları ile oturuşları ile kalkışlarıyla ile bir başkadır bu memleketin kadınları. Benzemez başka hemcinslerine. Yani başta bütün dünya kadınları ile bazı benzerlikleri olduğunu görseniz de tanıdıkça ne kadar farklı olduklarını görürsünüz.
Bence farklılık daha çocukluktan başlıyor. İsrael’de kızlar ve erkekler karışık olarak okurlar. Arkadaş ortamlarında beraber bulunurlar. Bu ilerideki yaşamlarında karşı cinse yaklaşımlarında bir rahatlık sağlar. Birbirilerinden çekinmezler.
Daha ileriki yaşlarda liseyi bitirince kızlar da askere giderler. İşte bu noktada İsrael’in kızları farklılaşmaya başlarlar. Bu kızlar çok genç yaşta askerlik gibi çok zor bir görev üstlenirler. Kimileri savaşçı asker olur. Tüfekleri her zaman yanlarındadır. Plajda bikini ile yürüyen, omuzunda neredeyse kendisinden büyük silah taşıyan o kızları görünce şaşırırsınız, neden farklıdır dediğimi anlarsınız. Bu kızlardan savaş pilotları olanlar var. Tankçılar var. İnsan onları görev bölgelerinde dizlikleri, miğferleri, boyunlarına takılmış bombalar ile gördüğünde takdir mi etsin, şaşırsın mı, korksun mu bilemiyor. Bir de ben neden çok etkileniyorum biliyor musunuz, bazen videolarda, televizyonda filan görüyorum, birden o miğferlerini çıkarttıkları zaman dalga dalga dökülen o saçları ile, üstlerindeki kıyafet, yüzlerindeki kamuflaj boyaları ve silahları öylesine bir tezat öylesine bir alışılmamışlık ortaya koyuyor ki, gerçekten benzersiz.
Askere giden bu kızlar evlerine dönünce artık çocuk değildirler. Asker ocağı görmüş, tek başına hayatta kalmayı öğrenmiş, silah taşımış, belki savaş anında cephede arkadaşının hayatını kurtarmış, belki savaşmış, belki bilgisayar başında silah arkadaşlarına destek vermiş birisidir o. Saygı görürler. Senin yüzüne göz seviyenden bakarlar. Kendilerini ikinci sınıf gibi değil, filmin esas oğlanı olarak kabul ederler. Ve bu bütün hayatları boyunca devam eder. Tabii, bunda, bu memleketin hakkını arayana, hakkını veren hukuk sistemi de çok etkili olmakta. Bundan herkes çok cesaret alır.
Nerdeyse hepsi araba kullanır. Hatta kamyon ve daha büyük taşıtlar kullananları var. Her türlü mesleği yaparlar. Öyle “seviyeli iş” filan, boş versene, ekmek nereyse o oradadır. Tel Aviv’de çalıştığım sokağa her zaman gelen bir çöp kamyonu var. Bilirsiniz bu kamyonların arkasına iki kişi vardır. İşte onlardan biri kadın. Hem de 50 sini devirmiş beyaz saçlı bir bayan. Hayretler içerisinde izlerim o kadını görünce. Geçenlerde bu meslekte çalışan insanların kazandıkları parayı bir yerlerde okudum. Dudağım uçukladı. İnanılmaz bir para. Vaaay be…
En tepelerde de görevli kadınları var İsrael’in. Örneğin İsrael’in en büyük beş bankasının CEO’ları kadın. Bu kadınlar işe de giderler, bir sürü de çocuk doğururlar, onları büyütürler de, eğlenirler de, seyahate de giderler, her bir şeyleri yaparlar. Bu kadınların giyimlerinde, davranışlarında, konuşmalarında çekinmek yoktur. Hele erkeklerden hiç çekinmezler. Niye çekinsinler ki? Eşit olduklarını biliyorlar.
Hadi bu kadınlardan birine sürtünsene, bir laf atsana. Şort giyiyor diye tekmelemeye filan kalksana. Alimallah dünyayı kafana geçirir.
Ama iş hayatında hala erkek egemenliği var. Örneğin İsrael’de  hightech sektöründe kadın çalışanların oranı % 35 imiş. İsrael cinsiyet eşitliğini sağlamak açısından 59 ülke arasında 21nci sırada. Anlayacağınız daha çok işimiz var. Çünkü biz birinci olmalıyız.
Bu hanımların bazıları çok çok özel işler başarırlar. Yalnız ailelerine değil, ülkelerine değil, belki de bütün dünyaya, insanlığa katkıda bulunurlar. İsrael oğulları gururla söyleyebilirim ki böylesi pek çok kıymetli evlada sahiptir. Şimdi size bunlardan bir kaçını kısaca tanıtmak istiyorum.
Dr. Kira Radinsky, bu genç hanım 15 yaşında üniversiteye başladı. 26 yaşında doktorasını tamamlamıştı. Geleceği görebilen bir program geliştirdi. (Kuba’da çıkacak kolera salgınını aylar önce bildi.) Şu anda İsrael eBay’in başında bulunan bir bilim insanı. Technion üniversitesinde da araştırmalar yapıyor. Kullandığı algoritma sayesinde, sosyal ayaklanmalar dâhil geleceği görebiliyor.
Dr. Kira Radinsky
Maxine Fassberg, 2009 yılında teknolojideki kadınlar sıralamasına girdi. 2012’de CNN tarafından teknolojide en güçlü 10 kadın arasında gösterildi. 2007 den beri İntel İsrael’in bu ülkedeki, operasyonlarını yönetiyor. Bu, 10 bin teknik adam, onun emrinde demek. Yönettiği şirket tek başına İsrael’in ihracatının % 9 unu gerçekleştirmekte.
Maxine Fasberg

