Değerli Soner Yalçın, sanki Türkiye deki
gayrimüslimlerin son yüzyılda yaşadıklarının belgesi gibi yazdığın yazıda kendi
kendinle bilmem kaç defa çelişkiye düşmektesin:
“Çok
acılar çektiniz.
Linç
edildiniz, idamla cezalandırıldınız.
Sinagoglarınız
bombalandı… Suikastlara uğradınız…
Kan
iftiralarına maruz kaldınız…
Kıyafet
zorunluğuna tabii kılındınız…6 metreden yüksek ev yapmanız yasaklandı…
150
yıldır basında görmediğiniz-işitmediğiniz hakaret kalmadı…
1934’de
Trakya’da, 1955’de İstanbul’da evleriniz iş yerleriniz yağmalandı, tecavüze
uğradınız… Varlık Vergisi ile yıkıldınız… Ön yargıların kurbanı oldunuz…
Hep
saklandınız…
Uğradığınız felaketler yazmakla bitmez…” diyorsun…
Sonrada yazının sonunda diyorsun ki “GİTME.”
Ben de sana soruyorum: NİYE KALAYIM?
Her gün basının hakaretlerine uğramak
için mi kalayım?
Her İsrael – Türkiye gerginliğinde hedef
haline getirilmek için mi kalayım?
Yetmedi mi çektiklerim, sustuklarım,
söyleyemediklerim, haykıramadıklarım, söylesene Soner Yalçın, ben niye kalayım?
Tarihten dem vurarak burası senin ülken
diyorsan gel ben sana İsrael’de 3000 yıllık Yahudi tarihi göstereyim, canlı
canlı, David’in şehrini gezelim, Yeruşalayim gerçeği neymiş bir gör…
“Anadolu seni korur” diyorsun. Aziz Nesin’i Sivas’ta koruduğu
gibi mi? Alevileri Maraş’ta koruduğu gibi mi? Yoksa sen mi gelip Yahudileri
koruyacaksın?
“Yahudisiz (ve kuşkusuz Rumsuz-Ermenisiz)
eksik kalırız” diyorsun.
Derken güzel gibi gözüküyor da Soner
Yalçın, o Rumlar’ı; “20 dolar, 20 kilo, hepsi bu, hadi yallah” diyerek
15 gün içinde sınır dışı eden TC değil mi? Sen bizim ağzımıza bir parmak bal mı
çalıyorsun?
Bak Soner Yalçın, Trakya’da Kırklareli
hahamı çırılçıplak soyulup sakalı yolunurken, ailesine tecavüz ediliyordu, ben
oradaydım.
20 sınıf amele taburları ellerinde kazma
kürekle sıtmadan kıvranırken ben oradaydım.
Varlık vergisi yüzünden Aşkale’de
insanlar ölürken ben oradaydım.
Varlık vergisinde gayrimüslimlerin
kaybettikleri yalnız paraları değildi. Onlar ülkelerine olan güvenlerini
kaybettiler. Biliyorum, çünkü oradaydım.
6-7 Eylül’de yalnız Balıklı Rum
hastanesine gelen tecavüze uğramış kadın sayısı 200’den fazla idi. O kadınlar oturamıyorlardı
bile. Sen yoktun, ama ben oradaydım.
Mavi Marmara’dan sonra Yahudi tüccarlara “sana
olan borcumuzu Gazze’ye gönderdik” dendiğinde de ben oradaydım.
Ben kim miyim? Ben bir Türk Yahudi’siyim.
Benim yaşadığımı bana anlatma… Anlatamazsın
da…
“4500 Yahudi vatandaşın Türkiye’den
gitmesine canım sıkıldı” diyorsun. Nereden çıkarttın bunu? Amma da salladın be kardeşim…
Bak ben sana söyleyeyim de bilgin olsun.
