7 Eylül 2019 Cumartesi

BÜYÜKADA SİNAGOGU VE NİŞANYAN













Ağustos ayının son günlerinde Büyükada Sinagogunda GELENEKSEL YAZ KONSERİ etkinliği tertip edildi. Bu etkinlik dini bir mekânda yapıldığı için tepkilere neden oldu. Çünkü sanırım biraz kantarın topuzu kaçtı. Kadınlarla erkeklerin karışık oturdukları, bayanların dini bir mekân için uygun olmayan kıyafetleri, dua edilen bir yerde yapılan sirtakiler Yahudi muhafazakâr çevrelerinin hiç hoşuna gitmedi.

Sosyal medyada konserin VDO’ları elden ele dolaşmaya başlayınca bu etkinliğin Yahudilerin dışında başka çevrelerden de tepki gördüğünü gözlemledim. Bu tepkiyi gösterenlerden birisi de gazeteci yazar Sevan Nişanyan. Yavuz Bayraktar ile AHVALNEWS sitesinde bir telefon röportajı gerçekleştiren yazar ilginç gözlemlerde bulunuyor. Naçizane bu söyleşi hakkında ben de kendi fikirlerimi sizlerle paylaşacağım.

S.N. İbadet yerlerinde siyasi sloganlar atılması, siyasi tavırların sergilenmesi bence temelde yanlış bir şeydir.

Bence de çok doğru. Büyükada sinagogunda Türk Yahudileri böyle bir davranış sergilemişler midir? Hem evet, hem hayır. Sevan Nişanyan’ın bu fikre kapılmasının sebebi konser sırasında İzmir Marşının çalınması ve neredeyse orada hazır bulunanların hep bir ağızdan müzisyenlere katılarak marşı coşku ile söylemesidir.

İzmir Marşı, Türkiye’de bu gün iktidar karşıtı olan Atatürkçülerin sloganı haline gelmiştir. Dolayısıyla bu marş böyle hep bir ağızdan söylenince siyasi bir tavır ortaya konmuş oluyor. Bu bakımdan Nişanyan’a hak vermemek elde değil. Dini bir mekânda böyle bir siyasi gösteri hiç uygun olmamış.

Ancak bence, Türk Yahudilerinin böyle siyasi bir gösteriyi hem de dini bir mekânda önceden planladığına hiç kimse inanmaz. Hatta böyle bir şey planlanmış olsa ve önceden işitilmiş olsa o etkinliğe hiç kimse gitmezdi. Türk Yahudilerinin elbette siyasi görüşleri vardır ama bunu asla sergilemezler. Dolayısıyla kendiliğinden o anda gelişmiş bu olay, siyasi bir tavır veya bir slogan olarak algılanmaması gerekir. Türk Yahudileri hep bir ağızdan sevdikleri bir marşı söylediler; hepsi bu, buna hiçbir anlam yüklememek gerekli.

S.N. Sinagogda olanlar gerçekten insanın içini kıyan bir görüntü. Çünkü samimi olmadığı her halinden belli.  Bu olayı “biz vatanperver Türkleriz” izlemini vermeye yönelik bir savunma refleksi olarak görmek lazım.

Nişanyan işte burada son derece yanılıyor. Türk Yahudileri her zaman Atatürkçü oldular. Türkiye veya Türkiye dışında Atatürk’ü sevmeyen Türk Yahudi’si neredeyse yoktur.  Sinagogda böyle bir marşın çalınması doğrudur veya yanlıştır, tartışılabilir, ama İzmir Marşı söylenirken Türk Yahudilerinin samimiyeti yüzde yüzdür, gerçektir, işte bu tartışılamaz.

S.N. Sonuç olarak Türkiye Yahudileri açısından evet, bu bir savunma hamlesidir. Yunanistan’da bu 30 Ağustos hadisesi İzmir’in yakılması, İzmir Katliamı büyük acıyla hatırlanan büyük bir haksızlık ve namussuzluk olarak hatırlanan bir hadise.

Ne haksızlığı ne namussuzluğu, ne zamandan beri vatanını savunanlara namussuz deniyor. Sevan Nişanyan İzmir’de zarar gören Yunanlı veya Rum birilerine rastlarsa onlara Yunan ordusunun İzmir’de ne işi vardı diye sorsun.  İzmir’in yakılmasından Türkler mi sorumlu? Kim yurdunu işgalden kurtaran Türkleri suçlayabilir?

S.N. Duyulursa ki Türk Yahudileri bariz bir şekilde gayrı samimi olan bir tavırla böyle bir Türk şakşakçılığı işine girişmişler, Yunanistan’daki Yahudiler ne hissedecekler? Türk Yahudileri bunu hesaplamamışlar.

Sen ne diyorsun Sevan Nişanyan, Türk Yahudileri 30 Ağustos’ta Yunanlılar gibi matem mi yapsınlar? Elbette sevinecekler, elbette zaferi kutlayacaklar.

Büyükada sinagogunda İzmir Marşını söylemek Nişanyan’ın dediği gibi bir savunma hamlesi mi veya şakşakçılık mı, bunu okuyucuların yorumuna bırakıyorum.  

Yunanistan’daki Yahudi kardeşlerimizin neler düşündüklerini bilmiyorum. Ancak bildiğim bir şey varsa hiçbir Yahudi yaşadığı ülkeye ihanet etmez. Nişanyan Yunan askeri denize döküldü diye Türk Yahudilerinden Yunanlılar gibi matem mi tutmalarını bekliyor? Elbette ki Türk Yahudileri de yüzyıllardır yaşadığı ülkenin halkıyla birlikte sevinecek, bundan tabii ne olabilir?

Son olarak şunu da söylemeden geçemeyeceğim, bir Cami’de 30 Ağustos hutbesi okunurken Atatürk’ün ismi anılmazken, bir sinagogda İzmir marşının bağıra bağıra söylenmesinden hiçbir Türk Yahudi’si utanmaz… Keşke bu bir sinagogda olmasaydı…
Aaron Baruch


Kaynakça : Yavuz Bayraktar’ın Sevan Nişanyan ile yaptığı röportaj
Ahvalnews


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.