Dr. Orna Berry
, İsrael’in ilk ve tek kadın şef bilim insanı, Microsoft Xbox için 3 boyutlu sistem ve sensör teknolojisini geliştirdi. Prime Sense start up firmasını kurdu. Bu firma 2013 yılında Apple tarafından 360 milyon dolara satın alındı.  Kendisi doktora sahibi olup pek çok ödüle layık görüldü.


Dr.Orna Berry

Dr. Michal Tsur
, İsrael start up firmalarının demir leydisi. Cyota güvenlik sistemlerinin yaratıcısı. 2005 yılında bu start up şirketi 145 milyon dolara satın alındı. Dr. Michal bugün K.Altura start up şirketinin yaratıcısı ve başkanı. Şirketin değeri 500 milyon dolardan fazla. New York üniversitesinden doktorası var. Şu anda Yale üniversitesinde çalışmalarına devam ediyor.
Dr.Michal Tsur

Nava Swersky Sofer,
daha iyi bir yaşam için teknoloji. IDC Beyond’un direktörü. Yönettiği program, IDC Hertzliya’nın yeni nesil girişimcileri eğitmeyi amaçlıyor. 21nci yüzyılın bio-tıp, teknoloji, küreselleşme gibi birçok farklı konularda çalışmaları var. BM’in entelektüel programlarını yöneten WİPO’da danışman.
Neva Swersky Sofer
Saygıdeğer hanımlar, bu millet sizlerle gurur duyuyor.