2015, 2016 ve 2017 yılında toplam 500 Türk Yahudi’si İsrael’e göç etti. Üç
aşağı beş yukarı hepsi bu. Bunların bir kısmı da üniversite öğrencisi. İsrael’e
göç eden Yahudiler, çocuklarına Türkiye’de eğitim veremedikleri için göç
etmekteler. Çok küçük bir miktarda da ekonomik sebeplerden veya aile
durumlarından dolayı göç edenler vardır. Yani senin gözümüze sokmaya çalıştığın
gibi antisemitizmden korktuğu için, ya da AKP’den çekindiği için ve yahut
İsrael’e milliyetçi hislerle bağlı olduğundan dolayı göç eden Yahudi neredeyse
yoktur.
2500 Yahudi İspanya pasaportu aldı.
İspanya yüzyıllar evvel kovduğu Sefaradlar’a böyle bir hak tanıdı. Yahudiler de
bu haktan istifade ettiler. İspanya’ya göç eden bir tek Yahudi yok. Bu
pasaportları yurt dışına çıkarken vize ile uğraşmamak için aldılar.
Sen Yahudiler’e “gitme” diyene
kadar bizzat Türklere “gitme” desene. 2017’nin sadece ilk çeyreğinde
Barcelona’da binden fazla Türk ev aldı.
Sendeki bu değişikliğe de anlam
veremedim. Sabetaistler’i deşifre edip Türkiye’de antisemitizmi
körükleyenlerden biri idin. Kitaplarını satmak için kendine yeni yollar mı
açmak istiyorsun?
En iyisi Soner Yalçın, sen İsrael’e gel.
Bak burada gazetecilere çok büyük hürriyet var. Hapis filan tehlikesi de yok. Mis
gibi…
Esen kal…
Aaron baruch (Ankaralı)
Sayın Hocam;Asıl siz ne yapmaya çalışıyorsunuz.Antisemitizm diyorsunuz ,yazınız da buna çanak tutup kol kanat geriyorsunuz.Sanki barut fıçısının fitilini ateşlemek istercesine.1934 yılında Kırklareli'nde yazdığınız gibi bir olayın vuku bulduğuna dair hiçbir belge ve kayıt yok.Hatta gerek Ayşe Hür hanımın yazısında ve gerekse sizin 1934 olaylarına ilişkin alıntı yaptığınız yazınızda kendinizi yalanlamışsınız. İngiliz Elçisinin notu buna delildir.Ne tuhaftır ki Mağdur Edebiyatını Yahudi Dinine mensup İnsan Kardeşlerimiz çok iyi kullanıyor.Ama lütfen artık Tarihi yanıltmayalım.Bugün Tarihi veriler Mısırda ki kölelik süresinin 400 yıl değilde yaklaşık 40 yıl olduğunu,2. Dünya Savaşı sırasında Çingenelerin Yahudilere göre daha fazla katledildiğini göstermektedir.Elbette bu dediklerimden katliamların haklı olduğu anlamı çıkarılmasın. Kat'iyen zulüm zulümdür.03.01.2018 tarihli Sözcü Gazetesi Yazarı Soner Yalçın'ın "Burası Vatanın Nereye gidiyorsun" yazısına Niye Kalayım cevabını vermişsiniz. Siz bu toprakları Vatanınız olarak görmüyor musunuz ki Niye kalayım diyorsunuz.Niye Kalmayasın diyorum eğer burasını Vatanın olarak görüyorsan kalacaksın. Eğer Zulüm bitsin diyorsan kalacak ve mücadele edeceksin.Musa Mısırdan çıkarken Musa ile beraberdim.Unutma sen İspanyadan kovulurken ben yanındaydım.Sen Rusya dan kovulurken ben yine yanındaydım.Sen Almanya dan kovulurken ben yine yanındaydım.Sen Türkiye de zulme uğrarken ben yanı başında komşundum. Evet her Milletin kötüsü vardır.İnsanın olduğu yerde zulüm de vardır.Bu zulmü ancak beraber olduğumuz zaman bitirebiliriz.Saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Ömer AYTAŞ
YanıtlaSil1934 Trakya olaylarinin gercek boyutlari olayi yasayan Yahudiler'in korkudan susmalari yuzunden asla gercek boyutlari ile ogrenilemiyecek. Anlatabilecek yasta olanlar da artik bu dunyadan goctuler. Ahse Hur'un yazdiklari aynen soyle' kopyaliyorum. 'Olaylar çarşıya sirayet etmeden bastırılmıştı ancak çapulcular Kırklareli hahamı Moşe Fintz’i evinde yakalayıp çırılçıplak soymuşlar ve usturayla sakalını kesmişler, biriktirdiği paralarını almışlar, sokaklarda birkaç genç kızın yüzüklerini çalmak için parmaklarını kesmişler, bir genç kıza da tecavüze ...'Soykirim ile ilgili bilgilerin yanlis. Bu konuda butun dunyanin kabul ettigi en yetkili makam YAD VASEM'dir. Gercekjler orada delilleri ile var. Turkiye'de (yanlis anlasilmasin TC'de - Osmanli'da degil) gayri Muslimlerin, Alevilerin, Kurtlerin cektiklerini anlatmak icin kitaplar lazim. Neticede hic bir gun yasadiklari ulkeye ihanet etmeyen, birak ihaneti, hic bir kriminal vakaya karismiyan Yahudiler artik pes ediyorlar. Olay budur... Esen kal...
