1 Haziran 2023 Perşembe

BİBİ NETANYAHU’NUN VURULDUĞU GÜN…

 






 

 

Oynadığı yıllarda bir film İsrail’de çok gişe yapmıştı.   “When the prime ministers took down the hijackers - yani başbakan  korsanları aşağı çekerken...”

Filim yaşanmış, gerçek bir olayı anlatıyor. Kaçırılan bir uçak ve akabinde kurtarma operasyonu.  

OPERASYON   İSOTOP.

Filimle  ilgili olarak   Şimon Peres, Bibi Netanyahu ve başka siyasetçiler, eski  askerler anılarını anlattılar... Bu, dünyada ilk defa kaçırılan bir uçağa karşı yapılan baskın kurtarma operasyonuydu. O güne kadar  böyle bir operasyon hiç yapılmamıştı. Daha sonra da  bu kadar zor ve başarılısı hiç yapılamadı ya, neyse...

Kalemim yettiği kadar size bu olağanüstü operasyonu  anlatmaya çalışacağım...

8 Mayıs 1972. Viyana - Tel-Aviv  seferini yapmak için Sabena  havayollarına  ait Boeing 707-329 tipi uçak Viyana'dan havalanır.  Uçakta 94 yolcu ve 7 mürettebat vardır. Uçak havalandıktan 20 dakika sonra yolcuların arasında bulunan 4 Arap (iki kadın ve  iki erkek) koşarak pilot kabinine girerler, Silahlıdırlar ve  çok kısa bir sürede uçağın kontrolünü ele geçirirler. Bu ilk korsanların uçak kaçırma eylemlerinden biridir.

Korsanlar, Kaptan pilot Reginald Levy'den  uçuş planına sadık kalarak yola devam etmesini ister. Uçak aynen normal uçuşuna devam ederek Tel-Aviv Lod Hava alanına (daha sonra Ben Gurion) doğru uçmaya devam eder.  Kaptan pilot çok sakin bir şekilde yolculara “gördüğünüz gibi uçakta arkadaşlarımız var” şeklinde açıklama yapar. Çok sakindir.  Esasında İngiliz olan kaptan Yahudi'dir. İkinci dünya savaşı sırasında yüzbaşı rütbesiyle İngiliz Hava Kuvvetlerinde  bulunmuş ve Almanya üzerindeki  stratejik  bombardımanlara katılmış   eski bir askerdir. 1952 yılından beri Sabena'da çalışmaktadır. Dahası o gün kaptanın ellinci yaş günüdür ve karısı da yolcuların arasındadır.

Kaptan pilot korsanların uçağı ele geçirmelerinin üzerine  gizli olarak İsrail'e “uçak kaçırıldı” sinyalleri gönderir. İsrail alarma geçer. O sırada İsrail'in başbakanı  Golda Meir, Savunma bakanı ise Moşe Dayan'dır. Bu  efsanevi iki insan,  acil olarak hazırlıklara daha uçak havada iken başlarlar. Golda “gönderin çocukları” talimatını veriri.

Aynı model bir uçak bulunur. İsrail'in en  elit  komandoları,  (Sayeret Matkal)   hemen hava alanına sevk edilirler  ve model uçak üzerinde çalışmalara başlarlar. 

Uçak Lod hava alanına iner inmez sakin bir köşeye çekilir. Korsanlar Kızılhaç aracılığı ile isteklerini iletirler. İsrail hapishanelerinde bulunan 315  Filistinli tutuklunun serbest bırakılmasını istemektedirler. Görüşmelere İsrail tarafından Savunma Bakanı Moşe Dayan bizzat   katılmaktadır. 

Bu arada korsanlar Yahudi rehineleri diğerlerinden ayırırlar. Yahudi olmayan rehineler uçağın arkasına gönderilir.  Teröristler bir patlayıcı numunesini kaptan pilota verirler ve bunu İsrailli yetkililere götürmesini isterler. Niyetlerinin çok ciddi olduğunu  anlatmak istemektedirler. Fakat atladıkları bir şey vardır. Kaptan pilot Reginald Levy, uçakta ne olup bittiğini İsrail yetkililerine detaylı bir şekilde anlatır. Teröristlerin kıyafetlerinden uçaktaki yolcuların nerelerde oturduğuna kadar her şey  öğrenilir.   Bu detayların İsrailliler için hayati önemi vardır. Örneğin kaptan pilot en önemli soruyu yanıtlar. Acil çıkış kapılarının önünde koltuk yoktur. 

Çalışmalar hızla sürerken bir gurup  insan, mahkûm kıyafetleri ile havaalanına getirilir ve teröristlere uzaktan gösterilir. İsrailli yetkililer teröristlerin isteklerini kabul etmiş gibi gözükerek zaman kazanmaya çalışmaktadırlar.