Bu hanımlar evlendiklerinde de inanılmaz işler başarırlar. Ama ne yazık ki bu kadar başarılı, gözü pek İsrael kadınları evliliklerini sürdürmekte çok başarılı değil. Tabii bundan kadınlar kadar erkekler de sorumlu muhakkak.  Bu kadınlar evde oturup koca yolunu gözleyecek, kocanın eline bakacak ev kedileri değil. Canavar gibi hepsi maşallah. Bunun sonucu olarak da evliliklerinde nerede trak, orada bırak diyorlar. Elimde istatistiki bir bilgi yok ama boşanmaların çok olduğunu gözlemliyorum. Bir de beraber yaşamak, hayat arkadaşı gibi kavramlar bu ülkede saygı ile karşılanıyor. Hatta belirli bir zaman birlikte yaşayan çiftler, ayrıldıklarında kanun önünde sanki evliymişler gibi haklara sahipler. Hatta evlat edinmek, bir şekilde tibbi yollarla hamile kalmak revaçta ve tuhaf karşılanmaz. Muhafazakârlar elbette, bu durumlara dudak büküyorlar. Kabul etsek de etmesek de ne yapalım, bu var…
Bir zaman evvel bir olaya şahit oldum. Öyle kadınların ev kedisi olmasından filan bahsettik te oradan aklıma geldi.
Şirket arabalarından birisini servisten almaya gitmiştim. Bulunduğumuz yer, arabaların düzensiz park ettikleri trafiğin “balagan”  (karışık)  olduğu bir yer. İki arabanın yan yana geçmesi mümkün değil. Bir taraftan bir kamyon geldi. Üstünde de kocaman bir iş makinesi. Kamyonun şoförü, af edersiniz, tam bir ayı. Suratında üç günlük sakal, kafada saç yok, göğsünden kıllar fışkırmakta, bir de zavallım terler içerisinde. Tam o sırada karşı taraftan de bir taksi geldi. Taksinin şoförü kadın. O da maşallah şöyle bir 90 kilo filan var. Bir elinde pita, (İsrael tipi pide) öteki eli direksiyonda. Birisi muhakkak ötekisine yol vermeli. Mecbur. Yan yana geçemezler. Kamyon şoförü kendinden emin, eliyle “geri git” diye işaret ediyor. Kadın oralı değil. Sonunda kamyon şoförü, dayanamadı, arabasından yere atladı. Üstünde rengi solmuş bir kirli atlet, en az 110 kiloluk bir azman. Göbeği atletin altından dışarı sarkıyor. Bağıra bağıra kadına bir şeyler söylemeye başladı.  Kadın eliyle “sen geri git” diye işaret ediyor ama kim bilir adam ne dediyse birden kadının tepesi attı. O da arabasından indi. Ama acele ile elindeki pitayı yuttuğundan tıkandı, konuşamıyor. Derken eliyle göğsüne bir iki yumruk atıp arabadan bir şişe su aldı. Bu arada kamyon şoförü ha bire sıralıyor. Millet işlerini bırakıp bunları seyretmeye başladı. Derken kadın suyu içti. Elinin tersi ile ağzını şööööyle bir sildi. Sonra iki elini beline koyup bir açtı ağzını, yok böyle bir şey. Ben İbranice bilmiyorum, ne demekte olduğunu anlamıyorum ama etraftaki insan başladılar gülmeye, gülmek değil, kendilerinde geçiyorlar. Kamyon şoförü başta direnecek gibi filan oldu ama, mümkün değil, kadın giydirdikçe giydiriyor. Sonunda bizim ayı, ne yapsın, çaresiz, eliyle söyle bir “Allah’ından bul”  gibi bir işaret edip kamyona çıktı. Kadın devam… Bu arada millet gülmekten altına işiyor.  Sonunda o koca kamyon geri geri gitti ve taksisine binen kadına yol verdi. Millet de işine geri döndü. Yok anam yok, bunlar öyle ev kedisi filan değil. Resmen tehlikeli…
Son olarak değinmek istediğim bir konu var. Yahudi evinde kadının sözü geçer. Kadının istediği olur. Onun için hayati kararlar alma arifesinde olan Yahudi kadınlarına sesleniyorum. Akıllı olun. Sizden sonraki nesilleri düşünün. Erkeklerinizi doğru yönlendirin. Okuyun. Bilgi sahibi olun. Ekonomiden de, siyasetten de, eğitimden de, teknolojiden de her şeyden haberiniz olsun ve doğru kararlar almaya bakın.
Bütün hanımlara saygılarımla…
Bu hafta da bu kadar sevgili kardeşlerim yeğenlerim ve dostlarım…
Sevgiyle kalın, hoşça kalın.
Aaron Baruch  (Ankaralı)





2 yorum:

  1. bildiğim kadarıyla dini bakımdan müslümanlar gibi kadın aslında eziliyor ortodoks yahudiler ayrı otobüs istemişti ama dinden uzaklaşmış kesim de kadın artık batılı gibi..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. http://www.huffingtonpost.com/2013/04/11/orthodox-jew-flies-plane-huge-plastic-bag-photo_n_3064473.html

      Sil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.