17 Haziran 2017 Cumartesi

TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN GURUR DOLU TARİHİ….











6 yıl sonra Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşunun 100ncü yılını kutlayacak.

Şöyle bir dönüp bakıyorum da geçmişe, ne tarih ama… Ne yazık ki soykırımlarla, katliamlarla, yağmalarla dolu bir tarih…

Kimlerin canı yanmamış ki? Ermeniler, Yahudiler, Rumlar... Yalnız gâvurlar (!)  mı? Azeriler, Kırım Türkleri… Şimdilerde de Aleviler, Kürtler… Al sana geçmişi ile gurur duyan Türkiye Cumhuriyeti tarihinden bir kesit…

Bir halk ozanı olan Pir Sultan Abdal, Kanuni döneminde yaşamış alevi bir halk ozanı idi. İran lehine casusluk yaptığı gerekçesiyle Sivas’ta asılarak idam edildi.

Çok büyük bir ozan olan Pir Sultan Abdal’ın felsefesini ve Alevi kültürünü yaşatmak adına bir Kültür Derneği kurulur.(PSAKD) Bu dernek, 1978den beri her yıl Sivas’ta bir kültür şenliği düzenler.

1993 yılında festivali daha görkemli bir şekilde gerçekleştirmek üzere, aylar önceden faaliyete geçtiler.

Dernek, demokratik kitle örgütlerine ve Alevi derneklerine çağrılar yaptı. Sanatçılar, yazarlar, ozanlar vali tarafından şenliğe davet edildiler. Çoğu daveti kabul etti ve Anadolu’nun dört bir yanından Sivas’a doğru yola çıktılar. Ancak geldiklerinde şehirdeki gergin havayı çok geçmeden hissetmeye başladılar.


Aziz Nesin de gelenlerin arasındaydı. Olaylardan iki gün evvel dağıtılan bir bildiri, 2 Temmuzda yaşanacak olayların sanki habercisi gibiydi. Aziz Nesin, başyazarı olduğu Aydınlık gazetesinde, Selman Ruşdi’nin “şeytan ayetleri” kitabından bahsetmişti. Bildiride bu konuya değinilerek, Aziz Nesin hedef olarak gösteriliyordu. Aziz Nesim ateistti.

O gün Cuma namazının ardından etkinliklerin yapıldığı kültür merkezinin önünde halk toplanmaya başlar. Derken yürüyüşe geçerler. Kalabalık  “Sivas laiklere mezar olacak” diye sloganlar atmaktadır.  Saldırgan grup “halk ozanları” heykelini kırıp yerde sürüklemeye başlar.

Aydınların kaldığı Madımak otelinin önünde 15-16 bin kişi toplanmıştı. Kalabalık galeyana gelmiş, otelin camları kırılmış, ön taraftaki araçlar ve sürüklenen heykel ateşe verilmişti. Polis olayları seyretmekteydi. Zaten sayıları itibarı ile de müdahalede bulunacak durumda değildiler.

Aziz Nesin anlatıyor:

“Kalabalığın öfkesi dinmiyordu. Güya güruhu sakinleştirmek adına konuşan belediye başkanının “gazanız mübarek olsun” sözüyle halk hepten çıldırdı. “Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu, Sivas’ta yıkılacak” “Laiklere ölüm” “Yaşasın Şeriat” “Sivas Aziz’e mezar olacak” sloganları ortalığı inletiyordu. .

Sevgili kardeşlerim, yeğenlerim ve dostlarım,

“Ne oldu Türkiye’nin laik kesimine, nasıl oldu da bu memleket bu kadar din eksenine girdi” filan diye düşünüyorsanız, cevabı buralarda aramak lazım. Bakın sene daha 1993. Atılan sloganlara bakın. Yani demem o ki, her zaman vardı. Sadece hortlamak için zamanı ve zemini bekliyorlardı. Türbanla başlandı, bakın nereye geldi… AKP iktidarı ve Fethullah Gülen onlara istedikleri zemini verdiler, ortamı hazırladılar. Bakmayın şimdi can düşmanı olduklarına. Herkes biliyor başlangıçta ve sonra uzuuuun bir zaman beraber olduklarını…
Aziz Nesin devam ediyor:

“Önce yağmalama, sonra ise “yakın ulan, yakın” sesleri ve tekbirlerle çevredeki araçlar ateşe verildi. Peşinden otelin perdeleri tutuştu. Ateşin kızıllığı, dumanın siyahlığıyla birleşip çevremizi sarmıştı. Bu kaçıncı öldürülüşüm bilmiyorum fakat ölüme en yakın olduğum anı artık görebiliyordum.”

“Odamda Lütfi Kaleli ile birlikte çaresiz bir bekleyiş içerisindeyken, aşağıdan korkunç çığlıklar gelmeye başladı. Bağırıyorlar, yardım istiyorlardı. Bir zaman sonra çığlıklar kesildi. Artık sıra bana gelmişti. Kesin olarak ölüme hazırdım. 

 “Dönüp Lütfi’ye “beni şu yatağa yatır, bu güruha kötü bir ceset vermek istemiyorum. Köşeye büzüşmüş bir adam gibi ölmeyeyim” dedim. Sonra Lütfi’nin önerisiyle cama koştuk. O sırada otelin önüne yanaşan bir itfaiye bizi kurtarmaya yeltendi.”

Sivas’ta yer yerinden oynuyordu. Polise az sayıda bir takviye gelmiş ama yetersiz kalmıştı. Bir müddet sonra yürüyerek az sayıda asker de geldi. Ancak gözü dönmüş bu kalabalığa müdahale edebilmekten çok uzaktılar. Devlet ortalıkta yoktu.