Bu arada gece olmuş ve her taraf kararmıştır. İki komando toprağa sürünerek uçağın altına sessizce süzülür.  Uçağın, iniş takımlarındaki hidroliği boşaltırlar ve lastiklerini indirirler. Artık uçağın  bu vaziyeti ile havalanması imkânsızdır.  Bu teknik durum uçaktakilere de  fark ettirilir. Uçağın tamire ihtiyacı olduğu meydana çıkar. Görüşmeler yolu ile korsanlar dört teknisyenin uçağa  girmesi konusunda ikna edilirler. Beyaz teknik adam elbiseleri giymiş 16 komando uçağa yaklaşır. 4 tanesi ise uçağa girer.

“Operasyon İsotop” başlamıştır. Eller tetiktedir. Sinirler gerilmiştir ve herkes heyecan içindedir.

Uçakta 90 yolcu, 4 terörist,  7 mürettebat ve şimdilik  dört  Sayeret Maktal komandosu mevcuttur. Havada ölüm kokusu vardır.

Değerli okurlar, şimdi anlatımıma küçük bir ara verip size bu 16 komandodan bahsedeceğim. Komandoların lideri Ehud Barak'tır. Daha sonraları İsrail'in başbakanı olacaktır. Uçağa ilk giren dört komandodan biridir. 

Bir diğer komando  ise Bibi Netanyahu'dur. O da daha sonra  İsrail'in başbakanı olacaktır. Hatta halen başbakandır. Dahası operasyon sırasında vurulur. 

Bir diğer ise Yonatan Netanyahu olması gerekiyordu.  Yonatan Bibi'nin ağabeyidir. Fakat son anda iki kardeşin aynı anda tehlikeli bir operasyonda bulunması yetkililerce doğru bulunmaz ve operasyona katılmasına izin verilmez. Ancak 4 yıl sonra komutan olarak katıldığı  Entebbe baskını  sırasında ne yazık ki bu değerli  komutan yaşamını yitirir.

Bir diğer komando ise Danny Yatom'dur. Kendisi 1996 ile 1998 yılları arasında Ramsad (MOSSAD başkanı) görevi yapmış daha sonra da siyasete atılarak İsrail meclisine girmiştir.
Diğer bir komando Uzi Dayan, İsrail ordusunda Orgeneral rütbesi ile emekli olup o da siyasete atılmıştır. Uçağa giren ve girmek üzere olan bu ekip  olağan üstü insanları oluşturduğu olağan üstü bir ekiptir ve olağan üstü işler yapmışlardır. 

Şimdi kaldığımız yerden bu heyecanlı olayı anlatmaya devam ediyorum.

4 komando beyaz teknik adam kıyafeti ile uçağa girerler. Uçağın teknik aksamlarını kontrol ediyor gibi yaparak, oyalanmadan bir anda acil çıkış kapılarının tümünü açacak işlemleri yaparlar. Ana kapı, arka kapı, kanat hizalarında ikişer kapı, toplam 6 kapı bir anda açılır.  Diğer 12 komando yine beyaz kıyafetlerle hep beraber bir anda uçağa dalarlar. İçeri geri girenler İbranice “kendinizi koruyun” diye bağırmaya başlarlar. İbranice bilen Yahudi yolcular ellerinden geldiği kadar koltukların arasın yere uzanmaya çalışırlar. Komandolar anında iki erkek teröristi vururlar. 

Kadın terörist Khalsa'yı Bibi Netanyahu yakalar. Aynı anda komandolardan  Marko Eşkanazi silahını ateşler. Kurşun önce Khalsa'ya isabet eder fakat onu geçer. Aynı kurşun, Bibi'yi de kolundan yaralar.  Bibi vurulmuştur.   (Bu bilgi bu olayı konu eden  filimden alınmıştır. Faydalandığım diğer yazılı belgelerde kadın teröristin yaralanmadığı, sadece Bibi'nin dost ateşi ile vurulduğu anlatılmaktadır, bilgilerinize...)

Bu arada diğer kadın terörist el bombasının pimini çeker. Fakat mandalını bırakmaya fırsat bulamadan komandolar üstüne atılırlar ve eline yapışırlar. Terörist bombayı patlatamaz.  Komandolar hareketsiz hale getirilen teröristin elinden bombayı alıp tesirsiz hale getirirler.

