6 Haziran 2020 Cumartesi

ERDOĞAN VE KUDÜS…












Erdoğan yine Kudüs üzerinden siyasi itibar aramak peşinde. TİKA (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı) kuruluşu, Kudüs’te Dua Tepesi yakınlarında bir binayı restore ederek İslam Merkezi olarak kullanıma açtı.

Yeni açılan bu merkez Müslüman Kardeşler ve Türkiye bağlantıları olan Arap turistleri ağırlıyor. Arap üçgeninden ve Netanya’nın doğusundaki Arap yerleşim yerlerinden on binlerce Arabı, Mescid-i Aksaya taşımak için servis sağlıyor. Birkaç yıl evvel de aynı paralelde Türkiye’de halka; “Mescid’i Aksa’ya gidin” diyerek yönlendirmeler yapmıştı. Bir netice alamadı, taşa çarptı,  şimdi bu yolu denemeye başladı.

Siyonizm’in babası Thedor Hertzel’e, Filistin’e Yahudi göçüne izin vermeyerek Erdoğan’ın gözünde idol olan Padişah Abdülhamid’in ve Erdoğan’ın resimleri, yeni açılan bu merkezin duvarlarını süslüyor. Türkiye Liderinin “işgal altında Kudüs” konuşmalarının klipleri merkezde VDO olarak devamlı gösterimde…

(Bu arada şunları bilmekte fayda var, padişah Abdülhamit, Hertzel’i bırakın huzurundan kovmayı, kendisine iki defa madalya vermiştir. Yahudilerin Mezopotamya’ya göç etmelerinde mahzur görmeyen Padişah Abdülhamit Selanik’te sürgünde iken 3 sene Yahudi bir aileye ait Alatini köşkünde kalmıştır.

Bu gün İstanbul Kadıköy’de bulunan sinagogun (Haydarpaşa  Hemdad Israel Sinagoku) yapılırken Rumlar sinagogun yapımına karşı çıkmışlar ve kanlı kavgalar meydana gelmiş. Abdülhamit olayı şahsi göz doktoru olan Elias Paşa’dan öğrenince ve Selimiye kışlasından asker göndererek asayişi sağlamış ve sinagog yapılmış. Anlaşılan Abdülhamit Yahudi düşmanı değil dostudur.)

Ortadoğu uzmanı Dr. Mordechai Kedar bu yeni merkez girişimini İsrail gazetelerine şu şekilde yorumladı:

“Türkiye, para ve Doğu Kudüs halkını büyük bir kucaklanma ile satın almaya çalışıyor.”

Kudüs gurubu başkanı Maor Tzemach’ın İsrael Hayom gazetesinde çıkan beyanatında şunları söyledi:

“İsrail, Kudüs’ün birliğini bozmak için tasarlanan Türk faaliyetlerini durdurmalıdır.”

Türkiye’nin Kudüs’teki faaliyetleri bununla sınırlı değil. “Miras gurubu” Filistinli çocuklara İsrail’in “yasal sahibi” olduklarını öğreten ücretsiz yaz kampları düzenliyor.  Öte taraftan Korona gibi, Ramazan gibi her fırsatta Doğu Kudüs’te Araplara yardım kisvesi altında para ve gıda yardımları yaparak halkın gözüne girmeye uğraşıyor.

Uzun lafın kısası Erdoğan  Mescid-i Aksa’da yönetime girip İslam dünyasına “halife” olmak için şimdi bu yolu deniyor. Müslüman Kardeşler örgütünü destekleyen Erdoğan, Arap Baharında aradıklarını bulamayınca Arap dünyasının ağabeyi Mısır’la da ters düşmüştü. Bunun üzerine Hamas’ı desteklemeye ve kaybettiği itibarı kazanmaya çabaladı. Müslüman Kardeşler Örgütünün Hamas ayağı bir sene boyunca Gazze İsrail sınırında eylemler yaptılar, çitlere saldırdılar, lastikler yaktılar, sonunda binlerce ölü ve yaralı Gazzeli… En ufak bir kazanç sağlayamayınca vaz geçmek mecburiyetinde kaldılar.  Erdoğan, Kudüs’ü karıştırmaya birliği düzeni ahengi bozmaya çalışıyor. Yine taşa çarpacak…

Erdoğan’ın yaptıklarının  ne din ile ne de İsrail düşmanlığı ilgisi yoktur. O halife olabilmek için İsrail ile düşman, Müslüman Kardeşler örgütü ile dost, Libya ile kardeş oluyor. Türkiye’de halktan “biz bize yeteriz” diye para toplarken bir yandan tarih boyunca Türkleri sırtından bıçaklayan Araplara milyonlarca dolar dağıtıyor… Bütün bunlar siyasi hırsın önlenemez tezahürleri…

Yapma Sayın Erdoğan, lütfen ortalığı karıştırma, yine boşu boşuna insanlar ölecek, analar ağlayacak. Lütfen çek elini YERUSHALAİM’DEN… Zaten bu yolda bir yere varabilmen mümkün değil. İsrail'i küçümseme, küçük fakat senin başa çıkamayazağın kadar büyük bir ülkeyiz. 

Erdoğan, İstanbul’un fethinin 567’nci yılı münasebetiyle yaptığı konuşmada Ayasofya’da namaz kılmanın “fetih hakkı” olduğunu söyleyebiliyor. Erdoğan, acaba yıldönümünü yaşadığımız 6 gün savaşında, Mescid-i Aksa’ya gelen İsrael askerlerine orada bir tefilla yapsalardı ne derdi?  İşte akıl, zekâ, medeniyet, hoşgörü, anlayış her dine saygı ve daha nice meziyet farkı burada Sayın Erdoğan…

1967 yılında ağlama duvarına ulaşan komutan Uzi Narkiss’in sesi kulaklarımda çınlıyor: (Ordu hoparlörü)

Alanı arayın, ateş kaynağını bulun. Her binayı koruyun. Özellikle kutsal yerlerde hiçbir yere dokunmayın.
Ta ta ta taaaaa, ta ta ta taaaaaa   (Şofar seleri…)

Mesci’i Aksa’nın yönetimi, 6 gün savaşı daha devam ederken, Kudüs’ün doğu kesimi ve özellikle Dua Tepesi İsrail’in eline geçer geçmez zamanın savunma bakanı Moşe Dayan tarafından İslami Vakıf’a verilmiştir. Yani İsrail Mescid-i Aksa'nın yönetimini kendi elleriyle Ürdün'e bağlı İslami Vakıf'a vermiştir.  Ancak Vakıf, alana Müslüman olmayanların girişini yasaklamıştır.

İsrail şimdi Suudi’ler ve ABD ile masa altından görüşmeler yaparak soruna kalıcı çözümler bulma çabasında. Ancak önümüzdeki aylarda Yahuda ve Samara’yı ilhak etmeye niyetli olan İsrail’i zor günler bekliyor. Savunma bakanı GANTZ, genelkurmay başkanı Aviv’den orduyu savaşa hazırlamasını istedi…  

Ortadoğu bildiğin Ortadoğu, balagan gadol… Değişen bir şey yok… Yaradan yardımcımız olsun.

Aaron Baruch  (Ankaralı)


Kaynak: VIKIPEDIA     https://tr.wikipedia.org/wiki/II._Abd%C3%BClhamid