2 Kasım 2019 Cumartesi

BAK ŞU İZMİRLİNİN YAPTIKLARINA…











Ege Üniversitesinin Ziraat Bölümünden mezun olan 23 yaşındaki Şlomo ve İsrael’e ALİYA (göç) yapmaya karar veren dört arkadaşı, 1963 yılının güneşli bir bahar günü İzmir kordon boyunda heyecanlı bir şekilde konuşmaktaydılar:

“Ne olur beni de götürün, sizlerle geleyim.”
“Seve seve, ama nasıl be oğlum, pasaportun yok, biletin yok, paran yok.”
“Bilet alabilecek kadar param var. Siz onu düşünmeyin.”
“Peki ama pasaport ne olacak? Vizen de yok.”
“Eğer yardım ederseniz şansımı denemek istiyorum.”
“Tamam lan, gel o zaman, elimizden geleni yaparız.”

Karar verilmişti. Arkadaşları yardım edecek, pasaportu ve vizesi olmayan Şlomo, ailesine bile veda etmeden cebindeki çok az para ve bir çanta ile ALİYA yapacak, hayatının bundan sonrasını Yahudilerin vatanı İSRAEL’de yaşayacaktı. Becerebilirse elinden geldiği kadar yeni ülkesine katkıda bulunacaktı.

Henüz kendisi bile bilmiyordu ama İzmir’li  ŞLOMO NAVARO,  o katkıyı yapacaktı, daha fazlasını da, Yalnız İsrael’e değil bütün dünyaya, bütün insanlığa müthiş bir hediye verecekti…

Arkadaşlarının kamarasında saklanan Şlomo, Gemi hayfa limanına yanaşınca, İsrael gümrük polisine durumunu anlattı. Şefiyle görüşen polis ona gemiden inebileceğini söyledi. İsrael’e ayak basar basmaz uzaktan akrabaları olan Mizrahi ve Kastro ailelerini buldu. Bu aileler ona yardım ettiler, barınacak yer buldular, ilk zamanlar yiyeceklerini bile verdiler ve hatta ona iş de buldular. O zamanlar Turkano aileler arasında müthiş bir dayanışma vardı.

İsrael’deki ilk yıllarında Bitki Koruma Hizmetlerinde çalışan Şlomo, Aliya yaptıktan iki sene sonra  kendisi gibi Türkiye’den göç eden lise aşkıyla evlendi ve üç çocukları oldu.  1967 savaşına giden ve evine sağ salim geri dönen Şlomo’nun ne yazık ki Lübnan savaşında şansı bu kadar yaver gitmedi. Bir havan mermisi bacaklarını mahvetti. Hastanede 8 ay belden aşağısı alçılı vaziyette yaşadı, sonunda iyileşti ama hafif bir topallığı kaldı. Arkadaşları bu yüzden ona takılmak için bazen “ağır çekim” derlerdi.


Hastane günleri ona etkileyici bulduğu iki konuda çalışmak için zaman yaratmıştı, ısı yöntemi ve bitkisel ürünleri hava geçirmez “hermetik” depolama… Bu konuların her ikisi de 1974 yılında Yeruşalayim İbrani Üniversitesinde tarımsal böcek bilimi (entomoloji) dalında yaptığı doktora eğitiminin esasını oluşturdu.

Tahıl saklama, yetiştirmekten daha zor bir iştir. Böcekler yumurtalarını tahılın tanelerine bırakır. Sonra yumurtadan çıkan böcekler ürünü mahveder. Böceklere karşı kullanılan tarım ilaçları insan sağlığına ve çevreye son derece zararlıdır. Ayrıca küflenme yüzünden de tahılı kullanılamaz hale gelir.

Hastaneden taburcu olduktan birkaç yıl sonra Şlomo Navaro, İsrael tarımsal Araştırmalar Örgütü’ne bağlı Volcani enstitüsünde çalışmaya başladı ve araştırmaları sonucunda  “TAHIL KOZASI” adını verdiği buluşunu bu merkezde geliştirdi. Deneylerini laboratuvarında bitirdikten sonra İsrael Ticaret Bakanlığına giderek onlara:


“Bir fikrim var, ancak laboratuvar dışında daha önce test edilmedi.” Dedi ve düzeneğin planlarını sundu. Plan İsrael’in güneyinde bulunan Kibutz Magen’de acil olarak hayata geçirildi. İdareciler süratle 110 metre boyunda, 50 metre eninde, 9 metre derinliğinde bir hendek hazırladılar. Sonra hendeği polivinil klörür ile kapladılar, tahılı içine döktüler ve kaynakçılar hendeği hava geçirmeyecek şekilde yalıtmak üzere bir tabaka daha kaplama ile örttüler.  