YanıtlaSil“Bağzı Yahudilerin tek tip Yahudi sevdası”makalesine cevabımdır yazınızla ilgili bir not. İsminizin yanında Ankaralı yazıyor, ben de Ankara'dayım, karşılıklı sohbet etmekten memnuniyet duyarım. İyi günler dilerim.
YanıtlaSil"Ancak e be kardeşim, adama sormazlar mı, bu Hamas denilen eli kanlı terör örgütü, 16 yaşında üç masum yavrucağı kaçırıp enselerine birer kurşun sıkarak hayatlarını söndürmekle hiç mi bir kabahat yapmadı? Bu yüzden çıkan savaşta yüzlerce insan öldü, hiç mi bu katillerin suçu yok?" İsrailli üç masum gencin kaçırılıp öldürülmesi terörist bir eylemdir, bunu kim yapmışsa o kişi veya kuruluş terörist bir eylem yapmıştır. Savaşta dahi çocuklara, yaşlılara ve savaşamayacak durumda olanlara saldırılmaz. Ancak, İsrail askerleri bu üç gence karşılık yüzlerce Filistinli öldürdü ve belki de ölenler arasında bu üç gencin katilleri yoktu ama bir sürü Filistinli kadın ve çocuk vardı. O zaman e be kardeşim adama sormazlar mı nerede kaldı suçun şahsiliği evrensel ilkesi, nerede kaldı savaşta kadın ve çocukların öldürülmeyeceği. Bu yüzden çıkan savaşta yüzlerce Filistinli öldü, nasıl ki üç İsrailli genci öldüren Hamaslılar katilse, yüzlerce Filistinliyi öldüren İsrail askerleri katil değil mi? Eğer bakış açınız bu değilse "o zaman sus… Hiçbir şey söyleme… Lütfen…İnşallah anlamışsındır." Adalet ve eşitlik herkes için varsa vardır, bir kişi için yoksa kimse için yoktur.
Barış içinde bir dünya için Ankara'dan selamlar...
Günaydın efendim / Madam.
YanıtlaSilİşinizi genişletmek, borçları netleştirmek ve birleştirmek için bugün meşru bir kredi teklifi mi arıyorsunuz? Düşük kredi notu nedeniyle bankalar tarafından geri çevrildiniz mi? Genel finans kurumu ile hızlı kredilerinizi alın.
Email: generalfinancecorporation.org@gmail.com
Farkli tarihlerde ve yerlerde islenen olaylar icin "oradaydım" nasıl söylenebilir? Olmaniz mumkun degil. Nasıl hepsinde olabiliyorsunuz? Ancak bir yerlerden duyduklarınıza söylentiden ibaret olur ve "oradaydım" demek de abesle istigaldir. 200 kadın bilmem su kadar ... Bunlar söylentiden kulaktan dolma seyler de oldugu icin kaynak da belirtemediğiniz icin "oradaydım" demek bir referans olmuyor maalesef.
YanıtlaSil