Sonraları bir yolcu Chanel 1'e  olay sırasında yaşadıklarını birazcık değişik şekilde şöyle anlatır

-Her şey çok hızlı oldu. Daha sonradan, komando olduğunu anladığım beyaz kıyafetli insanlar bir anda uçağa daldılar ve teröristlere ateş etmeye başladılar. Erkek teröristlerden birisi de vurulmadan hemen önce elindeki el bombasının pimini çekti,  fakat o anda vuruldu ve bomba yere düştü. Ben de,  yere düşen bombayı yakalayıp mandalını tuttum ve bombanın patlamasına mani oldum. Daha sonra  bomba komandolar tarafından tesirsiz hale getirildi.

Yonatan Netanyahu kardeşinin vurulduğunu telsizden öğrenir, deli gibi uçağa koşmaya başlar. Kardeşini ayakta görünce yüzüne müthiş bir gülümseme yayılır ve “sana gitmemeni söylemiştim” der. 

Operasyon İsotop sona ermiştir. Dört teröristin  ikisi ölü, ikisi canlı olarak  ele geçirilmiştir. Bu kargaşa esnasında ne yazık ki 2 yolcu da yaralanır. Birisi kurtarılamaz ve hayatını kaybeder.
Sonra neler oldu?

Olayı Kara Eylül örgütü gerçekleştirmişti. 1967 yılındaki 6 günlük savaştan sonra intikam amacı ile dünyanın her yerinde Yahudilere karşı eylem yapan Kara Eylül  örgütü İsrail'in başına bela olmaya devam etti. Münih olimpiyatlarında Almanların beceriksizliği yüzünden ortalığı kana buladılar. 11 İsrailli sporcu öldü. Başka eylemler de yaptılar.

İsrail, dünyanın her yerindeki Yahudileri kendi vatandaşı kabul eder ve her zaman yanındadır.  Golda,  MOSSAD gerekli emirleri verir. MOSSAD, Gençlik Baharı Operasyonu ile Kara Eylül örgütünün tümünü  yok edecektir. Bu operasyona da katılan Ehud Barak kadın kılığında üç terör örgütü  liderini Beyrut'ta bir evde kıstırır ve arkadaşları ile birlikte üçünü de zımbalarlar. Aynı gece eşzamanlı olarak Beyrut'ta beş hedef daha yok edilir. Kara Eylül yok olmuştur.

Sabena uçağının kaçırılma planı,  Kara Eylül'ün lideri Kızıl prens lakaplı Ali Hassan Sallameh   tarafından yapılmıştı.  Ali Hassan'ın  biletini   MOSSAD  22 Ocak 1979 da  100 kg’lık bir bombayla  kesecektir.

Sabena  uçağı İsrail tarafından satın alınır daha sonraki yıllarda casus uçağı olarak faaliyet gösterir.

Kaptan pilot Reginald Levy  operasyondan sonra Golda Meir tarafından kabul edilir ve onuruna bir yemek verilir.  Kendisi İsrail'de bir kahraman olmuştur. Pilot anılarında teröristleri gerginlikten uzak tutmak için navigasyondan sexe kadar her konuda kendileriyle sohbet ettiğini anlatacaktır. 10 yıl sonra 1982 de emekli olur. Hayatının geri kalan kısmında Ehud Barak ve Şimon Perez  ile teması hiç kesilmez. Ağustos 2010 da  Dover'de evinin yakınındaki bir hastanede kanserden ölür.

Baskından sonra  komandolardan biri kaptanın şapkasını hatıra olarak alır. 35 yıl sonra  bu şapkayı kaptanın kızı Linda Lipschitze'e geri verir. Linda baskının olduğu yıllarda Jerusalem Post gazetesinde çalışıyordu.

İki kadın terörist İsrail mahkemelerince suçlu bulunurlar ve müebbet hapisle cezalandırılırlar. Fakat Lübnan savaşından sonra esir düşen İsrail askerleri ile  değiştirilirler ve serbest kalırlar.  

Hoşça kalın, sevgiyle kalın.

 

Aaron Baruch  (Ankaralı)

 

NOT: Bu yazımı yıllar evvel yayınlamıştım. Çok sevdiğim bir yazım. Tekrar yayınlamak istedim.

 

Faydalandığım yayınlar :      Vikipedia ansiklopedisi

                                              Jerusalem Post.

                                              Israel Defance Force

                                              Jewis Vırtual Library

                                              Rabbi Shraga Simmons Blog

                                              The Times of Israel


1 yorum:

  1. CAN KUZEN BU İKİNCİ YAZINI DA OKUMUŞ OLDUM BUNU DA ÇOK BEĞENDİM VE SESSİZLİĞİNİ BOZDUĞUN İÇİN ÇOK SEVİNDİM ELİNE SAĞLIK VE CANDAN ÖPÜLDÜNÜZ

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.