***Manşetlerde yine Lübnan ve Hizbullah var.
Kuzeyde savaş rüzgarları eserken Tahran, İsrail’i
Lübnan’a saldırması halinde bunun topyekûn bir savaşa yol açacağı konusunda
uyardı. Dün Hizbullah onlarca roket ve üç insansız hava aracı fırlattı.
Aralarında Kiryat Shmona ve Shlomi'nin de bulunduğu bir
dizi yerleşim yerinde alarmlar birbiri ardına çalıştırıldı. Roket
şarapnellerinin bir eve isabet ettiği olayda herhangi bir can kaybı yaşanmadı.
YORUM: İran’ın bu tehdidi yeni bir şey değil. 7 Ekim
savaşının başından beri bu tehdit başımızın üzerinde bir kılıç gibi asılı
duruyor. Savaşın ilk günlerinde ABD uçak gemileri bu tehdide karşı İsrail
önlerine gelmişti ve Biden açık açık İran’a “sakın karışma” demişti. O günlerde
bütün dünya İsrail’in arkasındaydı. İsrail’de büyük billboardlarda Biden’ın
resimleri ve altında “Thank you Mr. President” yazıları vardı.
Bu İsrail’e
Suriye’deki İran konsolosluğunu vurabilme cesareti verdi. İran cevap olarak 13
Nisan’da benzeri görülmemiş bir füze saldırısı gerçekleştirdi. 300’den fazla balistik
füze ve dronlarla İsrail’e saldırdı. İsrail ABD, İngiltere ve hatta Ürdün’ün
yardımıyla bu saldırıyı bertaraf etti. İsrail hava savunma sistemleri tam not
aldı. Bütün füzeler ve dronlar havada imha edildi.
Bugün İsrail’in Lübnan’a karadan ve havadan hatta
denizden Lübnan’a saldırması halinde İran’ın savaşa dahil olması olasılıklar
içerisindedir. Bu baştan beri böyle olduğu için İsrail Lübnan’a karşı şu ana
dek büyük çaplı bir operasyona gir(e)medi. İran’ın 13 Nisan’daki saldırısını
büyük bir başarı ile önledik. Ancak bu saldırıları kaç defa önleyebiliriz? Buna
ne cephane stoku dayanır ne de para? Şu veya bu sebepten ABD lojistik olarak
yardım etmezse halimiz nice olur? Üstelik
13 Nisan’da olduğu gibi uluslararası desteğe de sahip değiliz.
Bence bu günkü gibi sınırlı tepkilerle havadan
elimizden geldiği kadar Hizbullah’ı durdurmalı ve daha büyük bir saldırı başlatmamalıyız.
Eğer ABD İngiltere ve Avrupa bizi desteklediğini ve yardımcı olacağını
bildirirse o zaman işler değişir. Bu arada İran’da seçim oldu. Yeni iktidar bir
şeyleri değiştirir mi? Hiç zannetmiyorum ama ne denir, bekleyelim ve görelim.
***Bu savaş ortamında hükûmetteki Ultra Ortodokslar
yağmaya giriştiler. Maliye Komitesi
aracılığıyla halkın vergilerinde 300 milyon Struck Yerleşim Bakanlığı'na, 58
milyonu ultra Ortodoks eğitim kurumlarına, 41 milyon Miras Bakanlığı'na, 30
milyon ultra Ortodoks kültür kurumlarına, 23 milyon Bakan Parosh'un Kudüs
ofisine, Tora eğitim çeşmesi ağına 19 milyon dağıtım yapıldı.
Gerçekten de ultra-Ortodokslar, yeşiva için
çocuklara desteğin artırılması ve ultra-Ortodoks öğretmenlerin maaşlarının
artırılması da dahil olmak üzere yaklaşık 2,5 milyar şekel aldı.
Korkunç. Netanyahu mükemmel, çok akıllı, çok zeki, çok başarılı olabilir. Ama
iktidar olabilmek için bu ultra Ortodokslarla koalisyon kurması affedilir gibi
değil. Bu adamlar din uğruna ülkeyi batırabilirler.
***New York Times. Biden’ın ABD’ye yapacağı en
büyük hizmet başkanlık yarışından çekilmesidir. YNet yorumu: Biden
açısından yaşanan felaket yüzleşmenin ardından artık dünyada herkes Trump'ın
seçimi kazanacağı varsayımına göre hareket edecek. İran'ın nükleer
zenginleştirme çabalarını hızlandırması bekleniyor, Sinwar'ın rehine anlaşması
konusunda rotayı yeniden hesaplaması mümkün. Peki ya kuzey? Hizbullah savaşı
Trump döneminde değil bu yılki anlaşmayla bitirmek isteyebilir.