Navaro planının işe yaracağından emindi fakat aynı zamanda muazzam bir sorumluluk taşıyordu, çünkü milyonlarca dolar değerinde bir projeyi yürütüyordu. Ayrıca depolanan tahıl, ülke rezervinin büyük bir bölümüne oluşturuyordu.

Sonraki on beş ayı Navaro uykusuz geçirdi. Sık sık hendeğe gidiyor kontrollerde bulunuyordu. Her fırtınada tekrar koşuyor yeniden denetlemeler yapıyordu. Çok şükür şimdiye kadar hiç bir problem çıkmamıştı.







Sonunda deneme süresi sona erdi ve kozayı açtılar. Tahıl toprağa gömüldüğü gündeki kadar tazeydi ve kayıplar eski yöntemlere göre 10 kat azalmıştı. Yıllar süren araştırmalardan sonra Navaro tahılı süresiz bir şekilde depolamanın ve böceklerin saldırısına karşı korumanın güvenilir ve sağlıklı yolunu nihayet bulmuştu.

İkinci bir deneme Sri Lanka’nın yoksul üç köyünde yapıldı. Denemeye gönüllü olmayan köylülere, kayıpları olduğu takdirde karşılanacağı yönünde söz veren Navaro ve ekibi deneyi başlattılar. Üç ay sonra geri döndüklerinde tahılın içindeki böcekler havasızlıktan ölmüşlerdi, tahıl ilk günkü kadar tazeydi ve kullanıma hazırdı.

Ruanda’da bir deney daha yapıldı. Başkent Kigali’ye bir saat mesafedeki Lubirizi köyünde tahılları kozalara koydular. Bu çuvalları Ruandalı yetkililer 12 sene sonra açtılar. Gördüklerine inanamıyorlardı, tahıl depolandığı günkü kadar tazeydi.






Tahıl kozasının bütün faydalarına rağmen çevreye ve insan sağlığına son derece zararlı olan tarım ilaçları bugün hala en üst seviyede kullanılıyor. Sebebi maliyet, oysa uzun vadede Tahıl Kozası çok daha ucuza gelmekte. Üstelik hem insan sağlığına hem de çevreye hiç zarar vermiyor.

Dünyada 805 milyon insan kronik beslenme yetersizliğiyle mücadele ediyor. Gelişmekte olan dünyada birçok çiftçi ve köylü ürünün çuvallarda saklıyor. Haşereler kolayca içeriye girebildiğinden mahsulün yarısından fazlasına zarar veriyor.

Yetersiz saklama teknikleri yılda 1.3 MİLYAR TON gıda kaybı oluşuyor. Bu bütün insanlığın ihtiyacı olan gıdanın 3’te 1’i… Dünyada açlık çeken bütün herkesi doyurmaya yetecek bir miktar…

İsrael Tarım Bakanlığının araştırma şefi Gadi Loebenstein konuyu şöyle açıklıyor:

“Tahıl kozası milyonlarca insanı yoksulluktan çıkardı. Çiftçiler şimdi gıdalarını uzun süreler boyunca saklama ve ailelerini doyurma becerisine sahip”

Uluslararası Pirinç Araştırma Enstitüsü’nden Martin Gummert Tahıl Kozası için şunları söylüyor:

“Bilim ve teknoloji kanıtlandı. Şimdi önümüzdeki zorluk, insanların bunun farkına varmasını sağlamak.”

ELLERİNE SAĞLIK İZMİR’Lİ PROFESÖR ŞHLOMO NAVVARO. 
İSRAEL VE İNSANLIK SANA MÜTEŞEKKİRDİR.

Gerçekten merak ediyorum, acaba Türk Yahudileri arasından bugün Şlomo Navaro gibi birisi çıkar mı?

Aaron Baruch  (Ankaralı)

Kaynak : Küçük Ülkenin Büyük Hayalcileri
THOU SALT INNOVATE – Avi Jorisch

2 yorum:

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.