25 Temmuz 2020 Cumartesi

İSRAİL HALKI ENDİŞELİ…












İkinci dalga İsrail’i beklenmedik bir şekilde vurdu. Nisan ayında dünyanın en güveni ülkesi seçilen İsrail’de gündelik yeni vaka sayısı 2 binleri geçti. Toplam vefat edenlerin sayısı 450 ye dayandı.

Nasıl oldu da her şey bu kadar tersine döndü? Nerede yanlış yapıldı?

Her şey okullarda ve yuvalarda başladı. 11 Haziranda yapılan testlerde, 422 öğretmen ve öğrencide covid-19 pozitif çıktı. 144 okul ve yuva derhal kapatıldı. 23.996 öğrenci ve öğretmen karantinaya alındı. Ancak geç kalınmıştı. Öğrenciler okulda kaptıkları virüsü evlere taşıdı. Sadece 4 gün sonra 24 saatte 52 öğretmen ve öğrencide daha covid-19 testi pozitif çıktı.

Okulların kapanması ile liseyi bitiren gençler hiçbir kuralı göz önüne almadan mezuniyet eğleneceleri düzenlemeye başladılar. Virüs de bayram etmeye başladı. Yeniden bulaşabileceği onlarca hatta yüzlerce genç beden bulmuştu.

Hâlbuki Nisan ayında günlük vakalar 10 kişinin altına inmişti. İsrail, biraz da ekonomik endişelerle büyük bir hızla açılmaya başlamıştı. Ancak bu hiç iyi olmadı. İsrail halkı disiplinden vaz geçti. Maskeler çene altına inmeye hatta hiç takılmamaya başlandı. İkinci dalga süreci böylece başladı. Bu arada bildirmekten büyük üzüntü duymaktayım ama dünyanın muhtelif yerlerinde ikinci dalga başlamış bulunuyor. Dünyanın her bölgesinde yaklaşık 40 ülke korona virüs enfeksiyonlarında bir günde rekor artışlar kaydedild. Avustralya, Japonya, Hong Kong, Bolivya, Sudan, Etiyopya, Bulgaristan, Belçika, Özbekistan ikinci dalgayla boğuşmaya başladı.

Yani sizin anlayacağınız ikinci dalgada İsrail dünyaya öncülük ediyor.

İsrail yeniden kapanmayacak gibi gözüküyor. İnşallah kapanmaya da mecbur kalmasın. Halk kendini korumayı öğrenmeli. Disipline uymayanı virüs affetmiyor. Anlaşılan odur ki kendini korumadığı için virüsü kapan ve hatta başkalarına bulaştıran bu sorumsuz insanların yüzünden İsrail ekonomisi kapanarak 9 milyonu cezalandırmayacak.

Ekonomi ve virüs iki ucu pis bir değnek sanki. Ekonomi açıldıkça virüs doğru orantılı olarak artıyor. Ekonomiyi kapatırsan halk parasızlıktan inlemeye başlıyor. Açılmaya yeni başladığımız günlerde (19 Nisan 2020) 395 bin kişi yeniden işine geri dönebilmişti. İsrail’de şu günlerde 850 bin kişi işine geri dönememiş vaziyette. İşsizlik oranı pandemiden evvel % 3,6 iken ne yazık ki şimdilerde % 21’e dayandı.

İsrail’de halk siyasi olarak hala ikiye bölünmüş vaziyette. “Ne olursa olsun, sadece BİBİ” diyenlerle “BİBİ olmasında ne olursa olsun” diyenler…

Geçen hafta protestolar başladı. İsrail’e yakışmayan iğrenç protestolar. Toplasan en fazla 2 bin kişi. Kim bunlar? Neredeyse hepsi her şeye karşı olan genç deli dolu biraz da işsiz güçsüz takımı.  “Bibi gitsin” diye bağırıyorlar. İyi de senin bağırmanla olmuyor ki. Adam bağırıyor:

-Bibi gitsin.
-Niye?
-İşim yok.
-Peki, önceden ne iş yaparsın?
-Hiçbir iş yapmam, işsizim.

Bir de anlamakta güçlük çekiyorum. Protestocu hanımlar Bibi’yi göğüslerini açarak protesto ediyorlar. Yani kimi protestoculara bir itirazım yokta(!)  bazıları gerçekten estetik anlayışımı zorluyor. Bayanların göğüslerini açmasıyla, protestonun ne ilişkisi var anlayamadım doğrusu… 






Devletin sembolü menoranın üstüne çıkıp memelerini gösteren bir hanım kızımız da ayıp etti. Kendisine “neden böyle bir şey yaptın, ayıp değil mi?” diye sorulduğunda “insan vücudunda utanılacak bir şey yok, devleti idare edenler çaldıklarından utanmalıdırlar” diye cevap vermiş. Her kimi kastettiyse ki, herhalde Netanyahu’yu, şu ana kadar hiçbir mahkeme onu (ya da başkasını) suçlu bulmadı. Bu gün nimetlerinden istifade ettiği dünyanın en gelişmiş ülkelerinden birinde yaşayan bu hanım kızımız bilmelidir ki bu imkânları, bu hürriyeti ona protesto ettiğini zannettiği o politikacılar vermiştir. Bu protestocular daha hayatta değilken Bibi Yom Kipur savaşında subay olarak ülkesi için savaşıyordu. Her halde 20’li yaşlarda olan protestocular daha 4-5 yaşlarında iken Netanyahu başbakandı.

Türkiye’de yayınlanan Yahudi Cemaatinin yayın organı sayılacak bir gazete var. Şalom Gazetesi.  “İsrail Halkının Netanyahu İsyanı” başlığı altında birinci sayfanın tam ortasında haberi patlatmış. Haber yalan mı, yok değil, yanlış mı, yok yanlış da değil, doğrudur. Ancak e be Allahlın kulu, o mitingde toplasan toplasan en fazla 1500 kişi vardı. Şimdi bu 1500 kişi İsrail halkı mı oluyor? Niye ülkemi kaostaymış gibi batırmaya çalışıyorsun? İsrail’e giydirecek bir fırsat buldun ya, vur bakalım, eline ne geçecekse? Haberi çarpıtmadan, yönlendirmeden  “1500 gösterici Netanyahu’yu protesto etti” diye versene…

Ayrıca bak, bu BİBİ dediğin adam var ya, son üç seçimin galibi, doğru mu, doğru. 3 milyon İsrail seçmeninin oyunu almış, doğru mu doğru.  Sen hangi halkın İsyanından bahsediyorsun? İsrail halkı hiç de öyle isyanlarda falan değil. Biz her şeyi, herkesi protesto edebiliriz. Çünkü ÖZGÜRÜZ. Bu öyle isyanlardayız falan anlamına gelmez.  Zorda olduğumuz gerçektir, belki üzüleceksin ama biz bunu da atlatırız.  Bakma öyle her kafadan bir ses çıktığında. 3 Yahudi’nin olduğu yerde 5 fikir vardır. Bu çeşitlilik bizim zenginliğimizdir. Her zaman dediğim gibi bizi anlamak için bu memlekette 3-5 sene yaşaman lazım.

DAYAN İSRAEL, BUNU DA ATLATACAĞIZ…

Aaron Baruch  (Ankaralı)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.