YORUM: ABD halkı canlı yayında Biden’ın fiziki
olarak yetersiz olduğunu gördü. Netanyahu’nun stratejisi Kasım ayına kadar savaşı
oyalamak ve Trump’ı beklemek olabilir. Keşke elimde sihirli bir değnek olsa da
başta Erdoğan’ı, sonra Biden’ı Putin’i, Netanyahu’yu emekliye ayırabilsem.
***Gazze’ye giden insani yardım kamyonları rekor
seviyede. Ancak yağmacılar iş başında. IDF kamyonların yerlerine varması için elinden
geleni yapıyor. Yardım kamyonlarının bazıları önlem olarak camlarını telle
kaplıyor. Kamyonlara dronlar eşlik ediyor. Yağmacıları gördüklerinde IDF’in
keskin nişancıları devreye giriyor. Geçen hafta 6 yağmacı keskin nişancılar
tarafından öldürüldü. Kamyonların emniyeti için 07.00 ile 21.00 saatleri
arasında askeri operasyon yapılmıyor.
***Mısır İsrail’in gözü önünde yıllarca
Philadelphia eksenindeki tünellerden Hamas’a istediği her silahı verdi. Refah’ın
tutulması çok büyük stratejik öneme sahip. Askeri yetkililer buradaki 4 tabur
Hamas militanının ve tünellerin yok edilmesi için altı ay gerekli diyorlar.
YORUM: Bu yorumum özellikle Türkiye’deki Yahudi
kardeşlerimizle ilgili. Kulağıma Gazze’de ölenlere acıdıkları ve İsrail’i
soykırım yapmakla veya insanları katletmekle suçladıkları geliyor.
Bu savaşı biz başlatmadık. Köylere girip
kadınlarımıza tecavüz eden, bebeklerimizi fırınlarda yakan, insanların başlarını
küreklerle koparan Hamas katilleri, Hamas canavarlarıdır. Hala tünellerinde 120
kadınımız, çocuğumuz hatta bebeklerimiz işkence çekiyorlar. Kadınlarımızı tecavüz
ede ede öldürdüler ve bu hala devam ediyor. Dünyada bugüne kadar bir yaşında
bir bebeğin esir alındığı görülmemiştir.
Bu canavar katiller Gazze’de sivilleri kalkan
olarak kullanıyorlar. Her okul, her cami, her kilise, her hastane onların silah
depoları ve karargâhları, saklandıkları sığınaklarıdır. Bebek kundaklarında
bile silah saklıyorlar. Bugüne kadar İsrail bu aptal geri zekalı empatiden uzak
suçlamalarla karşı karşıya kaldığı için Hamas canavarını bitiremedi, Hamas bu
yüzden bu kadar bitlendi ve bu hale geldi.
Şunu unutmayın eğer canavarın kafasını ezemezsek
7 Ekim yine yaşanacak. İsrail bu canavarla modern demokratik dünyayı korumak
adına savaşıyor.
Lütfen zahmet edin ve empati kurun. PKK bir gece
aniden beş on bin militanla Kilis’e, Antep’e veya Diyarbakır’ın köylerine
girse, çocukları bebekleri öldürse, kadınlara tecavüz etse ve beş bin Türk köylüsünü
kaçırsa ne olur?
Veya Yunan özel kuvvetleri bu mezalimi bir gece
aniden Edirne’de, Kırklareli’nde veya Çorlu’da yapsa Türkiye ne yapar?
Sağcı gazetelerde her gün Türk ve
İsrail pasaportu taşıyanların Türk vatandaşlıklarının iptal edilmesi gerektiği
yazıyor. Bir Yahudi'nin yanında çalışan yardımcı "kocam Yahudi’lerin
yanında çalışmamı istemiyor" diyerek işi aniden bıraktı. Bir gün bir anda
"has ve şalom has ve halila" Türkiye'yi terk etmek zorunda kalırsanız
nereye gideceksiniz? Düşünün bakalım.
Uzaktan “yazık bu insanlara” demek kolay. Şunu
unutmayın İsrail’i eleştirmek Aliya ile başlar. Uzaktan gazel atmak çok saçma. Buraya
gelin, beş sene buranın ekmeğini suyunu ve demirden leblebisini çiğneyin sonra
anlatın, sonra eleştirin. Ölenler, kaçırılanlar İsrail’in fidanları, bebekleri,
kadınları, genç kızları. İsrail İsrail olalı beri böyle bir felaket yaşamadı.
İntikam almaya uğraşmıyoruz, bir daha olmasın
diye bu canlar feda ediliyor.
Çok acıyorsanız Hizbullh’ı durdursanıza…
Binlerce insan ölmek üzere. Hizbullah hakkında da konuşsanıza. Ona da yapma
desenize…
Önce bir düşünün empati yapın ve sonra konuşun
sevgili kardeşlerim.
Aaron Baruch (Ankaralı)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.