“İtfaiye merdiveninden inerken daha sonra Refah Partisinin meclis üyesi olduğunu öğrendiğim Cafer Özçakmak “asıl öldürülecek hayvan burada” diye bağırdı. Merdivenin tam ortasında, sırat köprüsünde gibiydim. Geri dönsem cehennem, ileri devam etsem linç”

Aziz Nesin aşağı indirildiğinde birisi arkasından iter. Büyük usta yere düşer. 78 yaşındaki, Türkiye’nin yetiştirdiği en büyük yazarlardan biri yerde tekmelenmeye ve yumruklanmaya başlanır. Başı yarılır. Kanlar içerisindedir. Bir polis yakasından yakalar ve sürükleyerek polis otosuna götürür. Aziz Nesin yaralı olarak kurtulmuştur.

Ancak bilanço çok ağırdır. 33 Alevi aydın ve iki otel görevlisi toplam 35 insan ölmüştür. Yanarak, ya da dumandan boğularak feci şekilde hayatlarını kaybetmişlerdir. Yıllar sonra bile yerleri doldurulamayacak onca değer katledilmişti. Alevi oldukları için…


Dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın yerine geçen Süleyman Demirel’di. Olaylardan sonra kendine has üslubu ile yine incilerinden birinin patlattı ve sözü Türk siyasi tarihine geçti; “Çok şükür dışarıdakilere bir şey olmadı.”


Bir hafta evvel başbakan olan Tansu Çiller ise “ağır tahrik vardı” diyerek kabahati ölenlere ve aydınlara attı.

Sivas davası yıllarca devam etti. Tam 8 sene sonra 2001 yılında sonuçlandı. “Cumhuriyete karşı örgütlü kalkışma girişiminde bulunmak” suçundan sanıklardan, 33ü idam, 4ü 20 yıl, 1isi de 15 yıl hapis cezası aldı. Sanıkların avukatları kararı temyiz ettiler. Temyizler, müdahil avukatların talepleri, hukuki yöntemler yıllarca devam etti. Sonuçta dava zaman aşımına uğradı ve…  Kapatıldı.

Sivas’ta olanlar inanışların farklılığı yüzünden olmuştur. Kim ne derse desin, bu böyledir. Alevi – Sünni çekişmesi bugün hala devam etmektedir.

Bakın, sanıkları savunan avukatlardan bazıları sonradan nerelere geldiler.

Av. Şevket Kazan – AKP hükümetinde Adalet Bakanı.
Av. Hayati Yazıcı – AKP hükümetinde Devlet Bakanı, başbakan yardımcısı.
Av. Ali Bulut – AKP Maraş Millet Vekili.
Av. İbrahim Hakkı Aşkar – AKP Isparta Millet Vekili.
Av. M. Denim Taylan – AKP Adıyaman Millet Vekili.
Av. Mevlut Uysal – AKP İstanbul Başakşehir Belediye Başkanı.
Av. Nevzat Er- AKP Eminönü Belediye Başkanı.

Bunlar katilleri savunan avukatlardan bazıları. Liste çok uzun.

13 Mart 2012de dava kapatılınca zamanın başbakanı Recep Tayyip Erdoğan olayı şu şekilde yorumlar.  “Milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun.”

Ne diyelim, âmin…

Bu haftaki yazımın en son bölümünde Türkiye Cumhuriyetinin 94 yıllık tarihinde “keşke hiç yaşanmasaydı” denilecek bu türden olaylardan yazmış olduklarımın isimleri ve linkleri var. Belki okudunuz, belki okumadınız, belki okumak dahi istemezsiniz. Ben ilginize sunuyorum. Gerisi size kalmış.

Ancak bu olaylar yaşandı. Tarihi değiştirmemiz mümkün değil ve yazık ki liste bu kadar da değil. Daha başkaları da var. Ancak daha onları yazmaya henüz fırsat bulamadım. Bir gün yazabildiğimde inşallah, bu sayfalarda ilginize sunacağım… Okuyan olduğu müddetçe ben yazacağım. Yaradan izin verirse…

Sayın hocam Ayşe Hür, şöyle diyor:

“Bazılarının sandığı gibi, durmadan tarihimizin yüz kızartıcı dönemlerini anlatmaktan zevk alıyor değilim. Aksine her seferinde “keşke bunlar olmasaydı da, yazmak zorunda kalmasaydık” diyorum. Sağlıklı bir toplum olmak için geçmişle yüzleşmek gerektiği inancıyla, bazı okuyucularımı üzmek ve kızdırmak pahasına yazmaya devam ediyorum.”
AYŞE HÜR – TARİHÇİ, GAZATECİ, YAZAR

Yürekten katılıyorum.

Eveeet. Türkiye 6 sene sonra Cumhuriyetin 100ncü yılını kutlayacak. Gururla…
Ne mutlu Türküm diyene…
Hoşça kalın, esen kalın.
Sevgiyle…

Aaron Baruch  (Ankaralı)


Azeri Aydınlarının başına gelenler – BORALTAN FACİASI  - http://ankarali-513.blogspot.co.il/
Kırım Türklerinin felaketi – MAVİ ALAYhttp://ankarali-512.blogspot.co.il/
Türkiyeli Rumların yaşadığı trajedi – 20 KİLO – 20 DOLAR, HEPSİ BU, HADİ YALLAH  http://ankarali-513.blogspot.co.il/
Trakya Yahudilerinin dramı 1934 – LA FORTUNA - http://ankarali-50.blogspot.co.il/
Gayrimüslim amele taburları – LAS VENTE KLASAS - http://ankarali-51.blogspot.co.il/
Varlık Vergisi – KURUN-I VUSTAİ - http://ankaraliaaron.blogspot.co.il/

6-7 Eylül olayları – MAHŞERİN DÖRT ATLISI - http://ankarali-526.blogspot.co.il/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.